Piyasa, yapay zeka şirketleri yatırımlarını artıyor haberlerini artık tek başına faydalı saymıyor.
Son günlerde teknoloji hisselerindeki düşüşler kafa karıştırmaya başladı. Her ne kadar olumlu haberlerle dikkatler etki altında tutulmaya çalışılsa da perde arkasında birkaç cümlelik açıklamalarla geçiştirilmeyecek derecede büyük riskler mevcut.
İki yıldır piyasayı taşıyan yapay zeka heyecanı artık yeniden zor sorularla karşılaşıyor. Evet, kimse yapay zekanın geleceğini inkar edemiyor ama bu geleceğin bugünden ne kadar pahalıya satın alındığını ve bu paranın ne zaman geri döneceğini geçmişe göre herkes daha fazla sorguluyor. Bu sorgunun da merkezinde AI CAPEX denilen yapay zeka yatırım harcamaları bulunuyor.
Basitçe şirketlerin veri merkezlerine, sunuculara, ağ ekipmanına, soğutmaya ve en pahalı kalem olan çiplere yaptığı dev yatırım harcamalarından bahsediyoruz.
Temelde bu harcamalar bugün kasadan çıkan paralar. Gelir ise çoğu zaman daha sonra geliyor. Eğer gelir beklenenden yavaş gelirse ya da marjlar beklenenden düşük kalırsa yatırımcı bugünkü harcamanın yarınki karı gerçekten üretip üretmeyeceğinden şüphe etmeye başlıyor, ister istemez. Medya da bu dönemde yatırımcıların AI yatırımlarının geri dönüşü konusunda daha seçici hale geldiğini açıkça vurguluyor.
Bir diğer hassas nokta finansman meselesi…
Bu kadar büyük yatırımları herkes kendi kasasından çeviremiyor. Haliyle kredi, tahvil, kira benzeri uzun vadeli yükümlülükler hızla devreye giriyor. Finansman koşulları sıkılaşınca, projeler ya yavaşlıyor ya da daha pahalı hale geliyor. Reuters’ın aktardığı ve gündem olan Bridgewater uyarısı büyük teknoloji şirketlerinin yapay zeka harcamalarında dış kaynağa daha fazla yaslanmasının riskleri büyütebileceği yönünde.
Son günlerde gündeme düşen Oracle başlığı bu tartışmayı somutlaştırdı. Oracle’ın Michigan’da planlanan yaklaşık 10 milyar dolarlık veri merkezi projesinde ana finansal destek tarafında görüşmelerinin bozulması, yatırımcıyı ürküttü.
Yapay zeka altyapısı sadece teknoloji işi değil, aynı zamanda büyük bir proje finansmanı işi. Projenin kira şartları, borç şartları ve zamanlama riski büyüdüğünde piyasa hemen rahatsız oluyor.
Oracle’dan başka Broadcom da gündemde. O cephede ise tartışma karlılık kalitesinde oldu. Broadcom’un yapay zeka gelir karmasının brüt marjları aşağı çekebileceğini söylmesi üzerine yatırımcı bu işin kısa vadede yüksek kar bıraktırmayabileceğini yeniden fiyatlamaya başladı. Çünkü yapay zeka çiplerine talep güçlü olsa bile daha düşük kar marjlı özel çip satışları büyüdükçe karlılık baskılanabiliyor.
Hasılı, bu iki gelişme birleşince teknoloji hisselerindeki düşüşler daha anlaşılır hale geliyor. Dolayısıyla piyasa, yapay zeka şirketleri yatırımlarını artıyor haberlerini artık tek başına faydalı saymıyor. Harcama artarken borç artıyorsa, kira yükümlülükleri büyüyorsa, nakit akışı zayıflıyorsa, o zaman yatırımcı büyümeye daha düşük bir değer biçiyor. Oracle ve Broadcom haberlerinin yapay zeka temasında iştahı azalttığını ve seçiciliği artırdığını işte bu çerçevede kavramak lazım.
Tam da burada Micheal Burry’yi ve uyarıları çerçevesinde açtığı short pozisyonları hatırlamak lazım. Burry, amortisman hesapları üzerinden yaptığı yorumlar çerçevesinde yapay zeka donanımlarının çok hızlı eskiyebileceğini ve bu nedenle amortisman varsayımlarının fazla iyimser olabileceğini, yani ciddi problemlerin ortaya çıkabileceğini ilan etmişti.
Haklı çıkması için birkaç şeyin aynı anda olması gerekiyor. Yapay zeka yatırımları tam da şu an konuşmaya başlandığı üzere kara dönüşmeden şişmeye devam eder, finansman daha pahalı hale gelir, veri merkezi projeleri yavaşlar, çiplerin ve altyapının gerçek ömrü kağıt üzerinde yazılandan kısa çıkar ve amortisman giderleri gecikmeli şekilde bilançolara yük olursa Burry büyük bir zafer kazanmış olacak. Fakat böyle bir durumda tüm dünya borsalarında yaşanması muhtemel olaylar, Burry ve onun gibi düşünenler haricinde herkes için benzersiz bir yıkıma dönüşebilir…