YZ'nin en büyük handikapı, hukuki sorumluluğun belirsizliği. New York'ta avukat Steven Schwartz'ın ChatGPT ile ürettiği sahte emsal kararlar, mesleki etik tartışmalarını alevlendirdi.

Günümüzde yapay zekânın (YZ) hukuk alanına entegrasyonu, mesleğin doğasını kökten değiştirme potansiyeli taşıyor. Ancak bu dönüşüm, beraberinde temel bir soruyu getiriyor: Adalet mekanizması, algoritmaların soğuk rasyonalitesine emanet edilebilir mi? Yoksa YZ, insan hukukçuların eksiklerini tamamlayan bir "dijital asistan" rolüyle mi sınırlı kalmalı? Bu sorulara yanıt ararken, teknolojik imkânların yanı sıra etik, toplumsal adalet ve hukukun felsefi temellerini de masaya yatırmak gerekiyor.

1. Yapay zekânın hukuktaki yükselişi: verimlilik mi, tehdit mi?

YZ'nin hukuk sektöründeki etkisi, öncelikle otomasyon ve veri analizi ile kendini gösteriyor. LexisNexis, Casetext ve benzeri platformlar, avukatların saatler süren içtihat taramalarını saniyelere indiriyor. Microsoft'un "Copilot"u gibi araçlar, standart sözleşmeleri otomatik hazırlıyor. ABD'deki bazı mahkemeler, risk değerlendirme algoritmaları kullanarak tutuklama kararlarını şekillendiriyor. Peki bu gelişmeler:

Hukukun demokratikleşmesi mi (düşük maliyetli erişim),

Mesleğin metalaşması mı (insan emeğinin değersizleşmesi),

Yoksa adli hataların artması riski mi?

Örneğin, Stanford Hukuk Fakültesi'nin 2023 raporu, YZ destekli sözleşme analizlerinde %92 doğruluk oranına ulaşıldığını gösterirken, aynı sistemlerin kültürel önyargıları da içerebileceğine dikkat çekiyor.

2. Sorumluluk ve etik ikilemler: Kim suçlu?

YZ'nin en büyük handikapı, hukuki sorumluluğun belirsizliği. New York'ta avukat Steven Schwartz'ın ChatGPT ile ürettiği sahte emsal kararlar, mesleki etik tartışmalarını alevlendirdi. Benzer şekilde, DoNotPay uygulamasının hatalı dilekçeleri, "robot avukat" iddialarını sorgulattı. Bu durumda:

Hukuki hatalardan kim sorumlu olacak? Yazılım şirketleri mi, kullanıcılar mı?

Mahkemeler, YZ tarafından üretilen argümanları nasıl denetleyecek?

Türkiye'de de UYAP ve SEGBIS gibi sistemler yaygınlaşırken, gerekçesiz kararlar veya delil değerlendirme hataları gibi sorunların YZ ile çözülüp çözülemeyeceği ise hala belirsiz.

3. İnsan faktörü: Vicdan ve empati kodlanabilir mi?

Hukuk, salt mantık değil; insani değerler üzerine kurulu bir disiplin. Örneğin:

Bir hâkim, sanığın gözlerindeki pişmanlığı okuyabilir.

Bir avukat, müvekkilinin söylediklerinden çok sustuklarını analiz eder.

Mahkeme heyeti, toplumsal bağlamı hesaba katar.

YZ ise veri setlerindeki önyargıları (örneğin, ırk veya cinsiyet temelli ayrımcılık) yeniden üretebiliyor. 2016'da ProPublica, ABD'deki bir YZ sisteminin siyahi sanıkları %45 daha fazla "yüksek riskli" olarak etiketlediğini ortaya koydu. Nitekim bu durum etik olarak kodsal önyargıyı ön plana çıkarabiliyor. Unutmamak gerekir ki her ne kadar YZ kendini yapay bir dil modeli olarak kendini tarafsız ve bağımsız olarak kurgulasa da onu kodlayanların düşünce yapısıyla sisteme aktarılıyor.

4. Türkiye özelinde dijital dönüşüm: Fırsatlar ve riskler

Türkiye'de YZ'nin hukuk alanındaki kullanımı henüz emsal karar taraması, hukuki analiz, dilekçe hazırlama gibi destekleyici rollerle sınırlı. Ancak:

UYAP'ın YZ entegrasyonu, dosya takip süreçlerini hızlandırabilir.

E-duruşmalar’ın daha da yaygınlaşmasıyla, adalete erişimi kolaylaştırabilir.

Duruşmalar YZ desteğiyle zaman ve emekten tasarruf edilerek daha hızlı ve zamanında yürütülebilir.

Yıllarca süren yargılamalar ise makul sürede sonuçlandırılabilir.

Ancak yapısal sorunlar (örneğin, gerekçesiz kararlar) devam ederken, YZ'nin bu sorunları derinleştirme riski de var. Özellikle Türkçe doğal dil işleme modellerinin sınırlılığı, hatalı hukuki çıkarımlara yol açabilir.

5. Gelecek senaryoları: Denge nasıl sağlanır?

İdeal model, YZ'nin insanla iş birliği olabilir:

-      Veri analizi ve tekrarlayan işlerde YZ kullanılmalı.

-      Karar verme süreçlerinde insan denetimi zorunlu tutulmalı.

-      Etik kurallar, YZ sistemlerine "aşılanmalı" (örneğin, ayrımcılık karşıtı algoritmalar).

-      Şeffaflık ve izlenebilirlik standartları uygulanmalı.

-      Hukuki sorumluluk çerçevesi netleştirilmeli.

-      İnsan merkezli tasarım ilkesi benimsenmeli.

-      Sosyal eşitsizlikleri artıracak kullanımlar sınırlandırılmalı.

-      Mesleki dönüşüm ve yeniden eğitim desteklenmeli.

-      YZ sistemlerinin kültürel farklılıklara duyarlılığı sağlanmalı.

-      Kamu denetimi ve demokratik kontrol mekanizmaları kurulmalı.

Kod mu, vicdan mı?

YZ, hukuku daha hızlı ve erişilebilir kılabilir. Ancak adaletin özü, insan vicdanına dayanır. Bir algoritma, bir annenin çocuğu için yaktığı gözyaşını hesaplayamaz.

Belki de en doğru formül, şu olacaktır:

"YZ avukatın cebinde bir asistan olmalı; ama mahkeme kürsüsünde, yüreği olan bir insan konuşmalı."

Çünkü adalet, yalnızca kanun maddelerinden değil; insanlığın ortak aklından ve vicdanından doğmaktadır