Hakemlik ile bahis asla yan yana gelmemesi gereken iki kavram ancak bazı hakemler bu iki kavramı bir araya getirmeyi başarmışlar. Pazartesi gününden beri ülkenin başlıca konusu oldu. Sadece futbol yorumcuları değil siyasi yorum yapanlar bile olayın içine girdi.
Ancak kafama takılan bazı konular var. 24 Ekim 2025 Cuma günü Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı’nın 27 Ekim 2025 Pazartesi günü çok önemli açıklamalar yapacağını belirtti. Haftasonu müsabakalar oynandı. 27 Ekim 2025 Pazartesi ise Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hacıosmanoğlu’nun hakemlik ve bahis ile ilgili açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. 152 hakemin aktif bahis oynadığı Türkiye Futbol Federasyonu’nca tespit edildi. Bu hakemlerin içinde 7 üst klasman hakemi 15 üst klasman yardımcı hakemi de vardı. Türkiye Futbol Federasyonu hukuk müşavirliği Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na hakemleri sevk edince isimleri de kamuoyu ile birlikte öğrendik. Bu isimlerden en dikkat çekeni FIFA kokartlı Zorbay Küçük idi.
Zorbay Küçük 25 Ekim 2025 Cumartesi günü oynanan Trabzonspor – İKAS Eyüpspor müsabakasının hakemi idi. Yani 24 Ekim 2025 Cuma günü Türkiye Futbol Federasyonu bahisle ilişkili olduğu iddia isimleri biliyorsa, Zorbay Küçük’ü bile bile maça atamış oldu. Aynı durum Yunus Dursun içinde geçerli idi. Yunus Dursun 25 Ekim 2025 Cumartesi günü oynanan Sakaryaspor - Emre Gökdemir İnşaat Ankara Keçiörengücü müsabakasının hakemi olarak görev yaptı.
Tüm gelişmelere kamuoyu çok sert tepki verdi ki haklı idi. Hakemlik kurumunun bahisle ilişkisinin olması kabul edilemez. Burada önemli bir soru ön plana çıkıyor. Bahis oynadığı iddia edilen hakemler kendi maçlarına da bahis oynamış mıydı? Çünkü kendi maçlarına bahis oynamak maç manipülasyonu anlamına geliyor. Türkiye Futbol Federasyonu hukuk müşavirliğinin Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk maddesi 57. Maddeden olduğu için rahatlıkla kendi maçlarına bahis oynamadıklarını söyleyebilirim. Çünkü böyle bir durum olsaydı sevkler Futbol Disiplin Talimatının 56. maddesi olan “Müsabaka Sonucunu Etkileme” den olurdu.
Sevkler sonrası FIFA hakemi Zorbay Küçük ve hakem olan avukatı hemen savcılığa suç duyurusunda bulundu. İddiaları Zorbay Küçük’ün bahisle alakasının olmadığı bahis hesabının başkaları tarafından Zorbay Küçük adına açılmış ve oynanmış olduğu idi. Bu konu artık savcılık makamında sonuçları ilerleyen zamanlarda hep beraber öğreneceğiz.
Eğer Türkiye Futbol Federasyonu’nun iddia ettikleri doğru ise hakemleri “3 ay ile 1 yıl arası müsabakadan men cezası” bekliyor. Bu da lisans iptali anlamına geliyor. Çünkü Türkiye Futbol Federasyonu Merkez Hakem Kurulu Talimatının 40. maddesinin b bendi çok açık. “Herhangi bir nedenle Disiplin Kurulları tarafından bir defada 45 gün ve toplamda 90 günden fazla süreyle cezalandırılan ve haklarındaki ceza kararı kesinleşen hakem, gözlemci, mentör ve eğitimcilerin lisansları ayrıca bir karara gerek kalmaksızın iptal edilir.”
Eğer Zorbay Küçük’ün iddia ettiği gibi birileri hakemlerin adına bahis oynadı ise bu durumda Türkiye Futbol Federasyonu doğru düzgün araştırma yapmadan hakemleri kamuoyu önüne atmış demektir ki bu zaten güven konusunda çok zor durumda olan hakemlik kurumunu iyice dibe itecektir.
Bahis konusunda devletin uzman kuruluşları hakemlerin hesaplarını incelemiş mi? Yoksa Türkiye Futbol Federasyonu sadece hakemlerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralarını Spor Toto Teşkilatına kontrol ettirip sistemde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olan hakemleri bahisle mi ilişkilendirmiş bunu zaman içerisinde öğrenmiş olacağız? Çünkü 6222 sayılı kanun nedeniyle savcılık Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Hacıosmanoğlu’nun açıklamalarını ihbar kabul etti. Artık Yüce Türk Yargısının konu hakkındaki araştırma ve kararını bekleyeceğiz.
Hacıosmanoğlu pazartesi günü yaptığı açıklamada bahis konusunda bir ipucu daha verdi. Konunun hakemlerle sınırlı olmadığı belirtti ve kulüpleri gereğini yapmaya çağırdı. Ancak unutmayalım ki Türkiye’de futbolun patronu Türkiye Futbol Federasyonu’dur. Eğer futbolun diğer paydaşlarına dair kulüp yöneticisi, futbolcu, menajer, masör, doktor v.b. bahisle ilgili tespit edilen her kim varsa Türkiye Futbol Federasyonu savcılığa suç duyurusunda bulunmalı ve kendi iç tahkikatını yaparak, gerekiyorsa Futbol Disiplin Kurulu’na sevkleri yapmalıdır. Futbolun marka değerinin korunması ve yükseltilmesi ancak futbolun temiz kalması ile mümkündür. Bahis futbolun kanseridir ve bu kanserin tedavisi için gereken neyse yapılmak zorundadır.
 
             
             
             
             
             
             
             
             
     
     
                     
                             
                             
                             
                     
                             
                            