Geçtiğimiz hafta iki önemli gelişme yaşandı.

İlki Cumhurbaşkanı Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in AK Parti Genel Merkezi’nde bir araya gelip 1 saat 35 dakikalık bir görüşme gerçekleştirmesiydi.

İkincisi ise CHP kanadının 1 Mayıs’ta Taksim’e yürüme kararıydı.

Mansur Yavaş, yine her zamanki gibi her iki gelişmede de suskun kaldı. Etliye sütlüye karışmadı.

Yavaş’ın başından beri uyguladığı tarz-ı siyaset bu.

Çok fazla siyasi açıklama yapma!

Her konuya müdahil olma!

Sessiz kal, taraf tutma!

Bu tarzı karşılık bulmuyor da değil. Yerel seçimlerde CHP’nin en yüksek oyunu alarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

Belli ki bundan sonra da aynı duruşu sergileyerek bir sonraki Cumhurbaşkanlığı seçimine kendisini hazırlayacak.

Öte yandan İmamoğlu ve Özel “daha müdahaleci ve daha proaktif” bir tarz-ı siyaset yürütüyor.

Ancak her iki ismin “taktik farkı” var.

İmamoğlu, iktidara daha mesafeli duruyor. Dış dünyayı, Avrupa ve Amerika’yı arkasına almayı murad eden hamleler yapıyor.

CNN’e verdiği “Hamas bir terör örgütüdür” mülakatı bu ayrışma ve taktiğin en büyük işaretiydi.

İmamoğlu, hakeza Almanya Cumhurbaşkanı’nın ziyaretinde “göçmenlerle” ilgili verdiği bir demeçte Avrupa’nın beklentilerini gözeten bir tutum sergiledi.

Özgür Özel ise daha çok parti içi diyalog ve istişareler üzerinden yürüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapılacak olan görüşmeye hazırlığını da bu şekilde yaptı. Ziyaret öncesi parti kurmaylarıyla görüştü.

Ne var ki, bu görüşme listesinde İmamoğlu yoktu. Özel, Erdoğan ziyareti öncesi İmamoğlu ile istişare etmeye gerek duymadı.

Öte yandan Özel, siyaseti yumuşatacak bir tutum sergileme yoluna girdi. Erdoğan ile görüştü, görüşme sonrası pozitif değerlendirmeler yaptı ve bir sonraki görüşmenin CHP Genel Merkezi’nde olacağını söyledi.

Tam bu noktada “iki tutum farkı” ortaya çıkıyor.

İmamoğlu, Erdoğan’ı karşısına alarak, AB ve ABD’nin bu tutumu nedeniyle yanında duracağını düşünerek hareket ediyor.

Özel ise Erdoğan ile müzakere etmek, diyalog kanallarını açık tutmak niyetinde. Tüm bunları da Avrupa ya da Amerika’nın desteği ile değil, CHP örgütünü arkasına alarak yapmak istiyor.

1 Mayıs Taksim yürüyüşü öncesinde de Özel ve İmamoğlu’nun istişare yapmadığı ve İmamoğlu’nun bundan rahatsız olduğu söyleniyor.

Yerel seçimlerden önce CHP içinde daha ağırlığı olan, Özgür Özel’e “istikamet çizen” ve Kılıçdaroğlu’nun devrilip yerine Özgür Özel’in seçilmesi için aktif rol oynayan İmamoğlu’nun seçim sonrası Özgür Özel’in liderliğinin pekişmesi nedeniyle daha bağımsız hareket etmesinden rahatsızlık duyduğu belirtiliyor.

CHP içindeki bu “güç yarışı” erken başlamışa benziyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimi için henüz 4 yıl var.

Eğer bu erken başlayan “gerilim ve çekişme” devam ederse İmamoğlu ve Özel’i yıpratabilir.

Böyle bir durumda “Mansur Yavaş” ön plana çıkabilir.

Yavaş da taktik ve kurgusunu bu güçlü ihtimal üzerine kuruyor.

Onlar kavga edecek, aradan ben sıyrılacağım!

Bu taktik de bir kez daha tutacak gibi.

Bugünün barometresi “Mansur Yavaş” diyor!