Ankara’da trafik sorunu her geçen gün büyüyerek vatandaşların günlük yaşamını olumsuz etkiliyor. Öyle ki başkent, Asya şehirleri arasında trafikte en çok vakit geçirilen 4. şehir konumuna yükseldi. Giderek artan özel araç kullanımı, yetersiz toplu taşıma yatırımları ve uzun süredir güncellenmeyen ulaşım planlarına, 2019 göreve gelen Mansur Yavaş yönetiminin de çözüm üretememesi tablonun en temel nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle sabah işe ve okula gidiş saatlerinde toplu taşıma araçlarında yaşanan yoğunluk, büyük sıkıntılara neden oluyor. Otobüslerin hınca hınç dolu olması, yolcuların ayakta bile zor durmasına yol açarken, bazı özel halk otobüsü şoförlerinin ani fren ve sert manevraları da yolcuların can güvenliğini tehlikeye atıyor.
Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ise şehrin yoğun noktalarına ve iş merkezlerine yönelik yeterli sayıda otobüs seferi planlamaması eleştirilerin odağında. Ulaşım altyapısındaki bu eksiklikler, özellikle işe gidiş ve iş çıkışı saatlerinde ciddi karmaşaya ve günlük yaşamda büyük zorluklara neden oluyor.
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Murat Yıldız, Ankara’daki trafik sorununun nedenlerini, çözüm önerilerini ve yapılan, yapılmayan projeleri Elips Haber’e anlattı. Murat Yıldız, sorunun yalnızca teknik değil, aynı zamanda planlama ve yönetişim krizine işaret ettiğini vurguladı.
“Ankara’nın ulaşım planı yok”
“Ankara’nın çok uzun yıllardır onaylı bir ana ulaşım planı yok. Bugün yaşadığımız problemin temel sebebi bu” şeklinde konuşan Yıldız, kentin 2015 yılında son kez plan hazırlığına girdiğini ancak bu planın iptal edildiğini ve yerine bir yenisinin konmadığını hatırlatarak bu boşluğun, kent genelinde sistematik ulaşım politikalarının geliştirilememesine neden olduğunu vurguladı.
“X yerleşiminde bir köprülü kavşak, Y yerleşiminde bir üst geçit gibi çözümler”
Yıldız, Ankara’da ulaşım projelerinin daha çok lokal, geçici ve günü kurtaran nitelikte olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“X yerleşiminde bir köprülü kavşak, Y yerleşiminde bir üst geçit gibi çözümler var. Bunlar parçacıl. Kentin belli yerlerini jiletleyip 1-2 yıllık geçici çözümlerle günü kurtarmaya çalışıyoruz.”
“Avrupa ortalamasının çok altındayız”
2023 itibarıyla Ankara’da motorlu taşıt sayısının 2.5 milyona ulaştığını, özel araç sahipliğinin yüzde 72 gibi yüksek bir seviyeye çıktığını ifade eden Yıldız, günlük toplam seyahatlerin dörtte birinin özel araçlarla yapıldığını ve buna rağmen raylı sistemlerin yetersizliğini vurgulayarak:
“Toplam altı raylı sistem hattı var ve sadece 100 km’lik bir ağ oluşturuyor. Avrupa ortalamasının çok altındayız. Özel araç bağımlılığından kurtulmamız gerekiyor.”
“2019’da beri Ankara’ya yeni bir raylı sistem kazandırılamadı”
Yıldız, 2019 yılında göreve gelen yeni belediye yönetiminin bugüne dek kente yeni bir raylı sistem kazandırmadığını da şu sözlerle eleştirdi:
“Henüz proje aşamasına bile geçilmiş değil. İhale yapıldığı söyleniyor ama bu yatırımın hayata geçtiği anlamına gelmiyor.”
Öte yandan “park et, devam et” gibi araç odaklı değil, metroya yönlendiren bazı ulaşım teşviklerinin olumlu örnekler arasında yer aldığını belirten Murat Yıldız, “Koru ve Bahçelievler istasyonlarında uygulanan bu model, özel araçların kent merkezine yönelmesini engelleyip metro kullanımını teşvik ediyor. Bunlar olumlu” diye konuştu.
“İstanbul’da metro yatırımı konusunda daha değerli atılımlar yapılabildi”
İstanbul ve Ankara’nın ulaşım yatırımlarını kıyaslayan Yıldız, “2019 yılında belediye meclisi üye dağılımında yeterli çoğunluk olmadığı için aksiyon alamıyoruz. Hükümete projemizi sunuyoruz. Onay gelmiyor gibi sözler söyleniyordu ABB tarafından. Benzer bir durum İstanbul için de geçerliydi. Bir kıyas yapacaksak mesela Türkiye’nin 2’inci büyük metropolünden bahsediyoruz. Birincisi İstanbul. İstanbul’da metro yatırımı konusunda daha değerli, kıymetli atılımlar yapılabildi. İstanbul’daki yatırımların hayata geçmesinde belli araçlar kullanıldı. Yurt dışı finansman desteği, farklı proje modelleri gibi. Ankara’da eksik olan buydu belki de. Ulaşım yatırımı yapacaksınız bu metro da olabilir, başka bir şeyde olabilir. Bununla ilgili biraz daha farklı metotlar, biraz daha vizyoner, farklı farklı kurumların, paydaşların katılımıyla belki bir şeyler denenebilirdi” diyerek sözlerini sonlandırdı.
