“Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayın ve gördüğünüzün sadece yarısına inanın.”

Siyasetin gözü kulağı, hesabı kitabı yeni anayasa oldu.

Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un Meclis Başkanlık seçimlerinin yenilenmesi öncesinde ilk durağı olan MHP Lideri Devlet Bahçeli ile yaptığı görüşmeden sonra yapılan açıklama yeni dönemin şifrelerini verdi.

Daha sonraki konuşmalarda da benzer açıklamalarla Meclis’in ikinci devresinde de Meclis Başkanlığını yürütecek olan Numan Kurtulmuş, Bahçeli’nin anayasa değişikliği için yüz kişilik komisyon önerisini destekleyen açıklamalar yaptı.

Terörsüz Türkiye için artık çözümün tek adresinin Meclis olduğunun altını çizdi.

Çizdi ama Türkiye’de Kürdü ile Türkü ile herkesin gündemi tek: EKONOMİ

Cepler yanarken açıkça sokakta kimse başka bir şeyi düşünmüyor.

Vay Efendim Türkiye uçuyormuş! Yok Efendim tüm Dünya hizaya gelmiş! Aman Efendim büyük dönüşümlerin arifesindeymişiz!..

Bunların hiçbirisi vatandaşın gündeminde değil.

Kürt Meselesinin ülkenin bütünlüğünü bozmayacak bir şekilde çözülmesinden, toplumun bütün kesiminin memnun olduğunu sürecin ilerleyişinden okuyoruz.

Fakat DEM Parti’nin isteklerinin el yükseltmek mi yoksa fütursuzluk mu olduğu hâlâ belli değil.

PKK’nın fesih kararı aldığı kongre sonrasında silah bırakma sürecine ilişkin anlamlı bir yol yürütülemedi.

PYD’nin komutanı Mazlum Abdi’nin iki aydır Türkiye ile doğrudan görüşüldüğünü açıklaması, üstelik bir de Abdi’ye yakın çevrelerin Abdi’nin yakında Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştireceği açıklaması kafa karıştırdı.

İstihbarat düzeyinde ilerleyen sürecin içinde hangi pazarlıkların döndüğü konusunda şüpheler olduğunu vurgulayan siyasetçiler harekete geçti.

Bu siyasetçilerin başında da İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu var.

Dervişoğlu, “kirli pazarlık” diye nitelediği sürecin başından beri, “terörle müzakere değil mücadele edilir” yaklaşımını esas alıyor.

Onun bu tutumuna rağmen Şehit Aileleri ve Gazilerden ses çıkmamasını dile getirenlere ise İYİ Parti Cenahı, “korkuyorlar” dedi.

“Hepsinin devlette çalışan atanmış çocukları var. Sürülmekten ya da mobbinge maruz kalmaktan korkuyorlar.” diyen yöneticiler de seslerini pek duyuramasa da, süreçte DEM Parti ile birlikte sesi duyulmayan, iki uçta yer alan siyasi görüş olarak ortada kalmış durumdalar.

Siyasetin gündeminde Anayasa değişikliğinin olması, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iyileştirici ve kolaylaştırıcı cevaplar vermesine rağmen Bahçeli’nin sürecin içindeki duruşunu değiştirmeyen tavrı kafa karıştırıcı.

Bunu derinden okuyan siyasetçiler ve emektar gazeteciler aslında sürecin nereye gittiğini çok iyi biliyor.

Fakat bunu şimdi söylemek için çok erken.

Siz anladınız onu…

Tüm bunların dışında barış çubuğu uzatılmasına rağmen İmamoğlu’nun iddianamesi yazılmamış bir şekilde tutukluluğunun devam etmesini eleştiren CHP’nin, meydanları hareketlendirmek için ortaya koyduğu çaba da pek görülmüyor.

Çünkü muhalefet kanadında da mesele EKONOMİ…

Evet açıkça bir hukuksuzluk var.

Hatta son yapılan operasyonla CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “İmamoğlu olmazsa gerekirse başarılı birçok belediye başkanımız var onları aday gösteririz” çıkışı sanki savcılığı harekete geçirmiş gibi ardı arkası kesilmeyen belediye operasyonları geliyor.

CHP’nin tutuklanan Belediye Başkanlarına bakın: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt BB Ahmet Özer, Beşiktaş BB Rıza Akpolat, Beykoz BB Alaattin Köseler, Beylikdüzü BB Mehmet Murat Çalık, Şişli BB Resul Emrah Şahan, Büyükçekmece BB Hasan Akgün, Gaziosmanpaşa BB Hakan Bahçetepe, Avcılar BB Utku Caner Çaykara.

“Bu listeye Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ne zaman gelecek?” sorularının arasında Yavaş’tan uzun zamandır ertelenen İmamoğlu ziyareti geldi.

AK Parti bir elini uzatıp tokalaşmaya davet ederken yargı eli CHP’yi sıkıştırıyor.

Arasındaki ilişkinin boyotunu siz anlıyorsunuz.

Peki CHP buna nasıl tepki verecek dersiniz?

Özgür Özel defalarca kez ekranlarda altını çizerek “Mevcut Anayasa’ya uymayanlarla Anayasa yapılamaz” dedi ve tavrını ortaya koydu.

Üzerinde kurultay davası nedeniyle sallanan Kılıçdaroğlu rüzgarını görüyorsunuz.

CHP için bu raddeye gelen bir baskı ve dizaynın oluşturacağı yıkıcı gündemin sosyal hareketlilik taşıması mümkün olabilir.

Siyaset çok sıcak bir yaza, çok sıcak bir gündemle giriyor.

Ekonomiyi toparlamak isteyen iktidarın yazı sessiz geçirme ve yumuşatma gündemini öne çıkarma ihtimali var.

Zaten yaz aylarının getirdiği rehavet CHP’nin meydan siyasetini sekteye uğratacaktır.

Ayrıca bu süreçte iç politikadaki belirgin olmayan duruşu netleştirecek tek hamle yurtdışıdaki olaylar ve etkileri olacak.

Netanyahu’dan bıkan Trump’ın Rusya konusunda yaşadığı aşağılanma ve son olarak kankası Elon Musk’ın Kongre’den geçen harcama paketi ile isyan bayrağını açması süreci değiştirebilir.

Façası çizilen Trump’ın dikkatleri dağıtmak için dış politikaya hareket getirmesi mümkün.

Suriye’de ABD’nin oyun bozucu bir rol almaya başlaması, Trump ile Erdoğan arasında görece olumlu seyreden havayı başka bir boyuta taşıyabilir.

Üstü örtülü birçok pazarlığın yaşandığı bir dönemde Türkiye’nin iç politikası da bu gündemlere oldukça entegre durumda.

Terörist Başı Abdullah Öcalan’ın PKK kongresine gönderdiği mektubun sızması iç politik zeminden dış politikayı dizayn çabasını yansıtıyor.

Fakat içerisinin de dışarısının da birbirine kenetlendiği bir politik zeminde kalan bölge gerçekleri var.

Tabii bir de bu kadar karmaşa içinde kabine değişikliğini gündemine getirenler…

Bu karışık tabloda Edgar Allan Poe’dan alıntılayarak şunu söyleyebilir:

“Duyduğunuz hiçbir şeye inanmayın ve gördüğünüzün sadece yarısına inanın.”