Cenazede oluşan bu birliktelik, siyasetin çok sık unuttuğu bir şeyi de yeniden hatırlattı: İnsanlık ortak paydası. Kimlikler, sloganlar, taraflar bir yana; ölüm karşısında herkes aynı çizgide buluşur.

Bazen bir fotoğraf, bir manşet, hatta bir cenaze töreni; siyaset sahnesindeki kırılmaları ya da geçici bütünleşmeleri çok daha net gösterir. Ferdi Zeyrek’in cenazesi de işte tam olarak böyle bir andı.

Zeyrek, yalnızca bir isim değil; siyasetin, yerel yönetim anlayışının, kamu vicdanının belirli bir kesimi için sembol olmuş bir figürdü. Onun beklenmedik vefatı, Türkiye siyasetinin her rengini aynı kareye sokan nadir törenlerden birine dönüştü.

Tabutun etrafında duran yüzlere baktığınızda; yıllardır bir araya gelmemiş, hatta aynı cümle içinde dahi zikredilmesi zor olan liderleri, temsilcileri, vekilleri yan yana görmek mümkündü. AK Parti’den CHP’ye, MHP’den DEM Parti’ye kadar geniş bir siyasi yelpaze oradaydı. Kimi başını öne eğmişti, kimi Zeyrek’in ardından edilen dualara eşlik ediyordu. Ancak hepsinin ortak bir duyguda birleştiği açıktı: Bu ülkede bazı kayıplar, siyasetin üzerindedir.

O karedeki birliktelik, elbette kalıcı bir uzlaşının göstergesi değil. Türkiye gibi keskin hatlarla örülmüş bir siyasi coğrafyada bu birliktelik, çoğu zaman yalnızca bir an’a sığar. Fakat o an’ın gücünü küçümsememek gerekir. Çünkü toplumsal hafıza, böyle anları unutmamakla kalmaz; onlardan anlam da çıkarır.

Cenazede oluşan bu birliktelik, siyasetin çok sık unuttuğu bir şeyi de yeniden hatırlattı: İnsanlık ortak paydası. Kimlikler, sloganlar, taraflar bir yana; ölüm karşısında herkes aynı çizgide buluşur. Bu çizgi, çoğu zaman gerçek barışın, ortak vicdanın ve siyasi nezaketin çıkış noktasıdır.

Peki bu görüntüden sonra ne olur? Muhtemelen her şey kaldığı yerden devam eder. Meclis’te aynı tartışmalar, ekranlarda aynı sert polemikler, meydanlarda benzer ithamlar. Ama o cenazede çekilen o bir kare, gerektiğinde bir araya gelinebileceğini gösteren bir belge olarak kalır. Kimi zaman halkın, kimi zaman siyasetçilerin önüne bir hatırlatma olarak konur.

Ferdi Zeyrek’in ardından oluşan bu tablo, siyaset üstü bir mesaj taşıyor: Bu ülkenin insanları, her şeye rağmen bir araya gelebilecek potansiyele sahip. Yeter ki niyet olsun.