Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya Başbakanı Sanchez ile bir araya geldi Cumhurbaşkanı Erdoğan, İspanya Başbakanı Sanchez ile bir araya geldi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Uluslararası Aile Forumu'nda konuştu. Türkiye'de doğurganlık hızının 1.48'e gerilediğini belirten Erdoğan, "Türkiye'nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1.48'e geriledi. Bu bir felaket" dedi.

"Aile kadını koruyan, çocuğu büyüten, insanı yaşatan bir yapıdır"

Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Aile insanlık tarihinin en önemli müesseselerinden biridir, toplumun da temel yapı taşıdır. Yerine başka hiçbir kurum, ilişki veya bağ konulamayacak derecede mühimdir, kutsaldır. İlk insan Hz. Adem babamız ve Hz. Havva validemizden beri aile müessesesi vardır, olagelmiştir. Kadın ve erkekten oluşan aile, insan neslinin devamı için de vazgeçilmez bir role sahiptir. Aile toplumu bir arada huzur, kardeşlik içinde tutan bir çimentodur. Aile, huzur bulduğumuz, güven bulduğumuz ve kendimizi bulduğumuz en korunaklı limanımızdır. Aile, istikbalimizin temini olan çocukların da doğduğu, büyüdüğü bir yuvadır. Aile kadını koruyan, çocuğu büyüten, insanı yaşatan bir yapıdır. 

"Aileyi büyütmek, geleceği inşa etmektir"

Ailenin çöktüğü, çözüldüğü her toplum kökünden çürümeye, çökmeye mahkumdur. Aileye yönelik her türlü saldırıya karşı koymak hepimizin asli vazifesidir. Aileyi savunmak, insanı savunmaktır. Aileyi korumak, toplumu yaşatmaktır. Aileyi büyütmek, geleceği inşa etmektir.

"Toplum merkezli anlayışın temelini ben merkezli zihniyet alıyor"

Dünyada teknolojinin körüklediği büyük bir dönüşüm yaşanıyor. Küreselleşme ve modernleşme aile kurumunu da dönüştürüyor. Hayatımızın dijitalleşmesiyle birçok geleneksel kurum da anlam kaybına uğruyor. Toplum merkezli anlayışın temelini ben merkezli zihniyet alıyor. Bireysel özgürlükler ve çağdaşlaşma adına bizleri ayakta tutan manevi değerlerin örselendiğini görüyoruz. Kişisel konforu önceleyen yaşam biçimi toplumun kılcallarına doğru hızla sirayet ediyor. Küresel emperyalizmin aileyi hedef tahtasına koyduğunu müşahede ediyoruz. Kültür emperyalizmi aileyi hacklemeye çalışmaktadır. Ailesinden koparılmış bireyin özgür olmasına imkan yoktur. İnsanlar popüler kültürün tüketim nesnesi haline gelmektedir. Özgürlük ambalajıyla sunulan aslında kölelik düzenidir. 

"LGBT belasını eleştirdiği için sanatçılar, iş adamları, siyasetçiler linç edilmekte, yaşayan birer ölüye çevrilmektedi"

İnsan fıtratı organize kuşatma altında. Özünde insanın yaratılışına karşı inkar hareketi olan bu kuşatma kadını da çocuğu da insan onurunu da tehdit ediyor. LGBT denilen sapkınlığın bunun önünü açan ülkelerde ne derece vahim boyutlara yol açtığını takip ediyoruz. Bu sapkınlık bugün farklı hiçbir sese, görüşe tahammülü olmayan bir zorbalığa, bir faşizme dönüşmüştür. LGBT belasını eleştirdiği için sanatçılar, iş adamları, siyasetçiler linç edilmekte, yaşayan birer ölüye çevrilmektedir. Cinsiyetsizleştirme ile insan fıtratını inkar edenler, çocuklarımızın bedenlerine tıbbi müdahalelerde bulunuyorlar. Bu istismarı kesinlikle seyredemeyiz. 4-5 yaşındaki yavrularımıza uzanan rezil ellerin çarpık ilişkileri meşrulaştırmaya çalışması tesadüfi değildir. Bunlar insanlık düşmanıdır, kadın düşmanıdır, çocuk düşmanıdır. 

"Cinsiyetsizleştirme projelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz"

Aileye savaş açan hiçbir ideolojiye eyvallah demeyeceğimizi burada özellikle ifade ediyorum. Ülkemiz içinde muhalefet partileri ve kimi kadın örgütleri tarafından himaye ediliyor olsa da milli bünyemizi tehdit eden cinsiyetsizleştirme projelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Anomalinin normalleştirilmesine göz yummayacağız. Bir cinayet olan kürtaj yine aynı çevreler tarafından masumlaştırıldı.

"Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi asla ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değildir"

Neticede demografik dengemiz alt üst oldu. Türkiye'nin doğurganlık hızı tarihimizde ilk kez 1.48'e geriledi. Bu bir felaket. Bu rakam kritik eşik olan 2.1'in çok altında bir seviyedir. Hiç kimse buna kayıtsız kalamaz. Biz bunu söyleyince birileri ekonomi diyor. Muhalefet bu meseleyi sık sık istismar ediyor. Ülkemizde doğum hızının düşmesinin sebebi asla ekonomide yaşanan dönemsel sorunlar değildir. Tam aksine kişi başına düşen gelirin şu anki seviyenin 5'te 1'i olduğu dönemlerde doğurganlık hızı iki kat fazlaydı. Yıllar içinde refah seviyesi yükseldikçe birçok sebepten ötürü doğurganlık hızımız düşmeye başladı. Popüler kültürün nefsi hevesleri yücelten telkinleri sıkıntıların nedenlerindendir. Bu tablo açık bir ikazdır. Bu anlayışla son dönemde nüfusumuzu artıracak, en az 3 çocuk çağrımıza uygun şekilde evlat sahibi olmayı özendirecek çok önemli politikaları devreye alıyoruz."

Kaynak: Haber Merkezi