Gönlüne, ‘derdinden etme şikayet’ tavsiyesinde bulunan Aşık Veysel…
Yağmur/boran olmuş gönül dağında gezinen Neşet Ertaş…
Sivas yöresinden ödünç aldığı dizelerle, “Gel gönül gidelim aşk ellerine” diyen Cengiz Özkan…
“Güzel seni çok özledim / Üç ay oldu yol gözlerim” hasretindeki Arif Sağ…
Sermayesi derdi, serveti ahı olan ve fakat buna rağmen kendisini “İşte gidiyorum çeşmi siyahım” girdabına atan Mahzuni…
“Beni ağlatırsan doyma yaşına” tehdidiyle sevgilisine blöf yapan Karacaoğlan…
Elini eline alma telaşına düşenler, nefesini nefesine değdirmeye çalışanlar; dertten derde salana, “Güzel bu nasıl sevdaymış” sorusunu yönelten şaşkınlar aşkı elbette başka türlü yaşıyordu…
Aşkı yürek yangınıyla yaşayan kuşağı anlatmak için boyunlarına bir harf yaftası asıldı mı bilmiyorum ama aşkı serin sularda yaşayan (yaşayamayan) X, Y, Z kuşaklarının aşkı, eski aşkların yanında meşk bile değil gibi!
***
Bir nesli ‘gömme’ adına değil bir genelleme olsun diye söylüyorum;
‘Sevda’ sözünün anlamını bilmeyen…
Sevginin emek istediği gerçeğini anlatan ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ filmindeki o meşhur repliği, ‘sevgi emekti’ söylemini bir mizah unsuru olarak kullanan…
Küfürden hatır sormaya kadar her tepkisini kısaltmalarla ifade ededen…
Makale, öykü, roman okumayı bir zulüm olarak gören…
Askerliğini bile yapmadan zengin olma hayali kuran…
Koşulların dayattığı mal/mülk edinme zorluğunu aşılmaz bir engel sanan…
Bir kıza ya da erkeğe “Seni seviyorum” demenin insan ruhunda, bedeninde yarattığı sarsıntıdan mahrum olan…
Z kuşağının ilan-ı aşk girişimi nasıl ola ki?
Bunu mesai arkadaşım yapay zekaya sordum!
Z kuşağı mensubu bir erkeğin kuşakdaşı kıza aşkını ilan edişini anlatan bir mektup tutuşturdu elime. Okudum! Bir şey anladıysam Arap olayım! Okuyun bakalım sizdeki tesiri nasıl olacak?
İşte Z kuşağının aşk mektubu:
***
Kalbimin algoritması sensin
Hey,
Biliyorum, bu DM biraz "unexpected" olabilir ama artık içimdeki duygulara ghost atmak istemiyorum. Sana karşı hissettiklerim bir süredir loop’a girdi. Story'lerine her baktığımda kalbim literally glitch'liyor.
Seni ilk stalkladığımda sadece cool biri sandım. Ama sonra vibe öyle bir tuttu ki... her postunda ayrı bir rizz seziyorum. Yani, sadece PP değil, ruhun da çok aesthetic. Cringe gibi gelebilir ama ben seni manifestlemiş gibiyim. 😅
DM’lerde çok takılmadım bugüne kadar, çünkü fake davranmak bana göre değil. Ben seni real tanımak istiyorum. Date’e çıkalım demek belki "klasik" ama algoritmalar zaten bizi sürekli eşleştiriyor, sence de bu bir işaret değil mi?
Trip atmıyorsan, bu vibe’ı karşılıklı shiplemek isterim. Ghostlamazsan, birlikte LOL atabileceğimiz, birlikte efso story’ler biriktirebileceğimiz bir timeline düşlüyorum.
Yani uzun lafın kısası:
Sana düşmüşüm. Hard.
Eğer sen de bir tık aynı vibe’ı aldıysan, like'la, reply’la, DM’le... Bi yerden başla. Yoksa ben yine her sabah “Görüldü atma lütfen” dualarıyla uyanacağım. 😅
Beklemedeyim.
Ama AFK değilim.
Kalbim full online.