Son günlerde İran söz konusu olduğunda hep Belucistan’a dikkat çekiyordum, Beluclerin İranla birlikte Pakistan ve Afganistan’a yayıldığını biliyordum ama, krizin Pakistan’dan başlamasını beklemiyordum.
Biz Gazze, Ukrayna, Suriye, İran’la ilgilenirken, Pakistan’da Belucistan eyaleti bağımsızlığını ilan etti. Bu olayın Pakistan-Hindistan krizinden, Keşmir sorunundan hemen sonra gündeme gelmesi dikkat çekici. Bu gelişmede Hindistan kadar İsrail’in de payı olsa gerekir.
Bu arada Rusya, Hindistan Moskova’ya yeni bir ticaret yolu açıkladı, Güney’den Kuzey’e. Hindistan’dan gelen gemiler, Körfeze girmeden yüklerini boşaltıyor, İran üzerinden, Ermenistan koridorundan geçerek, Gürcistan üzerinden bir rota Moskova’ya ulaşıyor, diğer rota Karadeniz üzerinden Balkanlar’dan Avrupa’ya ulaşıyor.. Moskova, SenPeterburg üzerinden Baltık denizini geçip, bir yol ABD’ye, diğer yol İngiltere’ye gidiyor. Bu rota hem doğu-batı, hem de Kuzey-Güney hattında yeni bir ticaret yoluna işaret ediyor. Tabi, daha İran’ın ne olacağı belli değil. İsrail İran’ın Nükleer kapasitesini yok etmekte kararlı gözüküyor. AB ve ABD ile ipler giderek gerilirken, Netenyahu bir emri vaki ile bu işi bitirmek istiyor. Gazze sorununu çözse, arkasından Filistin ve Kürdistan konusunu ele alacağa benziyor. Kudüs konusunu İran’a yapacağı saldırının gölgesinde çözmek istiyor gibi bir hali var.
İsrail için Pakistan en az İran kadar tehlikeli bir ülke. Pakistanda Atom bombası da var, kıtalararası füze de. Dolayısı ile İsrail için potansiyel bir tehdit özelliği taşıyor.
Belucistan Güneybatı Asya'da Beluçların yaşadığı kurak ve dağlık bir bölgenin adıdır. Günümüzde bölge, Pakistan, İran, Afganistan toprakları içinde bölünmüştür. . Belucistan, Pakistan topraklarının %44'ünü oluşturuyor. Halkın toplam nüfusu 20 Milyon kadar olduğu tahmin edilmektedir. Belücistan İran'ın Sistan ve Belucistan adlı eyaleti ile Afganistan'ın Nimruz, Helmend ve Kandehar vilayetlerinin de bulunduğu güney bölgelerini kapsar. Kuzey’inde Peştun bölgesi, doğusunda Sind ve Pencab, batısında İran toprakları bulunur. Belüclerin bölgesi İran’ın güney kıyı şeridi, Umman Denizi ve Umman Körfezi'ne sınırdır. Ülke nadir elementler açısından çok zengindir ve ayrıca İran'ın Hind okyanusuna bakan bölgesine sahiptir. Geçtiğimiz hafta Belücler Pakistan’ın Belüc bölgesinde bağımsızlık ilan ettiler.
Bağımsızlık ilan eden Belucistan Kurtuluş Cephesi Afganistan merkezli bir Beluc etnik milliyetçi ayrılıkçı grubudur. Kurucusu Cuma Han. Örgüt Şam’da 1964’te kuruldu. Sonrasında görevi Allahnazar Baloch devraldı. 1964’de eylemlere başladılar. 1968-1973 ayaklanmasında ve Pakistan'ın Belucistan eyaletindeki 1973-1977 ayaklanmasında önemli rol oynamıştır. 1977’de duraksadı, 2004’den sonra yeniden hareketlendi. Örgüt merkezi Kandahar/Afganistan. İdeoloji Marksist Leninist, Belüc Milliyetçiliği. Pakistan, İran ve Çin tarafından Terör örgütü olarak tanımlanıyor. Pakistan yönetimi bağımsızlık ilanını tanımadı ve bölgede operasyon başlattı. Örgüt yer yer saldırılar düzenliyor ve sabotajlar yapıyor.
