Planın tepe yöneticisi ABD, Onun altındaki kişi, Satanist, Pedefolik Siyonist, Bill Gates’in ve Epstein’in yakın arkadaşı Tony Blair.

Gazze için Mısır’da gerçekleştirilen Trump barışının ilk etabı gerçekleştirildi. Hayalinde Nobel ödülü almak vardı ama o başka bir Siyonist’e gitti. Nobel Barış Ödülünün yeni sahibi ve ABD destekli Venezuela muhalefet lideri, İsrail'i VENEZUELA'YI İŞGAL etmeye çağıran María Corina Machado.

Trumpanlamadan gelmeyin” diye özel temsilcisini Damadı ile Mısır’a göndermişti. Ve talimat yerine getirildi. 1. Etap tamam. İsrail yerleşim bölgelerindeki 3 tugayını geri çekmeye başladı. Bir yandan da vurmaya devam ediyor. Hükümet düştü düşecek, sallantıda. Hamas, esir ve tutuklu takasını kabul etti. İnsani yardım koridoru açıldı. Görüşmelerin bundan sonraki bu etabın tamamlanmasının ardından belli olacak. Daha sonrası için Hamasın bir taahhüdü yok. Trump’ın talebi belli. İslam ülkesi ABD, İsrail ve Hamas arasındaki görüşmede masada. Oluşturulacak güvenlik gücünden Türkiye de olacak mı? Sonunda Hamas’a dayatılan Trump planı. İslam ülkeleri bunun karşılığında Hamas’tan teşekkür bekliyor, onlar da mecburen bu girişimi ve ateş kes çabalarını destekliyor. Hamas'ın müzakere heyeti başkanı Halil Hayye Gazze'de varılan ateşkesin ardından ilk açıklamasını yaparken Mısır, Katar ve Türkiye'ye; Gazze'nin kanını ve mücadelesini paylaştıkları için de Yemen, Hizbullah, Lübnan, Irak ve İran İslam Cumhuriyeti'ne teşekkür etti. Hayye ayrıca 2 yıldır dünyanın dört bir yanında sokaklara çıkan özgür insanlara da şükranlarını sundu.

Planın tepe yöneticisi ABD, Onun altındaki kişi, Satanist, Pedefolik Siyonist, Bill Gates’in ve Epstein’in yakın arkadaşı Tony Blair. Ve tabi, FKÖ’nün başındaki İsrail’in atadığı kayyum Abbas ve perde gerisinde Kushner’in adamı Dahlan. “Trump dünya lideri” olarak bu süreçte destek veren beyaz sarayda kabul ettiği ülkelere teşekkür etti. Onlar bir yandan ABD’ye dönüp bizim ikna çabalarımız olmasa bu sonuca ulaşmak mümkün olmazdı diyecekler, Hamas’a dönüp, bizim Trump ve ekibini ikna konusunda çabalarımız sonucunda bu işin birinci etabı tamam diyecekler. İsrailli aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, İsrail Başbakanı Bünyamin Netanyahu'nun kendisine Hamas'ın dağıtılacağına dair söz verdiğini ifade ederken "Bu gerçekleşmezse biz hükümeti dağıtacağız" diyor. Öyle anlaşılıyor ki, birileri sanki “Katliam bitse de biz de işimize, İsrail'le ticaretimize baksak” diye ağızlarının suyunu akıtarak, ellerini iştahla ovuşturarak bekliyorlar. Sanki kukla bir Filistin devleti kurulsa, bu iş unutulup gidecek sanıyorlar. Kudüs ve Mescid-i Aksa’yı onun için ağızlarına bile almıyorlar.

Kanadalı Uluslararası Hukuk Uzmanı Diana Buttu: “Filistinlilerin kendi soykırımlarına son vermek için müzakere etmeye zorlanmaları gerçekten çok iğrenç! Soykırımın durdurulması için dünyanın İsrail'e yaptırım uygulaması gerekirdi”. Gerçek bu iken İslam ülkeleri yöneticileri kafalarını kuma sokmaya devam ediyorlar. Netenyahu esir ailelerine dönüp, “çocuklarınızın eve dönüşü konusunda bu tavizi vermek zorundaydık. Bundan sonra savaşarak değil, masada diplomasi yoluyla, aynı hedefe ulaşmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi. Bu işten herkes kendine göre bir kazanım elde etti. Kendi çözümünü dayatan Trump’ın, 2 asli muhatabı var, İsrail ve Hamas, ötekilere ne oluyorsa, onlar da bu işi siyasi bir başarı olarak iç politikada kullanıyor. Daha sonra da dediklerine göre, iki komisyon kurulacak. Birinin başında Tony Blair olacak, ötekinin başında FKÖ ve malum 8 ülke. FKÖ, Gazze’deki silahları toplayacak, nüfusun kimlik tespiti ile birlikte ihtiyaçların tespit edilerek şehrin yeniden yapılandırılması için çalışmalara başlanacak. İnsani yardım bu komisyon tarafından hedefine ulaştırılacak ve bölgeden ayrılmak isteyenlerin güvenli bir şekilde bölgeden ayrılmaları sağlanacak. Hamas bunu kabul etmiyor. Bana göre İsrail’de bir sahte bayrak operasyonu ya da sudan bir bahane ile saldıracak. Eğer bu planın daha sonra ki etabı hayata geçirilecek olursa (ki sanmıyorum. Yarın ABD İran’a saldırınca bütün planlar yeniden ele alınacak) Bu plana göre, diğer komisyon ise, bundan sonraki süreci yönetecek. İdari yapının kurulması, ekonominin canlandırılması, uluslararası ilişkiler bu ekipte olacak. Trump komisyonlar arası koordinasyonu sağlayan başkan olarak her iki komisyonda da belirleyici konumda olacak.

