Olmuyor işte. Çatlamıyor. Cumhur İttifakı daha temel bir vesileyle bir araya gelmiş. Başkaları için hayati olan şeyler onlar için önemsiz detaylar. Bu ve bunun gibi konular üzerinden “çatlak” manşetleri ve analizleri tutmuyor. Olmuyor.
50+1 = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Sinan Ateş = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Altın kaçakçılığı iddiaları = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Sedat Peker videoları = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Kabine değişimleri = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Abdülhamit Gül, Bülent Arınç, Mahir Ünal, Saffet Sancaklı… = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Ayhan Bora Kaplan soruşturması = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
HÜDAPAR = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Normalleşme = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
HSK Seçimleri = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Teğmenler = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Terörsüz Türkiye Süreci = Cumhur Ittifakı’nda çatlak
Şimdi de İBB soruşturması üzerinden Cumhur Ittifakı’nda çatlak varmış.
Olmuyor işte. Çatlamıyor. Cumhur İttifakı daha temel bir vesileyle bir araya gelmiş. Başkaları için hayati olan şeyler onlar için önemsiz detaylar. Bu ve bunun gibi konular üzerinden “çatlak” manşetleri ve analizleri tutmuyor. Olmuyor.
Kanal İstanbul anlatılamadı, depreme dayanıklı kent inşa edilmeden de anlatılamaz
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Ben Kanal İstanbul’dan taraf değilim. Doğru bir proje olduğunu düşünmüyorum. İstanbul’un önceliği değil. Bence hayrına da değil. Şu ana kadarki bilgim ile bunu düşünüyorum. Eğer hayrımıza olduğunu düşünenler varsa bana anlatsın.
Sadece bana değil, İstanbulluya da anlatması gerekiyor. Çünkü Kanal İstanbul ile ilgili kimsenin “Neden?” sorusuna bir cevabı yok. Gerekliliği noktasında bir oturmuş düşünce yok. Ama “Neden olmamalı?” sorusuna çokça cevap var.
6 yıldır İstanbul siyasetinde birinci muhalefet argümanı Kanal İstanbul’un nasıl bir rant projesi ve İstanbul’a ihanet olduğu idi. Bu sürekli işlendi. Hafızalara yer etti. Bunun karşısında ise bu projeyi isteyen iktidar sadece istediğini belli etti. Bunu anlatmadı. İletişimi yürütülmedi. Ve son raddede bu projeden geri durmak durumunda kaldı. “Gündemimizde yok” açıklamaları yapıldı. Çünkü kamuoyu yoklanınca görüldü. Projenin taraftarı yok. Karşıtı ve karşıt argümanları hazır.
Bugün Kanal’ın K’sinden bahsetmek dahi oy kaybı. Düşünün sosyal konut yapılıyor. Sahipleri bile belli. Kura çekilmiş. “Bu konutlar Araplara satılacak. Kanal İstanbul’un konutları” diye alenen yalan söylüyorlar. Devlet derdini anlatmaya çalışıyor. Ama bu aleni yalan karşısında bile zorlanılıyor. Çünkü Kanal’ın K’si geçiyor. Sosyal konut yapmak bile bazen yetmiyor.
Ayrıca Kanal’ın İstanbul’un çok hayrına olduğuna hepimiz ikna dahi olsak deprem sorununa karşı dirençli kent haline bu şehir gelmeden Kanal hep sonraki planda olacak. Ve bahsi bile kaybettirecek.
Yavaş’a Yakın Kaynaklar, “Millettin gönlünde olmaya devam edip, onun adayı olmak en güzeli olur”
Özgür Özel’in hakkını yemeyelim. Ekrem Bey ile de arasını boşuna bozmayalım. Adam hiçbir zaman “Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı Adayı” demedi. “Yüzde 70 ile seçimi alır, parlamenter sisteme döneriz. Başbakan İmamoğlu, Tarafsız Cumhurbaşkanı Yavaş olur” dedi.
Yani önümüzdeki seçime “birisi” ile girilir ve o Ekrem Bey olmasa bile yüzde 70 ile kazanır. Demiş oldu. Söylediği cümlesinde vurguladığı gibi Mansur Yavaş’ı tarafsız görüyor. CHP’li görmüyor. Onun için öyle bir ihtimal yok. Mansur Yavaş diye bir aday ihtimali Özgür Özel için yok. Mansur Yavaş tarafından da öyle bir beklenti yok. Ekrem Bey adaylaşabilirse Mansur Yavaş aday olmayacak. Ama adaylaşmazsa aday olacak.
Yavaş kanadı ile konuştum,
“Millettin gönlünde olmaya devam edip, onun adayı olmak en güzeli olur”
“Millet koltuk isteyeni sevmez. Göreve layık görür. Biz işimizi yapmaya devam edelim. Seçim sathında milletin dediğini yaparız” dediler.
“CHP’nin Genel Başkanı doğal Cumhurbaşkanı adayıdır” bu cümleyi yazın arkadaşlar. Çokça duyacağız.
CHP’nin Geldiği Hal
- Ortanın solu mu? Sosyal demokrasi mi?
- Sosyal demokrasi mi? Kemalizm mi?
- Kemalizm mi? Ulusalcılık mı?
- Ulusalcılık mı? Sol liberallik mi?
- Ekremcilik mi? Kemalcilik mi? Mansurculuk mu? Özgürcülük mü?
Hem CHP hem AK Parti oy artırıyor
Kutuplaşma her zaman kutuplara yarar. İki kutup etrafına insanlar, yapılar, herkes toplanır. Zıtlar birbirini büyütür. CHP’nin bu muhalefet dili ve estirdiği rüzgar CHP ile birlikte AK Parti’yi de büyütüyor. CHP bilerek veya bilmeyerek AK Parti’ye kaybettiği oyu toplatıyor.
Grilerin yok olduğu bir Türkiye’de sağ, muhafazakar, milliyetçi olan blok diğerine göre daha ağır basacak. Terörsüz Türkiye ile birlikte CHP’nin işi daha da zorlaşacak.
Bir İYİ Partili üst düzey isim bana “Artık Dem’i Cumhur’a yakın görüyoruz” demişti. Bu ilk turda olmasa bile ikinci turda mantıklı bir bakış gibi geliyor.
CHP’nin şu anki muhalefet dili ile 6’lı Masa’daki eski ortakları ikinci turda ne yapar mesela? YRP ne yapar? Eğer muhalefet bloğu CHP, İYİ Parti, Zafer Partisi’ne sıkışırsa, CHP’nin şu anki büyümesi yeter mi? Yüzde 35 ile birinci parti olmak bu sistemde yürütmeyi alabilir mi?