Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik buhran, enflasyondaki dengesizlikler sizlerin de aklına getirmiyor mu kasıtlı ve bilhassa dış müdahaleyi?

Bugün İsrail terör örgütünün Filistin’de sürdürdüğü vahşetin, soykırımın 105.günü ve biz artık yavaş yavaş rutinimize dönmeye mi başladık!

Yaklaşan yerel seçimlerle birlikte siyasi arenada dinmeyen hareketlilik, sınır ötesindeki askeri operasyonlarımızın birilerinin rahatını fazlasıyla kaçırmış olması sebebi ile içeride kendini aşikâr eden kalleşlerle mücadelemiz ve verdiğimiz şehitler, ülkece içinde bulunduğumuz, serbest piyasanın da hayli rol aldığı ekonomik buhran ve daha pek çok mesele…

Sizce de bunlar kurgulanmış bir oyunun sırası ile sahnede vücut bulması değil mi?

Devletlerin kendi askeri gücünü kullanmama durumu, global anlamda terörü organize etmeye dönüştü. Bunu ekseriyetle organize eden ve her anlamda terörü besleyen Amerika ve İngiltere oldu.

Bugün ülkemizde yaşanan sorunların, terör yuvalanmalarının ana sebebi teröristlerin silahlarındaki menşeiden net bir şekilde okunabiliyor.

Uzun bir aradan sonra özellikle seçim sathına girilen şu dönemde yapılan saldırılar, ardı ardına gelen şehit haberleri, sadece ülke içerisinde bir takım siyasi stratejileri yönlendirme amacıyla değil, aynı zamanda bugün 105. gününü dolduran, Filistin’de şiddeti artarak devam eden katliamlara en gür karşılığı veren Türkiye’nin meşgul edilmesi ile doğrudan ilgilidir hiç şüphesiz.

Ülkece ekonomik, askeri ve siyasi olaylarla gündemimizi şekillendirerek yönümüzü değiştirmek isteyenler amacına ulaşıyor mu?

Amaç, aziz şehitlerimiz üzerinden Gazze’den mi uzaklaştırmak, yoksa Gazze’de kalıp kendi acısına kayıtsız kaldı imajı vermek suretiyle bizleri kendi içimizde tefrikaya düşürerek insanlık, vicdan ve merhametin konuşturulmasından mı uzaklaştırılmak asıl mesele?

Boykot edilen ürünlerin zarar edecek derecede indirime giderek kampanyalarla cazip hale getirilmesi, işlenmiş bu planın bir parçası değil midir?

Ekonomik buhranlarla insanların boykot direnişi mi kırılmak istenmekte?

İnsanları yaşanılması zor bir hayatın içine mahkum ederek terörün finansal olarak desteklenmesi konusunda katkıda bulundurulmak isteniyor ve geldiğimiz noktada artık başarılı olduklarını da görüyoruz.

Üç ayı aşkın süredir devam eden bir soykırıma artık duyarsız kalmaya, rutinimize dönmeye ve kendimizi düşünerek hareket etmeye başladık.

Bu durum terör yandaşları için bir malzeme haline dönüşürken, suç örgütlerinin beklediği karşılığı bulması yönüyle onların nazarında iyi bir çalışma olarak görülüyor.

Dünya devletlerinin perde arkasında teröre tevessül etmesi, mazlum için büyük bir çığlık haline dönüşse de yıllardır Doğu Türkistan’da yaşanan katliama sessiz kalmak, terör devletlerinin her alanda var olduğunu göstermeye yetiyor.

Ekonomik anlamda güçlü olmak, bu devletlere istediğini yapma özgürlüğünü de sunuyor ne yazık ki. Kısaca ortada duran tablo, ekonomik özgürlüklerini elde edenlerle, ekonomik özgürlüklere muhtaç olan devletler arasında oynanan büyük bir kukla oyunundan başka bir şey değil.

Amerika ve NATO müttefikleri, dünyayı istediği yöne evirmeye çalışıyor ve dünyanın gözü önünde büyük bir katliam yapan yavrusunu da görmezden geliyor. Ve yine sırf dünyayı merdiven altı teknolojilerle hegemonyası altına alarak dünyanın en zengin ekonomisi içerisine giren Çin Cumhuriyetinin yaptığını görmezden gelen koca bir iki yüzlülük hakim.

Bütün bunlara rağmen Ortadoğu merkezli büyük bir kıyamet hazırlama görevi de İsrail’e verilmiş durumda.

Bu kıyametin bir tarafında ABD-İNGİLTERE-FRANSA-KANADA gibi ülkeler dururken, bir diğer uçta da ÇİN ve RUSYA gibi ülkeler saf almaya başladı.

Bir de Amerika ve İsrail’e karşı söylemden öteye gitmeyen, uzaktan parmak sallamakla yetinen, terörü destekleme konusunda saydığımız ülkelerden geri kalmayan, silah ve her türlü mühimmat konusunda Irak ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu’da terörü destekleyen İran’ı da unutmamak lazım.

Sonuç olarak, ülkemizin içeride üretilen suni gündemlerle oyalanması, bütün enerjisini bu meselelere harcayarak içe kapanması, Filistin başta olmak üzere dünya üzerindeki tüm mazlum coğrafyalar açısından bir tehlike olduğu kadar uluslararası arenadaki varlığımıza da vurulmuş bir darbedir. Ne olursa olsun, bu kirli oyunları görmeli ve silkelenerek ayağa kalkmalı…

Selam ve dua ile…