DEM Parti Van Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, CHP’ye yönelik kayyım operasyonlarını eleştirerek, barış sürecine sahip çıkılması gerektiğini söyledi. Buldan, “Barışa ana muhalefet partisi daha fazla sahip çıkmalı. Bugün en fazla operasyon CHP’ye var. Kayyımlar var, il başkanlığına kayyum atandı. Ben operasyon yapılırken şurada olamam, burada olamam demek bu işi kurtarmıyor” ifadelerini kullandı.
JINTV’de katıldığı programda konuşan Buldan, çözüm sürecinin geçmişle günümüz arasında farklar olduğuna dikkat çekti. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin tutumunu değerlendiren Buldan, “2015’te sürecin karşısında duran Bahçeli’nin bugün çözüm sürecine katkı sunması, sürecin başlamasına vesile olması büyük bir farktır. Sayın Öcalan da bunu ‘devlet aklının devreye girmesi’ olarak değerlendiriyor” dedi.
Buldan, devletin Türkiye’de yaşanan ekonomik, sosyal ve siyasal kayıpları görerek barış için adım atmak istediğini belirterek, “Türkiye kendi iç barışını sağladığı takdirde Ortadoğu’da örnek bir ülke olabilir” yorumunu yaptı.
"Yasa çalışmaları başlatılmalı"
Süreçte zaman kaybı yaşandığını dile getiren Buldan, “Bu sorunun çözümünde, çatışma çözümlerinde zaman çok kıymetlidir. Provokasyona dair uyarılar var. Şimdi bütün bunları göz önüne aldığımız zaman kısa zaman içerisinde yasa çalışmalarının başlaması gerekiyor. Hangi yasaları çıkaracaklar? Bu komisyonun takdirinde olan bir şey. Hani biz buradan şu yasalar çıksın deme yetkisine sahip değiliz. Bir mutabakat elbette ki sağlanır komisyonda ama çıkarılması gereken entegrasyon yasasıdır, özgürlükler yasasıdır. Belki de biraz onlarla eş güdümlü olabilecek yerel yönetimlerin güçlendirilmesi meselesi ki bu kayyıma da engel olabilecek. Yoksa Kürt sorununun tamamıyla bu komisyon tarafından çözülmesi bir kere mümkün değil" dedi.
Meclis komisyonunun Öcalan’la görüşmesinin önemli olduğunu vurgulayan Buldan, “Biz komisyonun hepsi gitsin demiyoruz zaten. Oradaki bütün partilerin üyeleri hepsi birlikte gitsin de demiyoruz. Bunu Sayın Öcalan da böyle tanımlamıyor, böyle ifade etmiyor. Her gruptan birer temsilcinin bile yeterli olduğunu düşünüyoruz. 5-6 kişiden oluşan ya da 6-7 kişiden oluşan bir temsili heyetin adaya giderek Sayın Öcalan'la komisyon heyeti olarak görüşmesi gerçekten sürece hem ivme kazandırır, pozitif bir katkı sağlar ve sürecin ilerlemesine de zemin hazırlar. İrade bir bütün olarak aslında devlette. Bir tarafın aktörleriyle görüşüp, diğer tarafı yok saymak büyük hata olur. PKK’nin kendini feshetme kararında bile Sayın Öcalan’ın çağrısı belirleyici oldu. Dolayısıyla Öcalan’ı muhatap almamak yanlış. Kendisi de, ‘Komisyona anlatacağım çok şey var’ diyor” diye konuştu.
Buldan, CHP’ye ve muhalefete yönelik baskılara dair şöyle konuştu: “Şimdi tabii ki CHP'ye yapılan bu haksızlıkları, hukuksuzlukları asla kabul etmeyiz, edemeyiz. Bir taraftan barış ve demokratikleşme ama diğer taraftan başka bir partinin belediyelerine kayyım atama, başka bir partiye operasyon bu aslında barışın barışa vurulan bir darbe. CHP tabanının da, CHP yönetiminin de bütün bunların önüne geçmek için barışa daha çok sarılmaları gerektiğini düşünüyorum. Zaman zaman açıklamalar yapıldı biliyorsunuz, hem Sayın Özgür Özel tarafından hem CHP yetkilileri tarafından, komisyon üyeleri tarafından. Bir komisyon üyesi adaya gitmeyi kırmızı çizgimizdir diye ifade etti. Şimdi verilen destek önemli. Ben buna bir şey demem. Sayın Öcalan, bütün kesimlerin barışa sahip çıkması gerektiğini ifade ediyor zaten ama ana muhalefet partisi daha fazla sahip çıkmalı. Çünkü bugün en fazla yönelim onlara var. Bugün en fazla operasyon CHP'ye var. Kayyımlar var, bugün il başkanlığına kayyum atandı. Ben operasyon yapılırken şurada olamam, burada olamam demek bu işi kurtarmıyor.”
Öcalan: Rojava kırmızı çizgimdir
Buldan şöyle devam etti: “Bizimle, DEM heyetiyle sadece Türkiye siyasetini ama şunu dediğini birkaç sefer biliyorum. ‘Suriye ve Rojava kırmızı çizgimdir. Benim için orası ayrıdır.’ Yani Suriye'ye dair birkaç sefer bu belirlemeyi yaptı. Ama onun dışında Suriye ve Rojava'ya ilişkin bizimle bir değerlendirme yapmadığını ifade etmek istiyorum. Bunu ağırlıklı olarak devlet heyetiyle görüştüğünü, sorunu orada tartıştığını ve hatta eğer fırsat yaratılırsa, orayla da bir iletişim kurmayı önemsediğini ifade ediyor. Onlarla konuşup, onlarla kendileriyle tartışıp bu meselede nasıl bir yol izlenmesi gerektiğini ve nasıl bir karar çıkması gerektiğini onlarla da konuşmak istediğini, tartmak istediğini ifade etti. Bu henüz gerçekleşmedi ama önümüzde yol alınırsa, süreç ilerlediği zaman içerisinde bu fırsat yaratılırsa, belki oraya dair, Rojava'daki yetkililerle görüşmeler, temaslar olursa, sanırım daha kolay çözülür diye tahmin ediyoruz Rojava’da Kürt halkının kazanımlarını yok saymak, operasyonlarla bertaraf etmeye çalışmak Türkiye’ye hiçbir fayda sağlamaz. Türkiye’de demokratik adımlar atılsa bile Rojava’da yaşanacak en ufak bir kayıp, Kürt halkında büyük bir yıkıma yol açar. Bu ne halk ne de Sayın Öcalan tarafından kabul edilir.”
Türkiye’nin Kürt halkının kazanımlarına saygı duyan bir anlayış geliştirmesi gerektiğini söyleyen Buldan, “Demokratik, yasal ve anayasal zeminlerde çözüm arayışı kazandıran bir yol olur. Türkiye kaybettiren değil, kazanan tarafta olmalıdır” diye konuştu.