Beştepe'deki Kabine Toplantısı ardından konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ülkenin dört bir tarafında yaşanan orman yangınlarına ilişkin olarak değerlendirmesinde, bundan sonraki süreçte AFAD ile 'işi örgütleyeceklerini' söyledi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın konuşmasının öne çıkanlar ise şöyle:
"Devletimiz tüm imkanlarıyla şehit ailelerimizin yanındadır. Benzer acıları bir daha yaşamamak temennisiyle milletimizin tekrar başı sağ olsun diyorum.
Ülke olarak sağlıktan eğitime, adaletten emniyete, tarımdan sanayiye, turizmden savunmaya uzanan geniş bir yelpazede çok yönlü bir atılım içerisindeyiz.
Türkiye; savunma, güvenlik, dış politika başta olmak üzere birçok alanda son asrın en parlak dönemini yaşıyor.
Hükümet olarak gündemimize en üst seviyede hakimiz. Önümüze çıkan engellere ve kurulan tuzaklara takılmadan hedeflerimize doğru adım adım yürüyoruz.
Felaket tellalları ne derse desin, ülkemizin yolu da bahtı da açıktır. Büyük ve güçlü Türkiye idealimize, bölgemizdeki tüm kriz ve çatışmalara rağmen daha önce hiç olmadığı kadar yakınız.
Bugünkü kabine toplantımızda yine kritik meseleleri etraflıca ele aldık. Dış politikadaki gelişmeleri enine boyuna istişare etme fırsatı bulduk. Yaz mevsiminin gelişiyle tüm dünyayla birlikte ülkemizde de artan orman yangınlarını masaya yatırdık. Ekonomide, ülkemizin kredi notunun yükseltilmesi ve MB rezervlerinin 169 milyar dolara çıkması başta olmak üzere, son günlerde aldığımız olumlu haberlerin değerlendirmesini yaptık.
Terörsüz Türkiye sürecimize dair güncel durumu mütalaa ettik. Savunma sanayii alanında tüm dünyanın gıptayla baktığı atılımlarımız gündemimizdeki bir başka konuydu.
Bütün bu başlıklarda ülkemizi hedeflerine biraz daha yaklaştıracak önemli kararlar aldık.
Ana muhalefet partisi genel başkanının kameralar önünde şikayet ettiği ülkesine, kapalı kapılar ardında sahip çıktığını iddia etmesi şayet doğruysa, muhalefetin yerlileşmesi ve millileşmesi adına elbette kıymetli bir adımdır. Biz bundan kesinlikle rahatsız olmayız.
Dünyanın hemen hiçbir siyasi partisinde olmayan, kendi ülkesini kötüleme alışkanlığından muhalefetin kurtulması bizi sadece memnun eder. Bunun somut işaretlerini görürsek, hiç merak etmesinler, onları teşekkür dilenme zahmetinde bırakmaz, kendilerini takdir ve tebrik etmekten asla yüksünmeyiz. Yeter ki Türkiye partisi olmayı başarsınlar, yeter ki Ankara merkezli siyaset yapsınlar. Yeter ki bu ülkeye ve millete zarar vermekten vazgeçsinler.
Rüşvet, irtikap ve yağma düzenlerini deşifre ettiği için polisimizin ve yargı mensuplarımızın hedef haline getirilmesine müsamahamız yoktur. Hırsıza değil de, hırsızı ve rüşvetçiyi suçüstü yakalayana kızanlar, ya kumpas iddialarını ispat etmelidir ya da çıkıp hakkına girdikleri emniyet ve yargı mensuplarından özür dilemelidir.
Hükümet olarak, bölgemizde barış için çabalarken kendi içimizde huzuru zedeleyen milli birlik ve beraberliğimizi örseleyen şer güçlere istismar zemini sunan, sorunların üzerine de kararlılıkla gidiyoruz.
Terörsüz Türkiye süreci sadece Cumhur İttifakı’nın değil, aynı zamanda hükümetimizin, devletimizin hepsinden önemlisi milletimizin projesidir. 86 milyonun tamamının özlemi, beklentisi, hayalidir.