İran'ın Sistan ve Belucistan eyaletindeki bu oluşum, şimdilik İran’a karşı eylemlerde bulunmasa da, muhtemelen İsrail’in saldırısı sonrası için hazırlık yapıyor olmalı. Örgütün bugün başındaki isim olan AllahNazar Baloch'un 2003 yılında grubun komutasını devralmasının ardından 2004 yılından bu yana zaman zaman eylemler yaparak gündemde kalmaya çalışıyordu. Keşmir krizinin ardından Pakistan-Hindistan geriliminden faydalanarak Pakistan'da bağımsızlık ilan ettiler.
Geçmişte Irak hükümeti BLF ve diğer militan gruplara gizlice silah ve mühimmat sağladığı, 1970'lerde, alt düzey Hintli istihbarat görevlilerinin Belucistan'daki operasyonlarda aktif olarak yer aldığı belirtiliyor. Bazı Hintli yöneticiler "1970'lerde Beluc'a paradan silahlara kadar her şeyi verdiklerini” söylediler. 10 Şubat 1973'te Pakistan hükümeti, İslamabad'taki Irak büyükelçiliğine baskın düzenledi ve BLF ve diğer militan gruplara sağlandığı iddia edilen küçük silah ve mühimmat sandıklarını ortaya çıkarmıştı. O yıllarsa örgütün Rusya'dan ve Afganistan hükümetinden de Pakistan'a karşı askeri, istihbari ve mali destek sağladığı biliniyordu. Örgüt 1980’lere gelirken, PKK ile de temas kurdu. Hatta Belüclerin Kürtlerin akraba topluluğu oldukları fikri yayılmaya çalışıldı.
Aslında BLF, PKK’ya çok benziyor. İkisi de Şam yönetiminden destek almış. PKK; Türkiye, İran, Irak, Suriye bağlantılı aynı zamanda İsrail ile yakın ilişki içinde. BLF İran Afganistan, Pakistan topraklarında var olan bir halk.
Tarih olarak oldukça eskilere dayalı sorunlu bir bölgeden söz ediyoruz: Beluc bölgesi, üç anlaşma ile güneybatı ve doğu/batı bölgelerine bölünmüş.1872 ve 1935 yılları arasında önemli olaylar, görüşmeler yaşanmış. 1857'de Paris Antlaşması ile İran-Afganistan sınırı resmileşmiş. Durand Hattı, 1893'te Afganistan ile şimdiki Pakistan'ın sınırlarını belirlemiş. Ödülü, 1903 ve 1905'te Beluc bölgesindeki Afganistan-İran sınırı “McMahon hattı” denilen yeni bir revizyona tabi tutulmuş. 1929'da Beluc bölgeleri Farah ve Kandahar illeriyle birleştirilmiş ve daha sonra 4 eyalet olarak yeniden düzenlenmiş. Daha sonra İngilizler, Belucistan'ın kısmen yavaş yavaş Afganistan ve İran'a ilhak ederek İngiliz Belucistan eyaletini oluşturmuş. Ağustos 1947'de Belucistan; Kalat, Kharan, Makran ve Lasbela'dan oluşan kalan bölgeyle İngiliz yönetiminden bağımsızlığını kazanırken, 27 Mart 1948'de Kalat Hanlığı Pakistan'a dahil edilince, Belucistan Pakistan'ın bir eyaleti olmuş. 1952'de 4 eyalet birleşerek “Belucistan Devletleri Birliği”ni kuruyor. 1955'te Pakistan, Belucistan Birliğini dağıtarak onları Batı Pakistan eyaletiyle birleştirdi. 1968’den itibaren Durant hattı ve 4 eyaletin bağımsızlığı tartışmalı bir hal aldı. 1970'te Batı Pakistan eyaleti feshedildi ve günümüz Belucistan eyaleti, İngiliz yönetimindeki eski Belucistan Eyaleti’ndeki 4 prensliğin oluşturduğu Birlik tarafından kuruldu. Yeniden Birleşmiş Bir Belucistan'ın potansiyelini harekete geçirmek isteyen BLF birleşik Belücistan’ın (yaklaşık 731.000 km²) bir kara kütlesine sahip olacağını Almanya, Japonya veya İtalya'dan iki kat daha büyük bir ülke olacaklarını ileri sürüyor. (Türkiye’nin yüzölçümü: 783.562 km²). Hind okyanusunda 1.100 km bir kıyı şeridine sahip olarak, taşıma, turizm balıkçılık açısından hızla kalkınacaklarını söylüyorlar.
