Zohran Mamdani’nin New York seçimlerindeki zaferi, klasik Demokrat çizgiyi aşan bir halk hareketi desek abartılı olmaz. Üstelik ABD’de son zamanların en çok katılım gösterilen seçimi oldu. Kampanyasını “ekonomik adalet, şehirde yaşam hakkı ve kamusal dayanışma” üzerine kurguladı.

Kampanyasının omurgasında çevrimiçi reklam ve mikro hedefleme vardı: farklı mahalle, yaş ve gelir gruplarına özel içerikler üretildi; düşük gelirli kesimlere “kira dondurma”, genç seçmenlere “ücretsiz ulaşım” temaları işlendi. Söylem düzeyinde Mamdani, ekonominin başarı ya da başarısızlık olarak tanımlanması stratejisinin tam tersine, mevcut düzenin ekonomik başarısızlığını “kentsel kriz” olarak tanımlayarak kendi ekonomik adalet gündemini meşrulaştırdığını görüyoruz. Trump’ın korku ve tehdit odaklı söylemine karşı güven ve dayanışmaya dayalı bir söylem stratejisi benimsedi. Propaganda yönünden, Mamdani’nin kampanyası duygusal ve kimlik temelli söylemi etik sınırlar içinde kullandı: Müslüman ve Güney Asyalı kimliğini mağduriyet değil temsil gücü olarak kodladığı için seçmende pozitif bir karşılık buldu.

Sosyal ağlar arasında özellikle TikTok ve Instagram kampanya ekibi tarafından yoğun olarak kullanılmıştır. Bu platformlarda algoritmik görünürlük gözetilerek, mizahi, kısa, yeniden üretilebilir içeriklerin daha çok tercih edildiğini söylemek mümkündür. Seçmene seslenirken hep şu mesaj vardı: “Siz sadece oy olacağım seçmenler değilsiniz, geleceği birlikte inşa edeceğimiz aktörlersiniz”.

New York’un kendine has sayılabilecek problemlerine yoğun şekilde odaklandı ve şu vaatler kampanyasının dikkat çekicileri arasına girdi:

· Kira dondurma, ücretsiz otobüs, şehir kontrolünde marketler, çeşitli vergi düzenlemeleri ekonomik sıkıntılar yaşayan seçmende karşılık buldu.

· Geleneksel seçmen buluşmaları ile dijital kampanyaları eş güdümlü yürüttü. Kısa videolar, capsler ile genç seçmenlerin siyasal katılımları konusunda olumlu etkiler yarattı.

· ABD seçimlerinde bağışların önemi yadsınamaz. Ama Mamdani bağış çağrılarında çok mütevazı davrandı. Seçmene samimi gelen, halkın adayı portresi çizildi.

· Rakibi ve kazanması daha muhtemel bakılan Andrew Cuomo gibi eski devlet yöneticileriyle geleneksel çizgide olan adaylara karşı “değişim” retoriğini kullandı.

· Mamdani, ilk Müslüman, ilk Güney Asyalı ve genç bir aday olarak bazı seçmen katmalarında farklı bir heyecan yarattı.

Sonuç olarak seçim sonucunu korkuya dayalı sağ popülizme karşı verilmiş bir yanıt olarak okuyabiliriz. Siyasal iletişimde değişim retoriği her zaman iş yapmıştır. Mamdani genç seçmenle bağ kurma biçimini değiştirdiği için başarılı oldu. Onları ikna etmeye odaklanmak yerine, değişimin yeni ortakları olarak konumlandırınca rekor bir katılım geldi.