Sırrı Süreyya Önder, Politika Kasabasını yasa boğdu. Siyaset Bulvarı hüzünbazlar, Millet Bahçesi ağlayanlarla doldu…

O, Türkiye siyaseti içinde benzeri olmayan bir nüktedandı. Bunu yüzüne söylesem, bıyığının altına gizlediği tebessümü kahkahaya döndürüp sorardı:

- Yav, menendim de mi yok?
O eşsiz iklimde yalnız kalmasın diye cevap verirdim:
- Var! Vardı yani…
- Kimmiş?
- Kamer Genç.

Kahkahayı keser, tebessümünü toparlar rahmet dilerdi…

***

Yazılarımda Sırrı Süreyya Önder’i sazıyla, sözüyle yanıma alarak diğer siyasilerin üzerine yürüdüğüm çok olmuştur! Bir kast ya da kasıt için değil, ‘Terörsüz Türkiye’ için…

Bu defa Millet Bahçesindekileri Saloona davet edip, Sırrı Süreyya Önder ile son kez atışmak, bu vesile ile can cana katışmak istiyorum. Atışmanın ayağını da ben veriyorum: Emanet.

Biliyorum, yamacımda olsa, “De hayde” diyerek yol ve söz verirdi. Sanırım ortaya şöyle bir atışma / katışma çıkardı:

Barış denilince dağlar aşardın
İmralı, Kandil’e hemen koşardın
Bilen bilir büyük işler başardın
Terörsüz Türkiye bize emanet

Erdoğan, Bahçeli, Apo’yu gördüm
Barış isteyenin yanına vardım
Terör, kan diyeni söz ile vurdum
Terörsüz Türkiye size emanet

Kalbine milyonca insan sığdırdın
Teraziyi her dem dosta ağdırdın
Dostluğu söz ile cana değdirdin
Terörsüz Türkiye bize emanet

Kalbimi elime alıp gezerdim
Dost için can verir beni ezerdim
Biri gülsün diye kendim üzerdim
Terörsüz Türkiye size emanet

Hırkalı’yım sana söz/taş atamam
Muarıza özüm bil/can katamam
Barış öksüz kaldı gör/yok yatamam
Terörsüz Türkiye bize emanet

Önder’im bilirsiz Sırrı’m emektir
Barış emekçisi Sırrı demektir
Süreyya katında yemek yemektir
Terörsüz Türkiye size emanet

***

Sırrı Süreyya Önder, edebiyattan sinemaya, siyasetten insanlığa kadar birçok alanda pek çok iş başardığı için gözü açık gitmedi ama gözünün arkada kalmaması ve mezarında rahat uyuması için bu ülkeyi “Terörsüz Türkiye” hedefine ulaştırmak, başta siyasetçiler olmak üzere hepimizin görevi. Hadi bakalım kolay gelsin…