Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu bugün 5. kez toplandı. Komisyon'un bu toplantısında Cumartesi Anneleri söz aldı.
Komisyonda söz alan 1980'de gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren'in kardeşi İkbal Eren, "Hayrettin Eren'i hep canlı bekledik, annem yıllar sonra karanfil koyabileceği mezara razı oldu. 2011 yılında Erdoğan anneleri kabul etmişti, o görüşmeden sonra annem 'oğlumun bir kemiğine razı oldum' dedi. 95 yılına kadar aile olarak mücadele ettik sonra Galatasaray meydanında güçlendik. anne ve babam iki gözü açık olarak bize veda etti. Bir suç işlediyse kolluğun görevi yargıya teslim etmekti. yargılanır aramıza dönerdi. Hayrettin Eren ve kayıplar faili meçhul değiller. devlet gözaltında kaybetmeyi ülkenin her tarafına yaydı. Bu komisyonun çözüm odaklı olduğuna inanmak istiyorum" dedi.

''Yaşam hakkı elinden alındı''
Eren konuşmasının devamında ''Yargılanma hakkı, yaşam hakkı ellerinden alındı. Hayrettin Eren kaybolduğunda Şükrü Balcı, Mehmet Ağar ve Tayyar Sever görevdeydi. Ağabeyim faili meçhul değildi. Ağabeyimin akıbetinin sorumlular tarafından açıklanmasını bekliyorum. Devlet, gözaltında kaybolma politikasını sistematik olarak uyguladı ve devam ettirdi” ifadelerini kullandı.
''30 yıldır Beyaz Toros’un peşinden koşuyoruz''
Cumartesi Annesi ve insan hakları savunucusu Besna Tosun ise gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alamadıkları babası Fehmi Tosun’un başına gelenleri ve ailesinin adalet mücadelesini "Babasının, evlerinin önünden bir araç ile zorla kaçırıldığını ifade eden Tosun, “Beyaz Toros’un arkasından koştuk ve 30 yıldır halen bu aracın peşinden koşuyoruz" sözleriyle anlattı.