İran ve Pakistan’ın İsrail’in hedefinde olması, Afganistan’ın içinde bulunduğu şartları, Belüclerin, krizi yöneterek, güçlü çıkma hayalleri kurmalarına sebep oluyor. İlginç değil mi, ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Hindistan, İsrail hepsi burası ile ilgileniyor. Hatırlayın “Bağdat Paktı” onların fikri idi. “CENTO” da, RCD’de. Şerif Hüseyin’i halife ilan etmek de onların fikri idi. “Türkiye Orta Doğu, Amme İdaresi Enstitüsü” aslında bugünkü BOP’un başlangıcıdır. Türkiye rol model olacak, burada Ortadoğu ülkelerine eğitim verecektik. TODAİE, BM arasında yapılan bir teknik yardım anlaşmasına dayanılarak 1952 yılında kamu yönetici ve personelini yetiştirmek üzere Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin bünyesinde kurulmuştu. 2004’te başlayan BOP sürecinin ardından 2018’e kadar faaliyetini sürdürdü ve daha sonra kapatıldı. Daha sonra arşivleri Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesine devredildi. İnsiyatifin tam adı şöyle: "Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi" ya da tam adıyla "Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi ile Müşterek bir Gelecek ve İlerleme için Ortaklık" (Partnership for Progress and a Common Future with the Region of the Broader Middle East and North Africa). 8-10 Temmuz 2004’de George W.Bush'un başkanlığında Sea Island, Georgia'da düzenlenen G8 zirvesi sonrasında, BOP'un genel olarak benimsendiğine dair bildiri yayınlanmıştı. "Gelecek Forumu" adı altında bir mekanizma ve bu mekanizma kapsamında Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleri için oluşturulacak "Demokrasi Yardım Diyaloğu"nun eşbaşkanlığını, Türkiye, İtalya ve Yemen'in yürüteceğine dair karar alınmıştı. Sonra İngiltere ve Mısır da dahil oldu bu sürece. “Arab Baharı”nın sonu kışa döndü, Yemen’in hali malum. Suud, BAE, Katar, Ürdün, Bahreyn nereye savruldu öyle! Lübnan işgal edildi. Övünmeye gelince mangalda kül bırakmıyoruz da, bu durumu nasıl açıklayacağız!
Aralık 2004'te Fas'ın başkenti Rabat'ta “Gelecek İçin Forum” adıyla yapılan BOP toplantısına 20'den fazla Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkesinden katılım oldu. Bugün bu yapıya dahil “uysal koyun”lar olarak doğrudan ilişkili 29, dolaylı ilişkili 8 ülkenin adı geçiyor. Amerika dan gelip bizim eğitimize destek vermek için Fulbright’i boşuna kurmuyor bunlar. Bölgemizdeki askeri üsleri de boşuna kurmuyorlar.
Sahi, biz neden bu kadar İslam ülkesi bir barış gücü kurmuyoruz. Neden siyasi ve toplumsal sorunları çözmek için bir Tahkim kuruluşumuz yok. Batılıların ticari alanda onlarca uluslararası tahkim merkezi var. Onların AİHM’i var. Neden bizim böyle kuruluşlarımız yok. İzleme merkezlerimiz yok, barış girişimlerimiz yok. Yok işte! Hani Müslümanlar kardeşti. Hani işlerimiz istişare ve şura ile olacaktı. Hani adil şahidler olacaktık. Gazze’de yaşanan olaylar karşısında düştüğümüz durum ortada. Burnumuzun dibinde Suriye'de ne olup bittiğini bile tam bilemiyoruz. PKK işi ne olacak, onu da yaşayarak öğreneceğiz.
Hali pür melalimiz ortada. D8 ülkelerinden Pakistan, İran, Türkiye, Mısır’ın kendi aralarındaki ilişkileri ortada. Türki devletlerle olan ilişkimizin geldiği nokta da ortada. Ak sakal dediğimiz kişi bu güne kadar, bu konuda bir kelam etmedi. Libya, Sudan, Somali'nin geldiği noktada ortada. Sahi bizim basınımızda niye hiç kimse Belücistan’dan söz etmez? Üniversitelerin kapısında uluslararası İlişkilerde okuyan öğrencilere sorsanız 'Belücistan neresi? diye kaç kişi bilir?. Neyse durum böyle. Selam ve dua ile.
Pembe: Belüc, Yeşil: Peştun, Kahverengi: Pencap, Sarı: Sind