Geçen hafta Türk futbolunda Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun hakemlerin bahis oynadığı ile ilgili açıklaması sonrası büyük bir şok yaşanmıştı. Bahis ile hakemlik asla yan yana gelmemesi gereken bir durumdu ama bazı hakemler bunu başarmıştı. 152 hakem Profesyonel Disiplin Kurulu’na sevk edildi ve 149’u ceza aldı. İçlerinde FIFA hakemi Zorbay Küçük’ünde bulunduğu üç hakemin ise soruşturması Cumhuriyet Savcılığı’na yaptıkları başvurular nedeniyle devam ediyor.

Futbolun paydaşlarından sadece hakemler mi bahis işleri ile meşgul olmuştu? Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarına göre Türkiye Futbol Federasyonu kendi kapısının önünü süpürmüş topu kulüplere atmış durumda. Hakemlik anlamında bahis konusunda detaylı araştırma yapıldı mı? Bence kamuoyunda en büyük soru işareti doğuran durum bu. Mesela şu anda devam eden Bölgesel Amatör Lig ve il düzeyindeki Amatör Lig müsabakalarında görev yapan hakemlerin bahisle ilişkisi var mı? Çünkü Ocak ayında yapılacak olan hakem klasmanlarında Bölgesel Amatör Lig’de görev yapan hakemlerden birçoğu eksilen kadroyu tamamlamak için klasman yükselecektir.

Futbolun patronu olan Türkiye Futbol Federasyonu’nun futbolun paydaşlarına dair bahisle ilişkileri konusunda sorumluluğu bulunmakta. Futbol Federasyonu’ndan lisans alan ve vize yaptıran futbolcu, yönetici, teknik direktör, masör, doktor, menajer gibi paydaşların bahisle ilişkileri konusunda detaylı bir araştırma yapılması ve kamuoyu ile paylaşılması gerekmekte. Bence tüm bu araştırma yapılıp ondan sonra ilişkili olanlar için savcılığa suç duyurusunda bulunup soruşturmanın gizli yürütülmesi gerekirdi. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu acele bir şekilde sadece Spor Toto Teşkilatı verilerine dayanarak yalnızca üst klasman ve klasman hakemlerinin isimlerini açıklanması eksik bir tutum oldu. Bahis konusunda Türkiye Futbol Federasyonu’nun attığı adım değerli ancak bu adımın devamının gelmesi çok önemli. Madem bir temizlik yapılacak, tüm paydaşlar hatta Federasyon yetkilileri dahil herkesin araştırılması yapılarak ilerlenmesi gerekir.

Bahis olayı sadece Türkiye’de değil Avrupa’da geniş yankı buldu. UEFA Hakemlik Servisleri Başkanı Chris Wild tüm Avrupa’daki hakemlere bir elektronik posta yollayarak Türkiye’deki durum hakkında açıklama yaptı ve UEFA talimatları gereğince de bahis ile ilişkinin cezayı yaptırımı olduğunu belirtti. Ancak Chris Wild’in son cümlesi gerçekten manidar; “Muhtemelen gerekli bile değildir, ancak bu mesajı dikkate aldığınız için teşekkür ederim.” Bu son cümle ülkemizde yaşananların aksine UEFA’nın bahis ile hakemliğin yan yana asla gelmeyeceğine inancını gösteriyor.

Türk hakemliğini bu duruma düşürenlerin ellerine emeklerine sağlık. Bahisle ilgili ceza alan hakemlerin %65-70’inin mevcut Merkez Hakem Kurulu zamanında klasman yükseltilmesine rağmen kimse sorumluluk almıyor. Hakemlik yönetiminin başında olan Merkez Hakem Kurulu’ndan herhangi bir açıklama yapılmadı. Bahis olayına karışan hakemleri tespit eden Türkiye Futbol Federasyonu önce şunu sorgulamalı.

· Bahisle ilişkili olan hakemler nasıl bu kadar hızlı klasman yükseldiler?

· Merkez Hakem Kurulu görevini tam yapmış mıdır?

· Türk hakemliğinin bu durumda olmasında son 5 yıl içinde görev yapan tüm Merkez Hakem Kurullarının sorumluluğu yok mu?

· Sürekli aynı isimlerin Merkez Hakem Kurulu’nda görev alması normal mi?

Kafamda sürekli deli sorular ama bir türlü cevap bulamıyorum.