Linç çağrıları, ifade özgürlüğü ve nefret söylemleri muğlak konular olmakla birlikte aynı zamanda suç kategorisinde değerlendiriliyor. Modern hukuka göre bir inancı, kimliği, ırkı, cinsiyeti hedef almak nefret söylemi.

Leman dergisinde yayınlanan ve yoruma açık olan bir karikatür sonrası Türkiye yine bilindik bir kavganın zemini oldu. Bir kesime göre bu kavgada sorun, “ifade özgürlüğüne tahammül edemeyen yobaz Müslümanların saldırganlığı” diğer kesime göre de “inanca yönelik saygısızlığın oluşturduğu provokatörlük.”

Belirttiğim gibi karikatür oldukça muğlak ve yoruma açık, dileyen Peygamber SAV’e saygısızlık dileyen savaş karşıtlığı yorumu çıkarabilir.

Leman dergisi, bahsi geçen karikatürde Peygamber’i değil Muhammed isimli bir Müslüman’ı ve Musa isimli bir Musevi’yi kastettiklerini, herhangi bir inanca yönelik saygısızlık amacı gütmediklerini ve nihayetinde bir yanlış anlaşılma olduysa özür dilediklerini belirttiler.

Şu durumda, yüksek lisans seviyesinde İslamofobi çalışmış biri olarak belirtiyorum ki, buradaki iki sorun var; ilki dinlerin savaşlara neden olduğu iddiası gibi din karşıtı bir ima ve ikincisi de İsrail, Filistin’i işgal edip savaş suçu işlerken İsrail ve Filistin arasında bir fark yokmuş gibi bir yaklaşım. Elbette bu, yoruma açık bir çizimde “benim görüşüm” ve karikatüre dair bir sürü farklı yorum var…

Açıkçası doğrudan bu karikatürden İslam’a hakaret, Peygamber’e doğrudan bir saygısızlık çıkmaz, zorlarsanız belki… ancak şu var, Filistin gibi hassas bir konuda çizim yaparken daha duyarlı olmak, din gibi insanları aşırı etkileyen bir olguyla ilgili çizim yaparken sanatın ve sanatçının daha duyarlı olması, yaşadığı toplumu bilmesi daha doğru olurdu.

Gelelim tepkilere, ülke koca bir gaza gelme ve gaz alma merkezi, en azından toplumsal refleksler konusunda, aşırı duygusal bir toplum olduğumuz için tepkilerimiz de duygusal ve herkes birbirini nasıl acıtacağını gayet iyi bildiği için sırasıyla her kesim ötekinin kutsalını doğrudan hedef alıyor. Ve aynı zamanda bu aşırı duygusallığın sonucunda doğal olarak öfkeli tepkiler makulün önüne geçip kolayca aşırılaşabiliyor. Örneğin, Türkiye’de bir hafta içinde, Atatürk’e hakaret edenler, Şeyh Sait’e hakaret edenler, dine tüm kötülüklerin anasıdır diyerek din karşıtlığı güdenler itina ile birbirlerini tahrik edip kenara çekilebiliyorlar. Ama bu kavga bir haftaya has değil, sıralı bir kavga ve sırası gelenler kendi hınçlarını kusuyorlar ve bunun sonu hiç mi hiç gelmiyor.

Leman’ın yoruma açık, çok masum sayılmayan ama Leman’ın önüne gidip linç söylemleri ve hatta eylemleri yapacak kadar aşırılığa gerek olmayan karikatürünün arkasında biraz da Leman’ın İslamofobik bir yayın olmasının etkisi var. Hatta konu akademik yayınlarda bile işlenmiş, merak edenler şuraya ( https://toplumbilimleri.com/?mod=tammetin&makaleadi=&makaleurl=25c9415d-252a-43dd-b80c-8b1981a020fa.pdf&key=39783 ) bakabilir. Aynı zamanda bahsi geçen karikatürü çizen kişinin sosyal medya hesaplarından yaptığı Filistin ve İslam karşıtı ifadeler de karikatürün kötü niyetli olduğuna dair düşünceleri kuvvetlendiriyor.

Linç çağrıları, ifade özgürlüğü ve nefret söylemleri muğlak konular olmakla birlikte aynı zamanda suç kategorisinde değerlendiriliyor. Modern hukuka göre bir inancı, kimliği, ırkı, cinsiyeti hedef almak nefret söylemi. Sonuç olarak toplumsal normlar ve hukuk, ifade özgürlüğünü nefret söylemi sınırlarında engelliyor. Yani “bu karikatür nedeniyle linç çağrıları yapmak suçtur” diyenler haksız değil ama bu problemli karikatürü “ifade özgürlüğü” kapsamında ele almak da din fobik nefret söylemi olması açısından suç. Elbette Leman olayında da olduğu gibi suça konu olan eylemler ve söylemler yoruma açık ve muğlak ifadeler, bu nedenle suç ilan etmek de kolay değil.

Hülasa, çizenin de tepki verenin de pek masum ve makul olmadığı şu durumda muhtaç olunan şey makuliyet. O makuliyeti sağlaması gereken de ülkenin otoritesi, kanun koyucusu yani ülkede huzur ve nizamı sağlaması gereken yöneticiler. Lakin burada toplumun iki aşırı kesimini teskin etmesi gereken yöneticilerin maalesef aşırı tavırlarını görüyoruz. Leman dergisi çalışanları, ters kelepçe ile gözaltına alınıyor ve bu görüntüler resmi hesaplardan paylaşılıyor. Toplumdaki infiali önlemek, kitlelerin gazını almak için hukuki yetkiyi kullanırken doğru olmayan yöntemleri kullanmak, toplumun gözünde aşırılığı önlemek yerine maalesef aşırılığı teşvik ediyor. Dolayısıyla ne o karikatür çok masum, ne tepkiler çok makul ne de olaya hukuki yaklaşım doğru, yani o karikatürden savaş karşıtı bir iyi niyet belki çıkmaz ama aynı şekilde o karikatür için de bu kadar tepki ve bu kadar gözaltına alma kararı çıkmaz, çıkmamalı.

Asıl mevzuyu da kaçırmamak gerekiyor. Konu her Müslüman için elini kalbine götürerek salavat getirdiği Peygamber SAV’e olan sevgi ve saygı… şu durumda tarafların hepsinin birer yorumu ve tutumu olabilir ancak Peygamber SAV için yapıldığı söylenen bu eylemleri, Peygamber’in onaylamayacağını O’nu tanıyan her Müslüman bilir. Dolayısıyla Peygamber’e rağmen Peygamber’i savunmak, Peygamber sevgisiyle değil ancak aşırılıkla açıklanabilir ve Rasulullah da aşırıcılığa karşı ölçülü olmanın hem örneği hem de davet edicisidir, vesselam.