Siyasette sular ısınıyor.

Milletvekili listeleri bu hafta YSK’ya sunulacak.

İttifakların netleşmesine rağmen ittifak içi ittifaklarda son durumun ne olacağı merak ediliyor.

Partilerin yaptığı simülasyon çalışmalarına göre, ittifak içi ittifaklar seçimin kaderini belirleyecek en önemli unsurların başında geliyor.

Çünkü bir tarafta 5 benzeyen Cumhur İttifakı, diğer tarafta 6 benzemez Millet İttifakı bulunuyor.

Ortak liste olmaması durumunda iki ittifakta, ciddi sayıda milletvekili kaybediyor.  

Bu bağlamda Millet İttifakı’nın seçim komisyonu temsilcileri neredeyse her gün bir araya gelip, anlaşamadan ayrılıyorlar.

Cumhur İttifakı’nda da aynı kriz sürüyor.

Anladığım kadarıyla, her iki ittifakta “liste kartını” saklayıp karşı ittifakın ne hamle yapacağını bekliyor.

Bu hafta Cumhur İttifakı’nda Erdoğan ile Bahçeli, Millet İttifakı’nda ise genel başkanlarının bir araya gelecek.

Cumhur İttifakı, 6 Nisan tarihinden sonra ortak liste çalışmalarına ağırlık verecek.

Çünkü ittifak eden partiler, 6 Nisan tarihine kadar YSK’ya başvurup ittifaktan çıkmak isteyebilirler.  

Ortak liste konusunda MHP ve AK Partili kurmaylar görüşmelerini sürdürüyor.

MHP, ittifakta bulunan YRP ve BBP’nin kendi logosuyla seçime girmesine sıcak bakmıyor.

MHP’li kurmaylar tek liste rahatsızlılıklarını AK Partili yetkililere de iletti.

AK Parti de ittifaktaki partilerin kendi logosuyla seçime girmemesi için bu hafta özel bir çalışma başlatacağı konuşuluyor.

Görünen tabloda Cumhur İttifakı, AK Parti ve MHP logolarıyla milletvekili listelerini oluşturacak.

DÜŞÜK OYLAR NASIL KAMUFLE EDİLECEK?

İttifaklarla birlikte bazı partiler, kendi politikalarını dile getiremediğinden dolayı oy kayıpları yaşadı.

Aynı zamanda anketlerde, yüksek oy alan partiler seçim sandığına bu oyların yansımayacağından endişeli.

Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı’nın içinde bulunan bazı partiler bekledikleri oy oranlarının ortaya çıkmamasından dolayı başka parti listesinden seçime girmeye sıcak bakıyor.

Bunun üç sebebi var;

Birincisi, partilerinin düşük oy oranlarını kamufle etmek.   

İkincisi, düşük oy güçleri nedeniyle protokol gücünü kaybetmemek.

Üçüncüsü, seçmenin tepkisini dindirmek.  

SEÇİMDE PSİKOLOJİK ÜSTÜNLÜK VE KAMPANYA

Seçime iki aydan az kalınca liderlerin kamuoyunda psikolojik üstünlüğü sağlamak için neler söyleyeceğini hep birlikte göreceğiz.

Geçtiğimiz seçimlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan her fırsatta “ben kazanamazsam istifa ederim, siz de istifa eder misiniz” diyerek rakiplerine gözdağı verip, psikolojik üstünlük kurmaya çalışırdı.

Şu ana kadar Erdoğan’ın bu sorusunu rakiplerine yöneltmediğini görüyoruz.

AK Partili kurmaylar, mitingler için özel bir çalışma başlatarak, sahada psikolojik üstünlüğü ele geçirmeyi hedefliyor.

Özellikle Bahçeli, Erbakan ve Erdoğan’ın birlikte mitingler yapması planlanıyor.

Ayrıca Erdoğan’ın bu seçimde tüm illere gitme durumunun olmayacağı söyleniyor.

MİLLET İTTİFAKI KAMPANYASI’NDA SAADET ETKİSİ

Millet İttifakı da seçim kampanyasını başlattı.

“Sana Söz” diyerek başlatılan kampanya Fazilet Partisi’nin 1999 seçim kampanyasında kullandığı “Önce Sen” çalışmasından esinlenmiş.

Ayrıca “Sana Söz” sloganı da Saadet Partisi’nin bir dönem kullandığı slogan olarak öne çıkıyor.

MUHARREM İNCE MİLLET İTTİFAKI’NIN AYARINI BOZDU.

Muharrem İnce’nin anketlerde çıkan yüksek oyuna partiler başta pek inanmak istemiyordu.

Süleyman Demirel’in bir sözü var; “siyaset boşluk bırakmaz.”

Gerçekten Muharrem İnce tam da bunu yaptı.

Bütün partiler ittifaklar, mevzuatlarla boğuşurken, İnce’nin gündeminde; deprem, ekonomi ve yolsuzluk vardı.

Bir anda o boşluktaki seçmeni yakaladı.

Partilerin yaptığı anketlerde bile İnce’nin oyu çift rakamlarda hatta partisinin oyu yüzde 4’lerin üzerinde…

İnce sadece seçimin kaderini değil, kendi kaderini de belirleyecek.

Keza aynı zamanda İnce, Millet İttifakı partilerinin CHP listesinden vereceği milletvekili kontenjanını da ciddi şekilde düşürecek.