Özel Haber: Deniz Dalgıç

Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla, akaryakıtta Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) tutarları motorinde ve benzinde litre başına 5 lira ve LPG’de ise 4 lira artırıldı. Benzinin litresi 28 liradan 34 liraya, motorinin litresi ise 26 liradan 32 liraya yükseltildi. DEVA Partisi Ekonomisti Ömer Rıfat Gencal, yapılan vergi artışı ve zamlarla birlikte bütçe açığının yükselmemesi için gelir tarafının artırılmasının hedeflendiğini belirterek, “ÖTV’nin artırılmasının birçok yan etkisi olacak. Önümüzdeki süreçte taşıma ve lojistik maliyetlerinin artışıyla birlikte gıdadan temizlik malzemesine aklınıza gelebilecek her türlü günlük ihtiyaç kullanımından beyaz eşyaya kadar fiyat artışları olacak” dedi. Bu durumda enflasyonun kısır döngüye gireceğine dikkat çeken Gencal, “Dar gelirli vatandaşın yaşama şartlarının zaten çok kötü olduğu bir ortamda yoksulluğun bir miktar daha artacağını söyleyebiliriz. Ekonomide her tercih bir vazgeçiştir. Buradaki tercih, bu bedeli vatandaşın ödemesi üstünden kuruldu. Şu ana kadar açıklanmış herhangi bir ekonomik plan, program yok. O nedenle Devlet kendi içerisinde kendi harcamalarında herhangi bir kısıntıya gitmeden bunu vatandaşın üzerine yıkarak halletmeye çalışıyor. Bunun ekonomik sonuçları ‘daralma’ yönünde olur” diye konuştu.

ELİPS HABER’e ÖTV artışını ve akaryakıta gelen zamları değerlendirdi. Gencal’a sorduğumuz sorular ve yanıtları şu şekilde:

“Bütçe açığının artırılmaması için gelirler tarafının artırılması hedeflendi”

Neden akaryakıtta ÖTV tutarı artırıldı?

Bu sene yeni yapılmış olan bütçede her ne kadar bütçe açığı 650 milyar kalacak olduğu öngörülse bile sonuçta harcama kalemlerinin artışı dolayısıyla gelire ihtiyaç olduğu kesin. Benim görebildiğim kadarıyla bu bütçe açığının daha fazla artırılmaması için gelirler tarafının artırılması hedeflendi.  Gelirler tarafının arttırılması için şu anda bir zam yapılması, daha doğrusu ilk önce bir KDV artışı arkasından özellikle toplumun genel anlamda çok kullanmış olduğu ve kullanmaktan da pek vazgeçemeyeceği bir takım kalemler üzerinden gelir yaratabilmek amacıyla Özel Tüketim Vergisi oranı artırıldı.

“Enflasyon kısır döngüye girdi”

Bu artış hangi ürünleri etkileyecek?

ÖTV’nin artırılmasının birçok yan etkisi olacak. Özellikle önümüzdeki süreçte taşıma maliyetlerinin, lojistik maliyetlerinin artışıyla birlikte gıdadan temizlik malzemesine aklınıza gelebilecek her türlü günlük ihtiyaç kullanımından beyaz eşyaya kadar belirli bir miktarda fiyat artışı olacak. Bu durum Türkiye’de enflasyonun bir kısır döngüye girdiğini gösteriyor. Ama daha dramatik olanı şu; ilk önce işçiye, memura, emekliye belli bir miktar zam yapılıp daha sonra bu zammın tekrardan geri alınıyor olması oldukça acı. Devlet harcamaları tarafında herhangi bir kısıntıya gitme ve bu konuyla ilgili tasarruf yapmaktan daha ziyade bu tasarrufun vatandaş tarafından yapılması, harcama kalemlerinden de devlete doğrudan gelir aktarılması hedefleniyor.

“Yoksulluk artacak”

Sizce ÖTV artışı bütçe açığının artmasının önüne geçecek mi?

Ekonominin daralmasına sebep olabilir. Çünkü yapılmış olan zamlar sonrasında yeni bir zammın sene sonuna kadar yapılmayacağı varsayımı altında, özellikle ücretlere yapılacak olan zamlarda sene sonuna kadar herhangi bir hareket olmayacağı sayımına dayanıyor. O nedenle ekonomide bir daralma görme ihtimalimiz son derece kuvvetli. Böyle bir çerçevede cari açığı da olumlu etkileyeceğini düşünüyorum. Eğer pozitif yönden bakarsanız döviz ihtiyacını da azaltma yönünde bir etkisi var. Ama dar gelirli vatandaşın yaşama şartlarının zaten çok kötü olduğu bir ortamda yoksulluğun bir miktar daha artacağını söyleyebiliriz.

