Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde düzenlenen AK Parti Ekonomi İşleri Başkanlığı Eğitim Programı'na katıldı.
Burada konuşma yapan Erdoğan, “Halen yüksek seyreden kiralar ve konut fiyatları ile ilgili de çok önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak. Vatandaş kendisi kiraya versin ve yüksek kiralarla orada vatandaşı sömürsün, bunlara fırsat vermeyip devlet bu sosyal konutları kendisi kiraya verip inşallah samimi olarak ucuz kiralama sürecini biz başlatacağız. Yüzyılın Konut Projesi adını verdiğimiz bu çalışmayla 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Projemizde şehit yakını ve gazilerimize, emeklilerimize, üç çocuğu olan ailelerimize engelli vatandaşlarımıza özel kontenjanlar ayıracağız. Bu projemizde Türkiye’de ilk kez ‘kiralık konut’ uygulamasını TOKİ’miz vasıtasıyla hayata geçireceğiz. ifadelerini kullandı.
“Küresel ekonomi, Covi19 salgınıyla yaşadığı şokun etkilerini halen atlatamadı”
Erdoğan’ın konuşmasından ara başlıklar şöyle;
Dün ve bugün gerçekleştirdiğimiz toplantılar niçin daha fazla çalışmamız, daha fazla koşturmamız, milletimize neden daha fazla hemhal olmamız gerektiğini inancım odur ki sizlere bir kez daha hatırlatmıştır.
Küresel ekonomi, Covi19 salgınıyla yaşadığı şokun etkilerini halen atlatamadı. Ticaret zincirinin kırılan halkaları henüz tam manasıyla onarılamadı. Dünyada bir ara son 60-70 yılın zirvelerini gören enflasyon ile üretim ve istihdam meselesi birçok ülkenin başını ağrıtmaya devam ediyor.
Batılı ülkeler dahil pek çok yerde enflasyonun endişe kaynağı olmaktan çıktığını söyleyemeyiz. Nitekim bunun işaretlerini yapılan açıklamalarda yakinen görüyoruz. Enflasyonla mücadelede belirli bir aşama kaydeden ülkeler dahi tedbiri, temkini ve teyakkuz halini elden bırakmıyor.
“Gazze’de ateşkesin sağlanmasını çok kıymetli buluyoruz”
Dün bölgemizin son iki yıldır kanayan en büyük yarası olan Gazze soykırımını durdurma noktasında önemli bir adım attık. Liderler olarak Şarm El-Şeyh’te güçlü bir irade ortaya koyduk.
Hamdolsun bugün Gazze’de buruk da olsa çocukları yüzleri gülüyor. Yardım görevlileri hamdolsun, şükür secdesi yapıyor. Anneler iki yıl sonra ilk defa çocuklarını sokağa ‘yukarıdan bomba yağar’ korkusu olmadan gönderebiliyor.
Elbette bunları söylerken şu gerçeği de unutmuyoruz; geride 68 bin şehit, 170 binden fazla yaralı, yıkılmış şehirler, paramparça olmuş hayatlar, yetim ve öksüz çocuklar bırakan soykırımın yol açtığı tahribatı ortadan kaldırmak belki de hiçbir zaman mümkün olmayacak.
Annesi, babası, kardeşi, gözlerinin önünde canice katledilen o masum yavrular hayatları boyunca bunun ıstırabını hep yüreklerinde hissedecek.
Gazze’nin yeniden ayağa kaldırılması muhtemelen yıllar alacak. Olayın bir inşa süresi var, bir de ihya süresi var. İnşa ve ihya ve Türkiye’nin üzerine burada önemli bir görev düşüyor. Tabii bunu başta ABD olmak üzere, körfez ülkeleri hep birlikte görüşecek, tartışacak ve bu konuda ne gibi adımlar atacağımızı bir karara bağlayacağız.
Tüm bunlara rağmen iki yıllık acının, katliamın ve zulmün ardından Gazze’de ateşkesin sağlanmasını çok kıymetli buluyoruz.
"Kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak"
Halen yüksek seyreden kiralar ve konut fiyatları ile ilgili de çok önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Bundan böyle kira konusunda işin planlamasını devlet yapacak. Vatandaş kendisi kiraya versin ve yüksek kiralarla orada vatandaşı sömürsün, bunlara fırsat vermeyip devlet bu sosyal konutları kendisi kiraya verip inşallah samimi olarak ucuz kiralama sürecini biz başlatacağız.
