Dünyanın savaş baronları aşka, sevgiye, sevdaya dair ne varsa hepsinin eline kelepçe, boynuna zincir vurdu! Yetmedi, özel insanları oturttuğumuz gönül tahtımızı yıktılar. Bu da yetmedi; tutsak ettikleri güzelliklerimizi içine tıkarak bir gönül kodesi oluşturdular. Kapısına kilitleyip anahtarı ceplerine koydular. Erkekler şaşkın, kadınlar bitkin! Aşk şiiri, sevgi romanı yazamıyoruz. Sevda türküsü çığıramıyoruz; ağıt sardı her yanımızı…
***
Türkiye’nin siyaset aktörleri de dünyanın savaş faktörlerine nispet eder gibi, ‘Mahpusun içinde üç ağaç incir…’ türküsünü çığırtıyor bize! Her şeye rağmen insana, sevgiye, sevdaya açık gönlümden çıkıp Politika Kasabasının Siyaset Bulvarına indim. Siyasilere diyeceklerim vardı. Vazgeçtim! Millet Bahçesine girip parası az derdi çoklara seslendim:
- Hey! Derbederler, Saloona gelin!
Onlara bir konser vermek istedim, doluştular. Aldım sazı elime; kızım sana söylüyorum gelinim sen anla!
Siyaset farklı şey gücün zirvesi
Nice sözler olur gücün zırvası
Alınan / verilen gücün dermesi
Dere dere derde derman bulunmaz
Siyaset giyotin kelle alandır
Vaat / maat derken külli yalandır
Tanırım kimisi filan, falandır
Falan filan derde derman bulunmaz
Siyasetçi gördüm aya çıkandı
Kimi yaya, makam, toya çıkandı
Kimi reis, başkan, beye çıkandı
Çıka çıka derde derman bulunmaz
Kimi para pula tamah edendi
Kimi karşı cinsi takip edendi
Kimisi bambaşka yöne gidendi
Gide gide derde derman bulunmaz
Siyasetçi gördüm tavla oynardı
Rekabet ateşli kazan kaynardı
Yenilen tahtalı/köyü boylardı
Boyla boyla derde derman bulunmaz
Siyas-etin bile karkası vardı
Kesen / biçen kimse arkası vardı
Akıbeti belli markası vardı
Vara vara derde derman bulunmaz
Siyasette durum casus krizi
Her türlü sıkıntı bulur kerizi
Size bi’şey deyim işin arızı
Arız marız derde derman bulunmaz
***
Hatırlatmak isterim:
Bu dağlar kömürdendir / Geçen gün ömürdendir
