Sonuçta 250 puanlık indirim oldu ve TCMB’den siyasete patırtı çıkarmadan makul bir destek geldi. Şaşırmadım. Metindeki çelişkileri görünce de düşüncelerimden emin oldum.
Geçen haftaki 250 puanlık indirim ve metin herkesin kafasını az da olsa karıştırdı. İndirim 50 puan da olsaydı 300 puan da olsaydı bir kaç kelimelik düzeltme ile her indirime uyacak formda hazırlanmış bir PKK metni gördük.
Netice itibariyle de 250 puanlık indirimle %40,5’e gelmiş olduk.
Benim tahminim, ağustos ayı öncü verilerini incelediğim günden beri 200 puandı.
İndirim tahminimi sebebleriyle açıkladığım geçen haftaki yazımda ayrıca diğer tüm ihtimalleri ve vereceği mesajları da özetle şu şekilde değerlendirmiştim:
“Ağustos verisi, rakamlar üzerinden çalışanların beklediği üzere %2 civarı geldi. Yani 300 ve üzericilerin pek şansı kalmadı. O günden beri ifade ettiğim üzere 200 puan çok daha makul bir yere oturdu.
Aslına bakarsanız hiç yapılmasa sırf şu yukarıda yazdıklarımdan ötürü haklı olunur fakat piyasa şu an bu indirim beklentisine adeta ölüm kalım gibi bakıyor.
100 puan yapılıp geçilse desek bu beklentiyi o da karşılamıyor.
Bunlarla beraber CHP davası öncesi piyasayı ve toplumu bir nebze olsun rahatlatmak, tepkileri azaltmak için FED’in indirim hamleleri de hesaba katılıp 250 puanlık bir karar alınır mı, bilemem; ama alınırsa şaşırmam.”
Sonuçta 250 puanlık indirim oldu ve TCMB’den siyasete patırtı çıkarmadan makul bir destek geldi. Şaşırmadım. Metindeki çelişkileri görünce de düşüncelerimden emin oldum.
FED 25 puan indirimle başladı. Yıl içinde 2 indirim daha belleniyor. Bu çerçevede TCMB makul davranacaksa son iki toplantıda toplam 150 puanlıktan fazla bir indirim yapmamalı.
Aksi halde 2026 daha ilk aylardan itibaren çok zor geçmeye başlar. 150 puanı aşacak olurlarsa yani toplamda 200 ve üzeri puanlık indirime giderlerse tehlikeli olabilir.
Hasılı, TCMB ara enflasyon hedeflemesiyle çalışma iddiasında samimi kalırsa sağlam gitmek için son iki toplantıdan biri 150 puanlık bir indirimle diğeri ise pas geçmeyle sonuçlanmalı.
Çok olumlu kürsel ya da bölgesel gelişmeler olmadıkça bu rakamların üzerinde indirim denemeleri tamamen zararımıza olur gibi gözüktüğünden Hazine’nin TMCB’deki hesabında biriken 1.2 trilyon TL ve 11 milyar dolardan fazla dövizi seçim hazırlığı olarak kabul ederim.
Elbette tüm bu yorumlarım bugünden bakılınca görünen manzara. İlk faiz kararına kadar kim bilir, neler olur…
Ulusal ve küresel gelişmeler öyle hızlı gerçekleşiyor ki bir ayımız adeta bir yıla dönmüş durumda...
Takip etmeye devam edeceğiz.