“Trump çözümü” denilen öneri, 7 Ekim 2023’de Ankara’da FKÖ ve Hamas temsilcilerinin imzalaması için önlerine konan Kushner senaryosunun güncellenmiş versiyonundan başka bir şey değil. Türkiye’ye bu senaryoda, kurulacak kukla Filistin devletinin garantörü olma rolü verilecekti. Bu yeni senaryoya göre, Gazze, aşırılıktan ve terörden arındırılmış İsrail için tehdit oluşturmayacak şekilde yeniden yapılandırılacak. Gazze yeniden inşa edilecek? Trump’a bir iş çıkıyor. Parayı Araplardan alacak peki o evler kimlere verilecek. Esir ve tutuklu takası ve hemen öncesinde İsrail askerlerinin işgal ettikleri şehir merkezlerinden geri çekilmesi gerçekleştirilecek.

Asıl sorun esir tutuklu takasından sonra yaşanacak. Sıra Gazzelilerin silah bırakmasına gelecek ve İsrail genel af ilan edecek. Hemen ardından Kızılay ve BM’nin koordinasyonunda insani yardım koridoru açılacak. Refah sınır kapısı giriş çıkışlara açık hale getirilecek. Ve Gazze’den ayrılmak isteyenlerin gidecekleri yerlere güvenli bir şekilde intikali sağlanacak. Tabi bu Gazze’nin tahliyesi anlamına geliyor.

Bundan sonra şehrin altyapısının ve üst yapısının imarına başlanacak. Gazze’nin idari yapılanması için oluşturulacak “Barış Konseyi’nin başkanlığını Trump yapacak. Konseyde FKÖ temsilcileri ve Tony Blair gibi isimler de yer alacak. Yeni Gazze bu konsey tarafından dizayn edilecek ve tabi bu anlamda İsrail ile ilgili UCM kararları da konsey kararı ile geçersiz hale gelecek. Trump’ın başkanlığında Gazze özerk bilgesinin yönetim biçimi, mali ve ekonomik yapısı, tarifeler ve teşvik mevzuatı yeninde. Şekillendirilecek. Hamas ve İslami cihad, Kassam tugayları gibi gruplar Gazze yönetiminde doğrudan ve dolaylı olarak söz sahibi olmayacak. Tüneller yıkılacak, silah depoları imalathaneleri yıkılacak. Şehir ve halk silahsızlandırılacak. Yeni Gazze komşularına ve kendi halkına karşı bir tehdit oluşturmayacak. ABD, Arap ve Uluslararası ortaklarla birlikte geçici bir asayiş ve istikrar gücü kurulacak. Filistin polis gücü, sınırlarını İsrail ve Mısırla birlikte güvenceye alacak. İsrail Gazze’yi işgal etmeyecek, Gazze’yi kendi topraklarına katmayacak. Kurulacak Asayiş ve İstikrar gücü şehirde kontrolü tamamen sağladıktan sonra İsrail askeri Gazze’den tamamen çekilecek. Geri çekilme, BM gözetiminde yapılacak. İsrail belli güvenlik bölgelerinde varlığını sürdürecek. Bu askeri tesisler sistemin tam bir güvenlik sağlanana kadar varlığını sürdürecek.

