Çocukluğum memur olan babamın maaş zammı takiplerini izlemekle ve onun her defasında yaşadığı hayal kırıklığını tecrübe etmekle geçti.

Beklenen gün geldi.

TÜİK gerçekliklerden tamamen kopmuş ve mahkeme kararıyla referans fiyatları açıklama zorunluluğuna rağmen kimseyi umursamayacak şekilde, hiç kimsenin içine sinmeyen şovuna devam ediyor.

Anayasa’nın 138. maddesindeki “mahkeme kararları bağlayıcıdır” ilkesi umurlarında bile değil! Referans fiyatlar aylardır ortada yok. Açıklamıyorlar…

Haziran ayında yıllık %35,05, aylık enflasyon ise %1,37 olarak açıklandı.

Tartışmalar geçen aykinden de düşük açıklama yapılınca hemen alevlendi.

Düşünsenize 3 farklı kurum enflasyon oranlarını açıklıyor. Hiç biri diğerinin yanından bile geçmiyor.

İTO yıllık %44,38 ve aylık %1,77 açıklarken

ENAG’dan yıllık %68,68 ve aylık %3,05 oranları geldi.

Ünlü bir ekonomistin ironik şekilde söylediği gibi: “Türkiye’de gerçek enflasyon rakamları mahkeme kararına rağmen açıklanmıyorsa buna artık DEVLET SIRRI diyebiliriz.”

İşin daha da kötüsü, bu içe sinmeyen rakamlarla bile Afrika’daki 54 ülkeden Zimbabwe ve Burundi dışındakilerin tamamından yüksek enflasyonla yaşıyoruz. Üstelik 2 yıldır ülkede enflasyonla mücadele programı işliyor(!)

Dünya çapında da zirvelerdeyiz.

Zimbabwe, Arjantin, Burundi, İran ve Venezuela’dan sonra en yüksek 6. enflasyon oranıyla yaşayan ülkeyiz.

Vergiyi, cezayı, harçları her defasında TÜİK rakamlarına göre değil de adeta ondan en çok ayrışan ENAG’a göre belirlenirken, işler maaş ve ücret zammına gelince hemen TÜİK rehber edinilip işin içinden çıkı veriliyor.

Yoksulluk sınırının 85.066 lirayı, açlık sınırının 26.115 lirayı aştığı, bir çalışanın sadece yaşama maliyetinin 33.586 liraya yükseldiği (asgari ücretten 11.482 lira fazla), ev kirasına %48,75, elektriğe %25, doğalgaz a %24,6 ekmeğe %25, sıfır arabalara %35 zamların geldiği bir ortamda SSK ve BağKur emeklileri %16,67, Emekli Sandığı emeklileri ve memurlara ise %15,57 oranında zam yeterli görülüyor.

%15,57 zam yapılsa bunun %10,07’si zaten enflasyon farkına gidecek (Tabi TÜİK’in enflasyonuyla!). Yani asıl zam ancak %5 oluyor.

Çok can sıkıcı…

Çocukluğum memur olan babamın maaş zammı takiplerini izlemekle ve onun her defasında yaşadığı hayal kırıklığını tecrübe etmekle geçti.

Babam şimdi emekli. 25 seneye yakın ülkesine hizmet eden bu insana ve görev arkadaşlarına bugün reva görülen bu muameleye insan kahroluyor.

Halbuki hayatlarının son yıllarında bu insanların çocuklarıyla, torunlarıyla ve arkadaşlarıyla neşe içinde, onurlu şekilde en güzel günlerini geçirmesi lazımken birkaç senedir finansal açıdan muhtaç hale düşürülmeleri çok büyük haksızlık.

Her ülkenin yolculuğunda ekonomik krizler ve darboğazlar zaman zaman ortaya çıkar. Bu iktisat bilimi açısından gayet normaldir. Zamanla problemler çözülür ve refahta yeniden iyileşme yakalanır. Ama hayatlarının son baharındaki bu insanlara ve devletine hizmet eden tüm memurlara güzel günlerin vaatleri değil hakkettiklerini eksiksiz sunmak tartışılmaz bir sorumluluktur…