Bin yıllar boyunca ozanlar toplumun sesi / soluğu, hâkim güçlerin muhalifi olduğuna göre, ozanın sazı eline sözü diline almasına vesile bir şey olmalı.

Politika Kasabasının Siyaset Bulvarındakiler gündem delisi günler yaşıyor, operasyonlar birbirini takip ediyordu.

Asgari ücretlide motor teklerken, emekliler nefes almayı beklerken, ‘Ey sevdiğim senden şikayetim var’ deyim de dediğim ne edeceğini bilemesin dedim. Demez olaydım, dediğimden derbeder oldum!

***

Yazının başlığına bakıp da dünyanın arsızlarını isim isim anarak yazıyı kirleteceğimi sanmayın!

Ancaaak…

Her yerde ve fırsatta söylerim, bir de burada yazayım:

-Üniversitelerin sosyoloji, psikoloji hatta biyoloji bölümlerinde ‘türkü’ dersleri olmalı.

Bu bölümlerde okuyanlar; insan, toplum hatta canlı dünyasının kendi içindeki çelişkilerini, çekişmelerini ve birbirleri ile etkileşimini uzmanlarca belirlenmiş türküler yoluyla tahlil etmeli, önermelerde bulunmalı!

Çünkü materyalizm de metafizik de diyalektik de sosyolojinin temelini oluşturan bilgi ve birikim de türkülerin dörtlüklerine, dizelerine, harflerine sinmiş, nüfuz etmiştir.

Yani; balığın ağaca çıkması, Türkmen kızının inek minek sağması bir yana da;

Dünya arsızındır fırsat pirsizin
Rağbet yalancının refah hırsızın
Azap yoksulundur göçük yersizin
Sararıp da solmak reva mı bize

Diyen Ozan Davut Sulari’ye bu dörtlüğü söyletip çığırtan ne ola?

Alın size bir derin araştırma konusu…

Bin yıllar boyunca ozanlar toplumun sesi / soluğu, hâkim güçlerin muhalifi olduğuna göre, ozanın sazı eline sözü diline almasına vesile bir şey olmalı.

Bir emperyal sömürü / zulüm, bir yolsuzluk haberi, hayali ihracat işleri, uyuşturucu / muyuşturu, bahis / mahis ya da elini yoksulun cebinden çekmeyen bir düzen… Gerekçe çok.

***

Siyaset, siyasiler için bir meslek ve geçim kapısı olabilir ama biz gazeteciler için bitmez tükenmez bir yazı malzemesidir. Bu malzemeyi yıllarca mıncıkladığım için bir tespitte bulunmam gerekirse; Türkiye’de siyaset denince akla ilk gelenler nedense ‘yalan, talan, falan, filan’dır!

O zaman, buradan başlamakta fayda var…

Yalan; Rus ruleti oynanan bir silah!
Talan; siyaset ile semirme yolu!
Falan; sırtından inilmeyen Allah kulu!
Filan; falanın akrabası!
Yalan ile beslenenler sömürür…
Talan ile beslenenler semirir…

***

Haftaya devam edelim bu derin mevzuya…

İyi yıllar…