“Devlet harcamalarında kısıtlamaya gitmeden bunu vatandaşın üzerine yıkarak halletmeye çalışıyor”

Ekonomide her tercih bir vazgeçiştir. Buradaki tercih, bu bedeli vatandaşın ödemesi üstünden kuruldu. Şu ana kadar açıklanmış herhangi bir ekonomik plan, program yok. O nedenle devlet kendi harcamalarında herhangi bir kısıtlamaya gitmeden bunu vatandaşın üzerine yıkarak halletmeye çalışıyor. Bunun ekonomik sonuçları daralma yönünde olur. Merkez Bankası'nın anketlerine bakacak olursanız, özellikle yıl sonuna kadar enflasyondaki beklenti yüzde 44’lere geldi. Bu beklenti benim beklentimin oldukça altında. Ben yüzde 60’ların üzerinde bir enflasyon olma ihtimalini son derece kuvvetli görüyorum. 12 aylık enflasyon beklentisi de arttı. Çünkü biz toplam faktör verimliliğini ve yatırımları arttırmadan, öngörülebilir bir ekonomi ortaya koymadan sadece şu anda bütçe rakamlarını daraltmanın peşindeyiz. Bunu da vatandaşın üzerine yıkarak yapmaya çalışıyoruz.

“Ekonomiyi daraltıcı etkisi olacak”

Önümüzdeki birkaç aylık süreçte ekonomideki etkileri ilk etapta ekonomiyi daraltıcı yönde olur. Cari açığı azaltıcı pozitif etkisi olur. Fakat sonraki süreçte yapılacak olan ücret artışlarının mevcuttaki enflasyon dikkate alındığı zaman ondan az olmayacağı varsayım altında, ki burada tamamen sendikalara çok ciddi bir iş yükü biniyor. O da sonuçta işverenden alacağı ücret zamları, bir de şöyle bir durum var. Yani hiçbir şey yoktan var, vardan yok olmaz. Sonuçta üretici de yapmış olduğu bu ücret zamlarını dönüp tekrardan mal ve hizmet fiyatlarına yansıtmasıyla Türkiye’yi yeni bir enflasyon sürecine sokacak.

ömer rıfat gencal

“Devletin harcamalarını kısması gerekiyor”

Enflasyondaki kısır döngünün kırılması için ne yapılması gerekiyor?

Bunun kırılabilmesi için Türkiye'deki para politikasının etkin bir şekilde bağımsız bir Merkez Bankası tarafından yapılıyor olması gerekiyor. Bunun maliye politikasıyla eş güdümlü olması gerekiyor. Maliye politikasında atılmış alan adımların sadece ve sadece vatandaşın cebinden vergiyle para almak yerine aynı zamanda devletin yapmış olduğu birçok harcamayı kısması gerekiyor. Bizim bilmediğimiz arka planda oldukça farklı farklı ve fazla yükler var. Örnek göstermek gerekirse coin projeleri. Mesela coin projelerinde ne kadarlık bir artış söz konusu oldu? Bu artış dolar bazında yapılıyor. Amerika'nın, Avrupa'nın enflasyonunu biliyorsunuz. Garantili geçişler konusunda ne kadarlık bir miktarı devlet karşılıyor? Bunların dolar bazında sadece bir ayda yüzde 30 arttığını hep birlikte biliyoruz zaten. Önümüzdeki dönemde bunun ne kadar daha belirsizlik içereceği belli değil.

“Enflasyon kontrolünde çıkmaz sokağa giriyoruz”

Öbür tarafta Kur Korumalı Mevduat var. Kur Korumalı Mevduat’tan bizlerin yapmış olduğu tahminler yaklaşık 500 yüz milyar liralık bir ek yükün geldiği yönünde. Bunlar devam ettiği sürece maalesef enflasyonu kontrol altına alabileceğiniz etkin politikaları uygulamak için her geçen gün elinizdeki araçlar daralıyor. Maalesef çıkmaz bir sokağa giriyorsunuz.

“Ekonomideki daralmanın ciddi boyutlara gelmesi iktidarın elini güçsüz hale getirir”

Sizce vergi artışlarına devam edilecek mi? Akaryakıt fiyatları yeniden artacak mı?

Çok kısa vadede olmaz. Bundan sonra büyük bir olasılıkla servet vergisi diye tabir ettiğimiz bazı düzenlemeler gelebilir. Ama tabii konut piyasasının nasıl bir reaksiyon göstereceğini bilemiyoruz ve bu konut piyasasının göstermiş olduğu reaksiyon sonuçta ekonomideki daralmanın daha ciddi boyutlara ulaşmasını beraberinde getirecekse önümüzdeki mart ayında yapılacak olan seçimlerde iktidarın eli oldukça güçsüz bir hale gelir. Bu ekonomi yönetiminin ve iktidarın bir tercihi. Yani eğer yola ‘Rantları vergilendireceğiz’ çıkılacaksa konut piyasasının da buradan nasibini alacağını tahmin ediyorum.

Editör: Deniz Dalgıç