Son günlerin gündemi Barış Alper.

2-3 ay önce sözleşme yenilemiş. Hatta yönetim gösterdiği performanstan dolayı aldığı rakamı ikiye katlamış. Barış da buna “tamam” demiş.

Üstelik herhangi bir çıkış maddesi falan da eklenmemiş. Demiş ki ben “Galatasaray’ın çocuğuyum kulübüm ne derse o.”

Aradan birkaç ay geçmiş, transferin bitmesine 12 gün kala bu sefer çıkıp, “Ben gitmek istiyorum” diyerek menajerleriyle birlikte ortalığı yangın yerine çevirmiş.

Hastayım diyerek antrenmanlara çıkmamalar, ergen çocuklar gibi sosyal medya üzerinden imalı paylaşımlar da cabası.

Herkes ne olduğunu anlamaya çalışırken Kayseri maçı kadrosuna alınmadı ve takımdan uzaklaştırıldı. Oyuncusuna sahip çıkan Okan hoca ise Onun kafa karışıklığı var ama bunu takıma yansıtmaması gerekirdi. Yansıtırsa takıma zarar verecek. Onu buraya getirmeyerek bunun da önünü kesmiş olduk. Onu geri kazanmamız gerekiyor. Galatasaray'a olan sevgisinden hiçbir şey eksilmedi. Barış'ı bir anda silmememiz, linç etmememiz gerekiyor” açıklaması yaptı.

Tabi bu arada istisnasız herkes Barış Alper Yılmaz’ı ve menajerlerini yerden yere vurmaya başladı. Ama dün ne olduysa birçok yorumcu, “Barış”a sahip çıkılsın. O da haklı. Hak ettiği para verilsin. Camianın önüne atılmasın” falan demeye başladı.

Ne güzel dünya değil mi?

Sen kalk, gözünü para bürümüş menajerlerin oyununa gel, koca camiaya başkaldır. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi üzeri kapatılsın.

Bu neye benziyor biliyor musunuz?

Kanuni’ye isyan eden yeniçeri ağasına…

Ya da…

Barış Alper Yılmaz ve Galatasaray birbirine sarılıyor. Sonra Barış, birilerinin gazına gelip, Galatasaray’ı sırtından bıçaklıyor. Sanıyor ki koca Galatasaray diz çöküp onların dediğini yapacak ve aman dileyecek.

Siz kendinizi ne sanıyorsunuz ya!

Karışışınızda Türkiye’nin en büyük kulüplerinden biri var. Kolay mı ya öyle ahkam kesmek!

Barış Alper muhtemelen şu anda büyük bir pişmanlık yaşıyor ama geçmiş olsun. Bu durum ne Okan hocanın onu affetmesiyle düzelir ne de yönetimin oyuncuya jest yapmasıyla.

Galatasaray’ın sırtındaki bıçak yarası iyileşir ama o iz hiçbir zaman kaybolmaz. Hep orada durur.

Mesela dün Galatasaray, Kayseri’de puan kaybetseydi ne olurdu hiç düşündünüz mü?

Bütün fatura Barış’a kesilir, taraftarlar başta olmak üzere tüm yorumcular onu suçlardı.

Peki şimdi ne olacak?

Barış Alper çıkıp özür dilese her şey kapanacak mı? Taraftar onu hiçbir şey olmamış gibi bağrına mı basacak?

Üstelik Galatasaray onun maaşını 5-6 milyon Euro seviyelerine çekerse bu sefer takımdaki diğer oyuncular demeyecek mi “Adam isyan etti zam yaptılar bizim başımız kel mi biz de yapalım?”

İpin ucunu kaçırırsan takımı nasıl zaptedeceksin bir daha.

Bardak bir kere kırıldı. Yapıştırsan da su tutmaz artık. Bu saatten sonra Barış Alper için de kulüp için de en iyisi takımdan gitmesi olacaktır.

Hem teklif de yabana atılır bir rakam değil. Türkiye futbol tarihinin en yüksek rakamlı transferi olacak. Ayrıca sen oradan gelecek parayla, Akanji, Singo ve kaleci transferlerini rahatlıkla yaparsın.

Barış Alper’in de giderayak camiaya en güzel hediyesi bu olacak.

Son olarak Barış Alper kadro dışı bırakılsın, hain gibi sert tepkilere de kulak asmamak lazım. Bu işi doğru bir şekilde yönetse bugün bunların hiçbiri olmayacaktı.

Sezon bittiği zaman yeni sözleşme yaparken “Ben gitmeyi isterim ama kulübüm de kazansın. Yazın sözleşmeye 40-50 neyse. Verirlerse gideyim” o zaman bir sıkıntı yok.

Ama sen böyle bir tutumun içine girip, hem takıma zarar verir hem de camiayı zorda bırakırsan o zaman pişman olup içtiğin sudan bile tat alamazsın.

Çok yetenekli oyuncusun Barış Alper Yılmaz. Gerçekten inanılmaz geliştirdin kendini de. Camia da seni bağrına bastı, pamuklara sardı.

Senin takımdaki en iyi arkadaşın, sana “İkinci Ciro, evladım” diyen Mertens’e bak. Adam giderken Galatasaray’dan ayrıldığına ne kadar ağladı, ne kadar üzüldü.

Onun kadar olamadın mı?

Sen daha fazla parayı hak edebilirsin ama bunun yolu bu değildir.

Gidersen yolun açık olsun, kalırsan da Allah yardım etsin.

Çünkü bu taraftar bunu asla unutmaz