Trump BAE de gitti. Antalya’da NATO toplantısı vardı, İstanbul’da Rusya-Ukrayna barış görüşmeleri bekleniyordu, ama dağ fare doğurdu, Erdoğan Zelensky’i Ankara’da ağırladı, belki Trump da gelecekti ama barış görüşmeleri alt seviyede kaldı.. Bu arada Trump Abudabi’den de 1 Trilyon dolara yakın bir para kaptı. Trump Arapları şimdi daha çok seviyor. O zaten “Tom Amca”ları, uysal koyunları bir kapkaççı kasap kişiliği ile seviyor. Sonuçta “Eşkıya dünyaya hükümdar oldu”! Bu rejimin adı ne derseniz, Monarşik Cumhuriyet, Oligarşik Demokrasi. “Olmaz olmaz demeyin, olmaz olmaz”. Birileri yaptı oldu! La yüs’el olan birileri var artık!

Bekri Mustafa, İstanbul'un Kadırga semtinde Küçük Ayasofya Camii'nin önünden geçerken cenaze namazı için imam bulamayan cemaat, başında sarığı, sırtında cübbesiyle oradan geçen Bekri Mustafa'yı hoca zannederek cenaze namazını kıldırmasını isterler. Bekri Mustafa, "Ben hoca değilim" dese de dinlemezler ve zorla öne geçirirler. Namazı kıldırdıktan sonra tabutun örtüsünü açar ve ölünün kulağına bir şeyler fısıldar. Cemaat, ölüye ne söylediğini merak eder. Bekri Mustafa gülerek cevaplar: "Sen şimdi aramızdan ayrılıp ahirete gidiyorsun. Eğer orada, bu dünyanın ahvalini sana sorarlarsa, Bekri Mustafa Ayasofya'ya imam oldu dersin. Onlar durumu anlar..."

Ukrayna dönüşü tren yolculuğunda, masada Kokain olduğu iddia edildi. Orada Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un yanı sıra Almanya Başbakanı Friedrich Merz ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer de bulunuyordu. Bu liderler, Ukrayna'ya destek amacıyla Kiev'e gerçekleştirdikleri ziyaret sırasında, Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelensky ile bir araya gelmişlerdi. Fransa Kokain iddialarını yalanlasa da, bu tür olaylar, Pizza Gate, Epstein, Diddy skandalları sonrası hiç de sürpriz değil. O yalan, bu yalan Zelensky’nin eski bir Zenne (Erkek dansöz) olduğu, bu da mı yalan..

Siyasette, dün söylediğinin daha sonra aksini söyleyerek  “kıvıranlar”ın  kıvırmaları hiç de dansözleri aratmaz. Ünlü bir Türk büyüğünün dediği gibi “dün dündür, bugün bugün”. Mevlana da ne diyordu: “Düne dair ne varsa dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söyleme zamanıdır”. Dünyanın VIP kategorisinde “1 numara”sı, dün BİDEN’di, bugün TRUMP! Al birini vur ötekine. Aslında bunların VIP’i CIP’i yok, istisnaları dışında hepsi o uluslararası sistemin çocukları! İsrailin başında NETENYAHU diye bir adam var. Hindistan’ın başında Mondi, Çin’in başında Şi Cinping bu ikisi bir nükleer savaş başlatırlarsa, gitti dünya nüfusunun yarısı. Biri Hindu, ötekisi Ateist! Aslında dünya liderlerinin birçoğu Pedefolik, Satanist, Siyonist. Siyonist olmak için, Yahudi, Musevi olmak da gerekmiyor! Bu arada Trump, Gazzelileri Libyada Mecburi iskana tabi tutma hayalleri kuruyor. Sina’dan da vazgeçti anlaşılan. Böylece BAE’nin, Libya ilgisinin sebebi de anlaşılmış oldu.

