Hızır Aleyhisselam, Hz. Musa’yı irşad eden, Ab-ı Hayat’ı, (ölmezlik suyunu) içerek ölümsüzlüğe erişmiş Erendir. Kendisine Tanrı tarafından batın bilgisi (Hakikat ilmi, yani gerçek ilim)  verilerek Hz. Musa’yı eğitmekle görevlendirilmiş,  yetkin kişidir.

Hızır Aleyhisselam, Alevi toplumunda bir insanın erişebileceği en üst mertebe olan, insan-i Kamil mertebesinin simgesi sayılmıştır.

Hızır kelime olarak yeşil, yeşillik manasına gelir. Yeşil; doğanın canlanması ile bereketin gelmesidir.  Bir  rivayette göre kendisine Hızır denilmesinin sebebi, onun kuru bir yere oturması ve onun ardından o yerin hemen yeşillenivermesi olarak anlatılır. Hızır’ın yeşil renk ile tasvir edilmesi ise; ebedi yaşam ve bu yaşam kaynağının ölümsüzlüğüne vurgudur.

Hızır farklı toplum, mitoloji ve kültürlerde kendine yer bulmuştur. Mahmut Erol Kılıç’a göre; İdris, İlyas ve Hızır'ın bir ve aynı kişiliğin değişik zaman ve mekânlarda aldıkları farklı isimlerden ibaret olduğu, bu kültürün Eski Mısır'da Thoth, İbranilerde Enoch veya Yunanlardaki Hermes kültü ile özdeş oldukları düşüncesini dile getirir.

Hızır

Hızır; Türk, İslam ve Orta Doğu inançlarında peygamber olması muhtemel kişiler arasında sayılır. Hıdır veya Kıdır olarak da söylenir. Kur’an’da adı doğrudan geçmez. Peygamber olduğu da belirtilmez fakat bu yönde işaretler vardır. Örneğin Kuran’ın Kehf Suresi’nin 65. Ayetinde genç Musa’ya Allah tarafından yol gösterici olarak gönderildiği anlatılan bilge kişinin Hızır olduğu düşünülür

Hızır Aleyhisselam: bazı yörelerde Hızır Peygamber, Hızır Nebi ya da Hz. Hızır diye adlandırılır. Kimi zaman fakir, gariban, yoksul bir kişi kimi zaman ise güçlü bir kişilik olaraktan karşımıza çıkabileceği söylenir.

Alevilerde çoğunlukla “Hazır ol ki, Hızır’ı yanında olsun. “ diye öğütlenen Hızır Aleyhisselam, şöyle tarif edilir: Üzerinde çiçeklerden yapılmış bir cübbesi bulunan, aksakallı, nur yüzlü bir yaşlı. Bastığı yerde güller açar, ekinler yeşerir. Elini sürdüğü kişi dertlerden, uğursuzluklardan, hastalıklardan arınır, ömür boyu huzurlu yaşar. Hızır`ın uğradığı yerlere, bolluk ve bereket getirdiğine, dertlere derman, hastalara şifa olduğuna ve aynı zamanda uğurun ve kısmetin sembolü olduğuna inanılır.

Bu yüzden, darda kalanlar, “yetiş ya Hızır” derler.