Yüzyılın Konut Projesi adını verdiğimiz bu çalışmayla 81 ilimizde toplam 500 bin sosyal konut inşa edeceğiz. Projemizde şehit yakını ve gazilerimize, emeklilerimize, üç çocuğu olan ailelerimize engelli vatandaşlarımıza özel kontenjanlar ayıracağız. Bu projemizde Türkiye’de ilk kez ‘kiralık konut’ uygulamasını TOKİ’miz vasıtasıyla hayata geçireceğiz.
Boykot çağrılarına tepki
İktidar olarak karşımızda sadece küresel ve bölgesel sınamalar yok. Bunlarla birlikte Türk ekonomisine çelme takmaya adeta ahdetmiş bir ana muhalefet partisi de var. Yolsuzluk operasyonları başlayınca Beytü'l-male çöreklenmiş yan kesicileri yargıdan kurtarmak için biliyorsunuz ‘boykot’ diye bir şey uydurdular.
Kendilerine destek vermeyen hangi marka, kurum, şirket, basın yayın kuruluşu varsa hepsini bu boykot torbasının içine doldurdular. Mitinglerinde bu markaları yuhalatmaktan, hedef göstermeye kadar akıl ve vicdanla bağdaşmayan her şeyi yaptılar. Fakat ne yaptılarsa muvaffak olamadılar.
Ülkemiz genelindeki boykot çağrıları diğer bütün işleri gibi hep ellerinde patladı. Milletimiz bunların önünü arkasını düşünmeden yaptıkları ekonomiyi durdurma çağrılarına prim vermedi. Şimdi anlaşılıyor ki boykottan amaçları milli markaları tehdit edip haraca bağlamakmış.
“Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetti”
Suç örgütleriyle haşır neşir ola ola iyice onlara benzemeye başladılar. Milletimiz artık bunların siyasi parti mi, mafya mı olduğunu karıştırır oldu. Öyle ya önüne geleni tehdit eden bir siyasi parti olur mu? Kendine destek vermeyen herkesi tetikçilerine linç ettiren bir siyasi parti olur mu?
Sayın Özel’in yönetiminde CHP, siyasi parti kimliğini giderek kaybetti. CHP yönetilmiyor, dümeni kilitlenmiş gemi misali oraya buraya savruluyor.
Kaptanın ise ne gemi ne de yolcular umurunda. O boş işlerle boş gündemlerle günü kurtarmanın derdinde. Rakibimiz de olsa biz kimsenin böyle bir duruma düşmesini istemeyiz. Temennimiz CHP’nin yaşadığı bu kimlik bunalımını bir an önce aşmasıdır. Yurt dışına gidince yabancılara kendi ülkelerini şikayet etme alışkanlığını bir türlü bırakamadılar.
“Cumhurbaşkanını batı başkentlerinde yuhalatmanın adı siyaset değildir”
CHP Genel Başkanının son ziyareti bu noktada kelimenin tam anlamıyla fecaati oldu. Bu ülkenin, halkın oylarıyla seçilmiş cumhurbaşkanını batı başkentlerinde yoldaşlarına yuhalatmanın adı kusura bakmasın ama siyaset değildir, muhalefet etmek hiç değildir.
Türkiye’nin ana muhalefet partisine ve liderine yakışan bırakın böyle bir rezalete zemin hazırlamayı, tam aksine buna karşı siper olmaktır. İç siyaset ayrı, dış politika ayrıdır. İçeri ayrı, yurt dışı ayrıdır.
Sayın Özel, bunun tefrikini yapmayı maalesef öğrenemedi. Akıl hocalarını değiştirmezse korkarım hiçbir zaman da öğrenemeyecek. İnşallah çok geç olmadan kendini daha fazla rezil etmeden Türkiye’nin de itibarına daha fazla zarar vermeden bunu öğrenme fırsatını bulur.
Elbette biz ona kesinlikle bakarak tavrımızı belirleyecek değiliz. Yanlış, bizim referansımız olamaz. Yanlışa bir başka yanlışla cevap vermek bize yakışmaz. Biz, siyasette nezaket, saygı ve sağduyuyu korumaya özen göstereceğiz.