Trump 2. Kez göreve geldikten sonra ilk dış seyahatini  Suudi Arabistan’a yaptı. Orada Şara ile de görüştü, ardından Katara geçti. 3 günde, 2 ülkeyi ziyaret etti, 2 küsür Trilyonluk iş bağladı ve uçan saray diye tanımlanan bir uçak aldı gitti. Burada asıl soru şu: Araplar paraları ile Trump’ı mı satın aldılar, yoksa Trump Arablar’ın ellerindekini avuçlarındaki alıp ülkesine mi götürdü. Burada “parayı veren” kim, “düdüğü çalan” kim? “Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl”! Sahi Suudi Arabistan o kadar silahı ne yapacak? Bir defada tarihin en büyük silah alımını gerçekleştirdi.  Hepsi de ileri teknolojiye sahip ürünler. Bunların kullanımı için herhalde Suudi personel eğitilecektir. Ya da doğrudan Amerikalı personeller parası karşılığı hizmet verecektir.

Sahi Suudiler bu silahları kime karşı kullanacak? Herhalde ABD’ye karşı değil. Peki İsrail’e karşı mı? Öyle bir şey mümkün değil, çünkü satın aldığınız silahların şifresi satan ülkenin elinde. Bu mümkün değil, hatta Suudi Arabistan’daki bu silahların kullanımı, yönetimi, bakımı, modernizasyonu için gönderilecek Amerikalı personelin başında büyük ihtimalle Yahudi bir takım kişiler olacaktır. Herhalde bu silahlar Yemen’e, Körfez ülkelerine karşı da kullanılmayacak?  Zaten oralarda Amerikan üsleri var. Türkiye’ye karşı kullanılabilir mi? Bu soru aklınızda kalsın da, ilk hedef İran olabilir. Suudiler herhalde bu silahları kendi halklarına karşı kullanmak istemiyorlardır. Eğer Rusya ve Çine karşı kullanmak istiyorlarsa, çok az, başkalarına karşı

 kullanacaklarsa çok fazla. İran’a karşı kullanmak için zaten bölgede onlarca Amerikan üssü var, bu silahlara gerek yok.

Ha şu var, ABD’nin ellerindeki silah stoklarının boşaltılması gerekiyordu, yerine daha ileri yeni silahların konumlandırılması gerekti, bunları Araplara kakalayacaklar. Bir de İran’a karşı bir operasyon olacaksa, bunun için Suudi Arabistan iyi bir füze rampası. Menzil de iyi, coğrafya da geniş. İran füzelerinin Suud çöllerini vurması, Suudi Arabistanın bu şekilde  füze paratöneri olması, açık hedef haline gelmesi  ABD açısından sorun teşkil etmez.

ABD’nin sattığı silahlarla ilgili Suudi Arabistan’da ayrıca  ABD’de eğitim vermesi gerek. Suudi Arabistan’da uzman ve personel bulundurması gerek. Bu silahları resmi törenlerde gösteri yapmak için  almıyorlar herhalde. Tören’de göstermek için bu kadarı fazla çünki! Bunların kullanılacağı bir yer bulunması gerek. İlk akla gelen 3 adres İran, Irak ve Hind Okyanusu. Eğer Rus, İran ve Çin donanması Hind Okyanusunda bayrak gösterecek olursa Suudi Arabistan’daki bu silahlar ateşlenebilir. Aslında ABD kendi saldırısı ve savunması için bölgeyi tahkim ediyor ve bunun parasını da arablar’dan alıyor. Aslında aynı zamanda Suudi Arabistan’ı fiilen askeri anlamda işgal ediyor. Mesela yakında ABD, İsrail ve Suudiler kendi topraklarında eğitim üssü kurarlar ve sık sık ortak tatbikatlar yapacak olurlarsa şaşmamak gerek.

Bakarsınız bu süreçte Suud Monarşisi, Monarşik Cumhuriyete dönüşebilir. Halk buna hazırlanmış görünüyor. Bugün dünyanın en büyük kumarhanesi LasVegas’da değil Suudi Arabistan’da, stadyum büyüklüğünde kumarhaneleri var. (Haydi kumarbazlar, Yallah Saudiya’ya.. Bakın işte ne güzel, önce oynar sonra bir umre yapar, günahları sildirir, tertemiz ülkenize dönersiniz (!?), hanımıza, çocuklarınıza akraba, eş-dosta da Umreye gittim dersiniz, hatta Umreden selfi yapar, gönderirsiniz!?bu son gelişmelerden sonra, yeni rota Gürcistan, ya da balkanlar yerine Saudia olabilir mi?) (Tevbe estağfurullah). Artık “cadılar bayramı”nı kutluyorlar, Stadyumlarda sexy Showlar eşliğinden dansöz oynatıp, LadyGaga tipi “sanatçılar”a(!?) konserler verdiriyorlar.  Yakında LGBTlilerin Onur yürüyüşüne tanık olursak, sürpriz olmamalı.