17. ve devamındaki maddeler oldukça ilginç Hamas bu önerileri reddeder veya uygulamaları geciktirecek olursa yardım operasyonları ve genişleme planları bölgenin terörden arındırılması “hoşgörü ve barışçıl yaşam değerleri” öne çıkartılacak. Hem Filistinliler ve hem de İsrailliler arasında “zihniyet dönüştürme programları” uygulamaya konulacak. Terörden arındırılmış bölgelerinde uygulanacak. 18. Madde “Dinlerarası diyalog” girişimleri teşvik edilecek. Nihai hedefte yerel yönetim özerklik şartı ile Filistin devletine katılım söz konusu olacak. Ve 20. Madde: ABD, İsrail ve Filistin arasında kalıcı barış ve birlikte yaşam, ortak gelecek üzerine siyasi ufuk müzakereleri başlatılacaktır. Burada Kudüs ya da Gazze’den söz edilmiyor. Hamas ve Kassam tugayları terörist ilan ediliyor. Silah bırakıp, teslim olurlar ve kendilerini feshederlerse onlar için af çıkartılıyor. Bu hali ile ABD yanına aldığı 8 ülke ile birlikte Hamas’ı kendi eline alıyor ve İsrail’e teslim ediyor. Bu İslam ülkeleri, Arap ülkeleri için utanç verici bir durum. Bu işin ilk etabından sonrası yok. Bu bir barış anlaşması değil, teslim bayrağı çekmekten başka bir anlamı yok. Gazze’yi bu anlaşmayı kabul etmeye zorlayan kim varsa onlar da bu cinayetin suç ortağı olurlar. Zaten bu sürecin ilk etabı tamamlanmadan, görünen o ki, ABD, İsrail’le birlikte Katar üzerinden ve bölgedeki bütün ABD üslerini kullanarak İran’a, Irak’a, Yemen’e saldıracak. Savaş bir anda 3 kıtaya yayılabilir. Rusya bağlantılı olarak Avrupa’ya, Mısır, Sudan, Somali bağlantılı olarak Afrika’ya, İran ve Afganistan bağlantılı olarak Asya’ya yayılabilir. ABD, Doğu Türkistan ve Afganistan’daki Bağram üssünü tekrar ele geçirerek Hindistan’la birlikte Çini sıkıştırmaya çalışabilir. Yeni dünya savaşının vekalet savaşı için hedefteki ülkesi belli olmuştur. ABD İran’a Hint Okyanusu’ndan, Körfezden, Azerbaycan üzerinden Doğudan ve batıdan saldıracaktır. Trump, BM’nin reddettiği Ambargoyu tek taraflı bir kararlar Türkiye üzerinden uygulamaya soktu. Bir yandan da İncirlik üzerinden bir hareketlilik de söz konusu. ABD’nin İran saldırının hedefinde İran’ın Azerbaycan, Kürdistan, Huzistan, Belücistan gibi birkaç bölgeye bölünmesi söz konusu. Görünen o ki, eş zamanlı Irak da saldırının hedefindeki bir diğer ülke. Irak da bölünecek. Irak Kürdistan’ı dışında Necef merkezli Arab şiasının kutsal bir devlet talebi için de bu vesile ile bir zemin oluşturulabilir.

Tabi bu durum Hem Kürdistan senaryosu yönü ile hem Türkiye ve hem de Suriye için özel bir anlam taşıyor. Buradaki hareketlilik Türkiye’nin çok yönlü olarak doğrudan ve dolaylı olarak etkileyecektir.

Türkiye için Rusya ve Çin, Doğu Türkistan, Kırım ve Ukrayna Türkiye için açık ve yakın bir tehlikeyi işaret etmektedir. Azerbaycan’ın ABD ve İsrail ile ileri derecede yakın ilişki içinde olduğu düşünülürse doğu sınırımız İran krizi çerçevesinde, Rusya ile İran arasında savunma işbirliği anlaşması imzaladıkları düşünüldüğünde ciddi bir sorun olarak önümüze çıkmaktadır. İsrail böyle bir durumda Gazze’yi filan beklemez, O Kıbrıs’ı da almak istemektedir. Bu durumda batı sınır bölgemizde Yunanistan ve Ege denizindeki adalar ve KKTC üzerinden Türkiye’yi İsrail’le karşı karşıya getirecek olursa, denizden bütün ege ve güneyde Akdeniz’de zor durumda kalabiliriz. Selam ve dua ile..

NOT: Bu senaryo tutmaz. Tanrıyı kıyamete zorlayan bu satanist, pedefolik Siyonistlerle masaya oturarak barış yapılmaz. İsrail bugüne kadar hangi sözünde durmuş ki, bunda dursun. Kaldı ki bu planı kabul etmek kendini inkar etmek anlamın a gelir Hamas için. Bu planı kabul etmek İslam dünyası için utanç vesilesi olacaktır.. Bana göre, ABD’nin İsrail’in yanından yer aldığı masada, Türkiye ve diğer 8 ülke Hamasın yanında yer alması gerekirdi, arada bir yerde değil. 17 Madde’de Hamas ve İzzeddin Kassam doğrudan terörist ilan ediliyor ve kimse buna karşı çıkmıyor. Netenyahu ve yardımcıları buna UCM’nin kararından bu şekilde kurtarılmış oluyor. İsrail maliye bakanı Bezalel Smotrih diyor ki: "Rehineler ülkelerine döndükten hemen sonra İsrail Devleti, Hamas'ın gerçek anlamda ortadan kaldırılması ve Gazze'nin gerçek anlamda silahsızlandırılması için tüm gücüyle çabalamaya devam edecek, böylece Gazze artık İsrail için tehdit oluşturmayacak." Birileri bu sonucu nasıl oluyor da bir zafer, kazanım olarak sunuyor, anlayamıyorum. Trup planını destekleyen Kerhen revizyonist bir rol üsleniyorsunuz. Bundan sonrasının ne olacağı belli değil. Planın uygulanması konusunda Blair’in başını çektiği bir planda karakol görevi yapmanın neyi müjdeli bir haber, onu da anlamış değilim.