1) Kürtler, Türkiye'den alacaklı; borçlu Türkiye borcunu ödememek için her türlü argümanı kullanıyor.
Faşist Türkçü ve Kemalistleri Kürtlere karşı kullanarak, hükümetin kadrini bilin; aksi halde bunlar sizi çiğ yer demeye getiriyorlar.
2) Kürtler, bu toprakların kadim halklarından olduğu halde; Rum ve Ermeni gibi tehcir ile korkutuluyor ki, özgürlük ve adalet talebi gündemden düşsün.
Bazı ahmakların da, ganimet hayali ile salyaları akıyor. O hayali Irak'ta, Suriye'de gördük ama ibret alan yok. DAİŞ örneği ortada.
3) Osmanlı Devleti; Ruslara karşı Çerkeslere destek yerine, Rusların amacına hizmet eden tehcire destek verdi. Çerkezler bunu anladığında, artık çok geçti.
Uygurları BM'de destekleme cesareti olmayan Türkiye; Uygurları Türkiye'ye, Suriye'ye gelmeye teşvik ederek iyilik yapmıyordu.
4) Çin, bu uygulamadan; yani Uygurların Türkiye'ye ve Suriye'ye gelmesinden çok memnun.
Türkiye de, Türkistan İslâm Partisi gibi terörist grupları Suriye'de kullanarak siyasetine fayda sağlıyor. Olan, Uygurlara oluyor; ülkeleri her gün Çin tarafından daha fazla yutuluyor.
5) Tehcir ve Uygurları iskan; Kürtler ve Kürdistan üzerinden dile getirildiği için uluslararası sistem sessiz, yoksa kıyamet kopardı. Bugün Gazze'nin yaşadığını; Kürtler, yüzyıldır yaşıyor. Efrin'de, Serêkanîyê'de daha yeni yaşadık. Kerkük'te yeni yaşadık.
Ama, az da olsa ümit var.
6) Çünkü Kürdistan jeopolitik bir değere sahip, Kürtler dinamik bir halk; şu anda muadili bir güç yok. Türkiye, bu görevi yıllarca yaptı; ama 1991'den itibaren NATO ve ABD'ye kafa tutmaya çalıştı, buna paralel olarak da Kürtler sahneye çıktı, zaten sahnede idi, görünür oldular.
7) Mısır'ın Gazzelileri ülkesine kabulü ve teşviki İsrail için ne kadar sevindirici ise; Uygurların Türkiye'ye kabulü de, Çin için o kadar sevindirici ve amaçlarına hizmet ediyor.
Uygur bunu bilmez mi; bilir ama çaresiz gelir ve Rojava'da, Suriye'de, Libya'da kullanılır.
8) Türkiye devletinin A, B, C planı da olur, vardır.
A planı şu; Kürtleri bir lokma ekmek(can güvenliği) karşılığı, statüsüz olarak Türkiye'ye bağlamak, bu arada beyaz soykırıma(zamana yayarak, dil ve kültür asimilasyonunu) devam ettirmek. Türkiye'de sorun yok; Rojava ise Türkiye'nin göz zevkini bozuyor.
9) B Planı: Kürtler, Rojava sevdasından vazgeçmez ise; Efrin gibi işgal etmek.
İşgal için uygun ortam ve ABD'den yeşil ışık bekliyorlar.
Rojava'nın işgali ile birlikte; Kürtlerde moral bozukluğu başlayacağı ve Türkiye içinde talepte bulunma gibi durumların kalmayacağı hesaplanıyor.
10) Türkiye, nüfusun azalmasından şikayetçi; eşzamanlı olarak da, Kürtlerin çoğalmasından rahatsız. Bu ikircikli tavrı; devletin her aşamasındaki yöneticilerin tavrından anlamak mümkündür. "Her ailede, 15 çocuk var!" cümlesi hala belleğimizde.