Politika Kasabasından, Siyaset Bulvarından ve Millet Bahçesinden epeydir uzağım; kafam rahat! Bugün uzaklardan birkaç konuyu harmanlayıp renkten renge bulamak istiyorum sizi…
***
Gökyüzü artık mavi değil…
10 bin kilometre öteden, 37 saatlik uçuş ve havada birkaç yakıt ikmali sayesinde ulaştığı menzilde, hedefine bıraktığı bomba ile yerküreyi 60 metre delerek işi bitiren hayalet uçakların sahibi, dünyaya parmak sallayarak tehditler savurup sırıtırken gökyüzü artık mavi değil; Trump grisi!
***
Gecenin gündüzü yuttuğu ülke…
Yüreklerindeki sessiz, dudaklarındaki feryat figan çığlıkla kucaklarına kefenledikleri suskun çocuklar ile güneşin doğmadığı sabahlara uyanan kadınların ülkesinde gece gündüzü yutmuş gibi; her an ve her yan Bibi karası!
***
Mutluluğun resmi ve inadına 'parkur'…
Tribünlerde rengarenk formalarıyla takımlarının kazandığı kupayı kutlayan genç kızların, erkeklerin gülücüklerle çizdiği mutluluk resmi, Abidin’i kıskandıracak kerte mutluluk fışkırtırken, yanına konan Gazze fotoğrafının objesine dönmüş çocukların yüzüne çökmüş hüzüne bakanların yüreği tribün karasına bulanıyor… Ve inadına ‘parkur’ oyunu!
***
Ve göklerin sessiz şiiri: Alaimisema…
Yazının bundan sonrasını Arkeolog, Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Bilim Kurulu Üyesi, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Ankara Bölge Başkanı, Emekli Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü değerli dost Mehmet Akif Işık’ın bir gönderisinden aktarmak istiyorum.
Edirne’de çok önemli kazıya başkanlık eden Mehmet Akif Işık, yanına fotoğraflar da eklediği yazısına “Dünyada ilkelerden biri; Selimiye’den Cihannüma’ya alaimisema” diye başlıyor ve şunları anlatıyor:
Edirne’de, ilk Osmanlı saraylarından “Saray-ı Cedid- i Amire”nin ayağa kaldırılması için yapmakta olduğumuz kazı, restorasyon ve rekonstrüksiyon çalışmalarımızın devamı sırasında, 21 Haziran 2025 günü mesai bitimi sonrası, Selimiye Camiine bakan çalışma ofisimizde kazı çalışmalarını değerlendirirken kuvvetli bir sağanak yağmur başladı. Yağmurun yavaşladığı anda Selimiye üzerinde oluşan gökkuşağı (alaimisema) dikkatimi çekti. Yağmura aldırmadan dışarı çıkıp izlemeye başladım. Tam o sırada Osmanlı Sarayı’nın Cihannümalı Kasrı üzerinde de gökkuşağı belirdiğini fark ettim. Fotoğraflarını çekerek izlemeye başladım. Az sonra iki gök kuşağı birleşiverdi. Sanki birbirine hasret iki insan gibi kucaklaşıverdi. O anı fotoğrafladıktan az sonra kayboldular.