Seçimlere 2 aydan kısa bir süre kala ittifakların iki ana omurgası Millet İttifakı ve Cumhur İttifakı arasında mücadele çeşitli hamlelerle hız kazanıyor. Milllet İttifakı HDP’nin ana omurgayı oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakını’nın desteğini kazanırken, Cumhur İttifakı tartışmalı bir şekilde önce Hüda Par sonra da Yeniden Refah Partisi’nin desteğini kazandı. 

Millet İttifakına göre Memleket Partisi Genel Başkanı eski CHP’li ve 2018 seçimlerinda CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin yeniden adaylığı da aslında Cumhur İttifakını’nın bir projesi. 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin genişleme stratejisine karşılık kabinesinde görev alan bakanlar ile yardımcısı Fuat Oktay’ın milletvekili adayı olacaklarını açıkladı. Bu haber kimi iktidar destekçileri tarafından heyecanla karşılansa da muhalefet tarafından futbol deyimi ile adeta önlerine atılmış bir pas olarak değerlendiriliyor. bu durum kimine göre “bakanların tasfiyesi” kimine göre ise büyük bir avantaj. 

Bakanların sahada karşılığı  var mı?

Bakanlar geçmişte de milletvekili adayı oldu. Ancak parlamenter sistemin uygulandığı dönemde bakanların il ve ilçe teşkilatları ile direk bağlantısı vardı. Onların talepleri doğrudan karşılanıyordu. Ayrıca bakanlar  önce milletvekili oluyor sonra kabinede görev alıyordu. Bu durum da bakanlara seçimlerde kısmen de olsa avantaj sağlıyordu. 

Oysa 2018 seçimlerinden sonra uygulanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde bakanlar cumhurbaşkanı atamasıyla göreve geliyor. Bu sistemde “yüksek düzeyli memur” olarak görülen bakanların bütçe dışında TBMM ile hemen hemen hiç bir ilişkisi bulunmuyor. Bakanları AK Parti Genel merkezinde görmek de pek mümkün değil.  Aslına bakarsanız Milli Savunma, İçişleri ve Dışişleri Bakanları dışında diğer bakanların kamuoyunda tanındığını söylemek de güç. 

Bakanları sahada ne bekliyor?

Bakanların özellikle deprem bölgesi başta olmak üzere bazı kentlerde liste başı olacaklarına dair haberler aslında bize bir ip ucu veriyor. Liste başı genelde o illerde seçilmenin garanti olduğu yerler. Oysa  eski sistemde bakanlar, yerine göre 2 ve 3. Sıradan aday olurdu. Bunun nedeni de bakanlık avantajını kullanarak üst sıradaki adayları da meclise taşımak. 

Bir tür memur olan bakanların liste başı olması o illerdeki teşkilatların tepkisini çekecek ve alt sıralardaki adayların seçilmesini riske sokacak. Bu durum AK Parti teşkilatlarının enerjisini düşürecektir. Yıllardır illerinde siyaset yapan AK Partililer, tepeden gelen adayları pek de benimseyemeyecek. Bakanların seçim döneminde yanlarında korumalar ve araç konvoylarıyla propaganda yapması muhalefin işini kolaylaştıracaktır. 

Korumasız, yanlarında o illerin önde gelenleriyle çalışma yapan muhalefet, koruma ordusuyla gezecek bakanlara göre daha avantajlı olacak. 

Bu arada ekonomik sıkıntılar yüzünden sorun yaşayan icralık olan esnaf ve çiftçiler ile geçim sıkıntısı çeken emekliler bakanlara adeta hesap soracak. Öğrenciler, neden yurtlardan çıkartıldığını ve okulların kapatıldığını soracak. İşsizler, geçinemeyenler, yüksek kira sorunu yaşayanlar, yüksek gıda fiyatlarından yakınanlar bakanları görünce adeta feryat edecek. 

Bu durumda gerçekten sormak lazım, bakanlar neden aday yapılıyor? Tasfiye mi avantaj mı? 

Dokunulmazlık kazanacakları iddiası doğru değil

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde ne kadar absürt olsa da atanan bakanlar TBMM’de yemin ederek göreve başlıyor ve yasama dokunulmazlığı kazanıyor. Bakanlık görevleri sona erse de görev dönemleriyle ilgili isnat edilen suçlamalar hakkında Meclis Soruşturması açılması gerekiyor. Soruşturma komisyonu o bakanı suçlu bulursa da yargılanmak üzere Yüce Divana sevk ediyor. Bakanlar için Meclis Soruşturması açılabilmesi için 360, Yüce Divan’a sevk için de 400 milletvekilinin oyuna ihtiyaç bulunuyor. 

Türkiye’yi 21 yıldır yöneten Recep Tayyip Erdoğan’ın bakanlar hamlesinin ne kadar işe yaradığını 15 Mayıs sabahı hep birlikte göreceğiz. 

Yaşayan görürmüş. 

Kısa bir hatıra 

 2009 yılında merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin Kahramanmaraş civarında kaybolduğu haberi geldiğinde TBMM Başkanı Köksal Toptan ile Tunus yolundaydık. İlk günü resmi temaslarla geçen gezinin ikinci günü Kartaca’ya geçildi.

Toptan, Kartaca temaslarını yarıda keserek Türkiye’ye dönme kararı aldı. Toptan ve heyetiyle Kartaca’dan  Kahramanmaraş’a geçildi özel uçakla. Toptan, buradan da Göksun ilçesine geçerek Kaymakamlık binasında yer alan arama ekibinin koordinasyonuna nezaret etti.

Toptan, Göksun ilçesinin girişinde İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile birlikte bir arabanın içinde Yazıcıoğlu’nun eşi Gülefer Yazıcıoğlu ile görüştü.