Parti dediğin ne ki, Veliahd Selman tüzüğünü kendi yazar, genel başkanını ve parti yöneticileri kendi seçer, eskiden bizde olduğu gibi, açık oy gizli tasnif, adayları da kendi TEK ADAM olarak kendi belirledi mi sorun kalmaz. Daha önce “Biz yaptık oldu!” çünkü!

Tamam, MONARŞİK CUMHURİYET’i HAK’SIZ ADALETi başardılar diyelim, HALK’SIZ DEMOKRASİ nasıl olacak derseniz, OLİGARŞİK DEMOKRASİ gerekiyor. Bunlar size ironik gibi gelebilir ama, Hitler rejimi de bir Cumhuriyetti, Musolini Rejimi de, Sovyet rejimi de. Sürüleştirilmiş bir halkın özgür iradesinden söz edemezsiniz. Bu gün hala bir çok Cumhuriyet rejimlerinin çoğunda diktatörler %90 a yakın oyla seçilirler.

OLİGARŞİK DEMOKRASİlerde Dini, Mezhebi, Siyasi, Etnik, Mafyöz, Sermaye çevrelerinden oluşan Oligarg grubları vardır. Demokrasi soslu Oligarşiyi halkın algısı ile oynayarak  yutturdunuz mu, bir gecede Suudiler de “DEMOKRATİK CUMHURİYET” olabilirler. Biliyorsunuz, “oltayı yutan balık yem istemiyor”. İslam ülkelerindeki bir çok VIP ve CIP bırakın oltayı, çapariyi yutmuş gözüküyor.  Zaten Suudi Arabistan  bir Kabile Oligark’ları tarafından yönetilen bir ülke değil mi? Selman SAUD aile oligarşisinin sultanıdır, yanında Diyanet, Vakıflar ve Adalet’e hakim bir Vehhabi ŞEYH ailesinin  “Aile Oligarşisi” var. Diğer aileler arasında kamu görevleri, işletmeleri paylaşılmış vaziyette zaten. Sahi Trump Suudi Arabistan’a silah satıyor da, ne zaman Demokrasi ihraç edecek?: Yoksa böylesi daha mı iyi?  Merak işte, Trump aceba Selman’a şu, Türkiye’de öldürüp, cesedi yakılan  Suudi Gazeteci (!?) Kaşıkçı’yı sordu mu? Hani Demokrasi, insan hakları, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü,  örgütlenme özgürlüğü, işçi hakları filan ABD dış politikasında ilişkilerin şekli ve derinliği, seviyesi açısından önemliydi ya, onun için aklıma takıldı. Yoksa iş konuşmaktan bun konu aklına gelmedi mi!

Eminim Selmanın aklına, İkiz kuleler komplosu ortaya çıktığına göre, Trump’un bir önceki görevi sırasında el koyduğu, Amerikan bankalarındaki 800 Milyar doları geri istemek gelmemiştir. Trump tekin bir adam değil, Ukraynalı sanatçı Zelenskiye (Adam Cumhurbaşkanı olmadan önce Zenne idi) ve Ürdün kıralına nasıl davranmıştı daha önce! Bir de bakarsınız yanındaki adamların birilerinin çantasında Epstein, Diddy çetesi’nin Araplarla ilgili dosyalarının kopyası vardır, icabında, biri söz dinlemeyen birileri olursa, ona haddini bildirmek için, görüntüler sosyal media’ya servis edilir ve adamın bütün itibarını bir anda yerle bir ederler! KKTC’deki kayıp 5 Kaset iddiası’nın Ankarayı nasıl salladığını biliyorsunuz. Bazı politikacılar, iş adamları, gazeteciler 5 kasetten daha küçüktür aslında!

Son bir soru, sizce Trump İsrail Başbakanını mı çok seviyor, Suudi Veliaht prensi mi, FKÖ başkanını mı? Türkiye bu sıralamada nerede? 2. Ve 3. dostu kim? Cevap vermek zorunda değilsiniz, sadece düşünün diye sordum. Selam ve dua ile.