Kılıçdaroğlu’nun bugünkü pozisyonunu daha iyi anlayabilmek için, son dönemdeki siyasi aksiyonlarına bakmak yeterli. İmamoğlu ile cezaevinde yaptığı görüşmede ‘ahmak’ davasında kararı bekleyelim demiş.

4-5 Kasım 2023’te yapılan CHP Kurultayı'nın iptali için açılan davada kararın bugün açıklanması bekleniyor. Eğer mahkemeden “mutlak butlan” kararı çıkarsa, Kemal Kılıçdaroğlu'nun yeniden CHP Genel Başkanlığı koltuğuna dönmesi ihtimali gündeme gelecek. Ancak bu olasılık, parti içinde uzun süredir bastırılmaya çalışılan bir gerilim şimdi en gözle görülür şekli olarak ortaya çıkıyor. Özellikle Kılıçdaroğlu’nun “Görevi kabul etmezsem kayyum atanabilir” dayatması ile ipler iyice gerildi.

Kılıçdaroğlu’nun bugünkü pozisyonunu daha iyi anlayabilmek için, son dönemdeki siyasi aksiyonlarına bakmak yeterli. İmamoğlu ile cezaevinde yaptığı görüşmede ‘ahmak’ davasında kararı bekleyelim demiş. Peki ya butlan kararı çıkarsa? Genel başkanlığa seçimle gelmiş olmasına rağmen mevcut durumda bir yargı kararına dayanılarak yeniden göreve gelmeyi bir hak olarak görüyor kendisine. Yargıya sarsılmaz bir bağ ile bağlı olan Kemal Kılıçdaroğlu’na geçmişte yaptığı ‘adalet yürüyüşü ’nü hatırlatmakta fayda var.

Şunu unutuyoruz: Kılıçdaroğlu, 13 buçuk yıl boyunca CHP'nin genel başkanıydı. Ve bu sürede tamı tamına 11 seçim kaybetti. Sivil yurttaşın gözünde siyaset yapamayan, fakat yönetimi de bırakmayan bir heykele dönüştü adeta. Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise halk ona oy verirken kendisine değil, hükümet karşıtlığına oy verdi. Kılıçdaroğlu, halkı arkasına almadı; halk sadece ondan başka seçeneği olmadığı için arkasından yürümek zorunda kaldı.

Elbette karakterine kimse laf edemez, siyasi yaşamında adı yolsuzluğa ya da rüşvete hiç bulaşmamış, dürüst bir insan. Fakat seçim kaybetmelerinin ana ekseninde onun karizmatik bir siyasi aktör olamayışı var. Bu türden meselelerde dürüstlük tek başına yeterli değil. Halk, yönetecek bir “başkan” değil, iktidar hedefi olan siyasi yol gösterici arıyor. Yani halk, heyecanlanmak istiyor. Kılıçdaroğlu ise bu 13 yıllık süreçte sadece ‘idare etti’. İyi bir idareci, ya da dürüst bir siyasetçi olması onu ‘siyaseten becerikli’ kılmıyor.

‘Doğru bulmuyorum!’

Şu günlerde ise Ekrem İmamoğlu’nun tutukluluğunu protesto eden öğrencileri ‘doğru bulmuyorum’ diyerek eleştirmekten geri durmayan Kılıçdaroğlu, butlan kararı çıkmasına dünden hazır gibi görünüyor. Olur da geri dönerse ilk işi sokağa çıkan gençleri evlerine geri yollamak olacaktır muhtemelen. Bu gençler de sosyal medyada kampanyaları başlatıp ‘Seni istemiyoruz Kılıçdaroğlu!’ diyorlar. Uluslararası hukukta bir tabir vardır. Persona non grata: istenmeyen insan. Belli süre sonra ülkeyi terk etmesi gerekir. Kılıçdaroğlu da gençler arasında artık adeta bir ‘persona non grata’ miadını doldurdu. Koltuğu terk ermesi gerekir.