Bu hayalin adım adım gerçeğe dönüşmekte olduğunu görüyoruz. Şunu bir kere daha önemle ifade ediyorum; kimsenin endişesi olmasın. Evelallah girdiğimiz bu yol bizi demokrasiyle de, ekonomisiyle de güçlü bir Türkiye’ye ulaştıracaktır. Yolun sonunda kardeşlik vardır, kalkınma vardır. Barış, huzur, dayanışma ve istikbali birlikte inşa etme iradesi vardır.
Dolayısıyla sorumluluklarımızın ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. Bunun için ne umut tacirliği ne de muhalefet gibi ucuz popülizm yapıyoruz. Devlet ciddiyetine, bulunduğumuz makamın ağırlığına ve itibarına yakışır şekilde bu yolda itina ile ilerliyoruz.
Milletimiz de bizim bu çabalarımızı, harbi mücadelemizi yakından görmekte, menzile kazasız belasız varmamız için dua etmektedir.
Süreç ilerledikçe zihinlerdeki soru işaretleri hızla kaybolmakta, temkin ve ihtiyacın yerini güven ve umut almaktadır.
Meclis’teki tüm siyasi partilerin terörsüz Türkiye faaliyetlerine yapıcı katkı vermesini istediğimizi açıkça dile getirdik.
İklim değişikliğinin bir sonucu olarak orman yangınlarındaki artış artık küresel bir sorun haline gelmiştir.
Artık tehditler karşısında yeşil vatanımız olan ormanlarımızı korumak için her türlü tedbiri alıyoruz. Tarım ve Orman Bakanlığımız, sonbahardan itibaren yangına hassas illerimizdeki bütün köylerimizde bilgilendirme faaliyetleri gerçekleştirdi.
Yeni araç ve ekipmanların eklenmesiyle, hava ve kara filomuz yangınlara hazır hale getirildi. 27 uçak ve 105 helikopter ülke genelinde 65 noktada, 6 bine yakın kara aracımız ise bin 600 noktada konuşlandı.
Bu yıl, şu ana kadar çıkan yangınların yüzde 96’sı insan kaynaklıydı. Yani sigara izmaritinden, söndürülmeyen piknik ateşine, ormana bırakılan camlardan anız yakmaya kadar çoğu zaman önemsiz görülen ihmallerin bedelini milletçe hep beraber ödedik, halen de ödüyoruz.
Elbette çok az da olsa sabotaj ve kasıtlar da var. 1 Haziran’dan bu yana 149 şüpheli gözaltına alınmış, 38 kişi tutuklanmış, 61 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir.
Son olarak Bursa’daki yangını çıkardığı düşünülen daha önce hakkında FETÖ’den işlem yapılmış, bir şahıs yakalanmıştır. Bu vesileyle Bursa Kestel’deki orman yangınına destek için görev yapan su tankerinin dün kaza yapması sonucu şehit olan üç gönüllümüze Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.
30 büyükşehirimiz var. Büyükşehirler itfaiye birimlerini en ideal şekilde kurmak suretiyle bu işi üstlenecektir. AFAD ile bu işi örgütleyeceğiz. AFAD teşkilatlanmasını en güzel ve güçlü şekilde yapacak.
Şunu da burada açıklamak durumundayım:
30 büyükşehrimiz var. İtfaiyecilik belediye başkanlığından gelmiş bir cumhurbaşkanı olarak, Büyükşehirler, itfaiye birimlerini en ideal şekilde kurmak suretiyle bu işi üstlenecektir.
30 büyük şehrin dışında 51 ilimiz var. 51 ilimizde de bundan böyle AFAD’ımızla bu işi örgütleyeceğiz. AFAD, 51 ilde teşkilatlanmasını en güzel şekilde, en güçlü şekilde yapacak ve böylece 81 vilayetimizi örgütlemiş olacağız.
Su tankerleriyle, traktörleriyle, elinde hangi imkân varsa AFAD bu 51 vilayetin tamamında en güçlü şekilde inşallah bu işi planlayacaktır.
Ve böylece AFAD teşkilatımız şu andaki gücünü, yükümlülüğünü daha da artıracak ve böylece Türkiye genelinde bundan böyle nerede ne tür bir felaket olursa AFAD nasıl her yere koşuyorsa, bundan sonra da aynı şekilde bütün ülke genelinde her yere inşallah yetişecektir."