Avustralya'nın Bondi Plajı'nda Yahudilerin Hanuka Bayramı için yaptığı kutlamaya iki terörist, silahlı saldırı düzenledi, saldırılarda şimdiye kadarki resmi açıklamalara göre 16 kişi hayatını kaybetti ve 40 kişi de yaralandı.
Polis saldırıyı iki kişinin gerçekleştirdiğini doğruladı, saldırganlar biri etkisiz hale getirildi, diğeri ise yaralı halde yakalandı.
Konu tam olarak Avustralya Başbakanı Albanese’in belirttiği gibi “bu saldırı insanlığın tam kalbine yapılmış bir saldırı” zira sivilleri özellikle de bayramlarını kutlarken vahşice hedef almanın, 12 yaşında bir çocuğu öldürmenin hiçbir savunması olamaz.
Saldırı Yahudilere yönelik olduğu için bu saldırı ve buna benzer saldırıları anlaşılabilir ve hatta savunulabilir bulabilecek az sayıda radikalin “Ama İsrail Filistin’de…” diye söze başlamaları bu ve benzeri saldırıları haklı göstermemekle birlikte İsrail’den farkı olmayan bu anlayışın, insan yaşamına dair söz söyleyecek insani ve İslami yetkinliklerinin bulunmadığını da en başta belirtmek gerekiyor.
Tüm insanlığın kalbine yapılan bu saldırıyı lanetlemek, hayatını kaybedenlerin yakınlarına en içten taziyeler sunmak insan olmanın bir gereği ve zaten Filistin’den Türkiye’ye kadar tüm dünya bu melun saldırıyı kınadı.
Bir terör saldırısı, henüz failler net olmasa da, Yahudileri hedef aldığında, antisemitist bir güdüyle vahşet yaşandığında “ama İsrail” der gibi “ama İslamofobi…” diyerek söze başlanmayacağı için elbette öncelikle bu hain saldırıyı yüksek sesle kınamak ve dışlamak gerekiyor. Bununla birlikte ırkçı nefret suçlarının, ister İslamofobi güdüsüyle ister antisemitist bir güdüyle yapılsın, birbirinden bir farkı olmadığını da belirtmek gerekiyor.
Terör bugün Avustralya’da bayram kutlayan Yahudileri hedef aldı. Daha önce Müslümanları da hedef aldığı gibi…
İslamofobi Kayıt Merkezi tarafından Deakin ve Monash Üniversiteleriyle birlikte hazırlanan Avustralya’da İslamofobi Raporu, Ocak 2023 ile Aralık 2024 arasında 309 fiziksel İslamofobi güdülü saldırının yaşandığını rapor etmişti. Avustralya’da bir süredir artan İslamofobi güdülü saldırılarının sebebinin yakın dönemde Christ The Good Shepherd Kilisesi’nde ayin sırasında düzenlenen saldırı ve bir AVM’de içlerinde 9 aylık bir bebeğin de bulunduğu, 6 kişinin öldürüldüğü bıçaklı saldırı olduğu ifade ediliyordu. Ancak bu saldırıların failinin Müslüman olduğuna ve eylemin bu minvalde bir terör saldırısı olduğuna dair bir açıklama yapılmamıştı. Aslında bir delil bulunmasına da gerek yok zira ABD’deki 11 Eylül Terör Saldırıları ile birlikte herhangi bir yerde herhangi bir terör saldırısı olduğunda fail Müslüman ise “İslami terörizm” ifadesi kullanmak, fail İslam dışında bir dine mensup bir ırkçı ise “akıl sağlığı yerinde olmayan herhangi biri” ifadesini kullanmak maalesef gelenek olmuş durumda.
Bu algıyı değiştirmeye yeter mi emin olmak mümkün değil ancak bu kez saldırılarda “İslami terör” toptancılığının tam aksi bir durum gelişti. Avustralya’daki sivillere yönelik terör saldırısında bulunan iki saldırgandan birisi, bir Müslüman tarafından silahı elinden alınarak etkisiz hale getirildi. Öyle ki “Thank you Ahmet” ifadeleri bu kez “Islamic terrorism” sloganlarının önüne geçti.
Biliyoruz… İsrail’in Filistin’de doğmamış çocukları öldürdüğünü, ABD’nin terör bahanesiyle Afganistan’ı işgal edip binlerce sivili katlettiğini, Irak’ta Saddam bahanesiyle binlerce Iraklıyı kimyasal silah da kullanarak katlettiğini biliyoruz… uluslararası güvenlik teorileri tüm akademik yayınlarda “artık soykırımlar bitti” dedikten kısa süre sonra Fransa gözetiminde Ruanda’da, Birleşmiş Milletler’in “güvenli bölge” ilan ettiği Srebrenitsa’da BM Barış Gücü gözetiminde Müslümanlara soykırım uygulandığını da biliyoruz. Benim ya da herhangi bir Müslümanın değil, bir Hristiyan’ın, Avustralya’daki saldırıyı önlemek için bir Müslüman’ın kendini feda etme pahasına silahlı saldırganın üzerine silahsız bir biçimde atıldığını gören bir Hristiyan’ın dediği gibi, 2 milyar Müslüman arasında oranları % 1 geçmeyen, terör saldırısına karışmış Müslüman nedeniyle 2 milyar Müslümanın terörist ilan edilemeyeceğini ama edildiğini, edilmeye çalışıldığını biliyoruz. Ama bir şeyi daha öğrenmemiz gerekiyor; ister Yahudi, ister Hristiyan, isterse Müslüman nefretiyle yapılmış olsun, sivilleri hedef alan terör saldırılarının birbirinden bir farkı yok. İsrail Filistin’de savaş suçu işlemiş, soykırıma varan katliamlar yapmış olsa bile hiçbir Müslüman’ın bayram kutlayan Yahudileri öldürme hakkı yok, henüz faillerin hangi güdüyle hareket ettiğini bilmesek dahi yok. Bunun için ırkçılık raporları yazmaya, antisemitizmin köklerine inmeye ya da Haçlı Seferlerine kadar tarih okumaya gerek yok, Ahmed’e bakmak yeterli, başka Ahmetlerin yıktığını tek hamleyle imar eden Ahmet’e bakmak yeterli, bu nedenle bir kez de biz söyleyelim; “Thank you Ahmed” sadece orada sivilleri korumak için canını vermeyi göze aldığın için değil, İslam ve terör kelimelerini yan yana kullanmak için hazır olda bekleyenlerin ellerini boş bıraktığın, İslam ahlakını bir kez daha yücelttiğin için sana sonsuz teşekkürler Ahmed.