Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin 3’üncü Olağanüstü Tüzük Kongresi’nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Özdağ, hem Türkiye’deki siyasi gelişmeleri hem de uluslararası güvenlik ortamını değerlendirirken, muhalefete yönelik baskıların arttığını savundu.

Mansur Yavaş: AK Parti'ye geçenlere rozet, geçmeyene kelepçe
Mansur Yavaş: AK Parti'ye geçenlere rozet, geçmeyene kelepçe
İçeriği Görüntüle

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, "Hukuk devletimiz tasfiye ediliyor. Muhalif olarak gördükleri insanları, partileri düşman ceza hukuku uygulamaları ile bastırmak, sindirmek, susturmak istiyorlar. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi de 19 Mart'ta başlayan bir bastırma, sindirme ve parçalanma operasyonu ile karşı karşıya. Yarın Bir mahkeme var bu mahkeme ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyum atanıp atanmayacağı konuşulacak" dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partisinin 3'üncü Olağanüstü Tüzük Kongresi'nde konuştu. Özdağ sözlerine başlarken, "Düşman ceza hukuku ile haksız ve hukuksuz bir şekilde 5 ay Silivri'de rehin alındıktan ve daha sonra haksız bir cezaya çarptırıldıktan sonra ilk kez birlikteyiz. Hepinizi saygı ve sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bundan 4 yıl önce bilim birlik barış diyerek zor ve kutlu bir yola çıkmıştık. Şimdi o yolda her geçen gün biraz daha güçlenerek Türk milletinin zaferine doğru birlikte emin adımlarla yürüyoruz. Hepinize bu süreçte bana verdiğiniz destek için teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"Türk ordusunun neden askeri sağlık sistemi yok?"

Özdağ, dünyada bir silahlanma ve savaş hazırlığı olduğunu öne sürerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Türkiye'de askeri sağlık sistemleri kurulması için çağrıda bulundu. Özdağ, konuya ilişkin şunları kaydetti:

"Bu yeni iki kutuplu dünyada bir de silahlanma yarışının başladığını görüyoruz değerli arkadaşlar. Silahlanma sadece silahlanma değil toplumsallaşmış bir savaş hazırlığının yapıldığını görüyoruz. ABD Savunma Bakanlığının ismini Savaş Bakanlığı olarak değiştirdiler. Amerika'nın 37 trilyon dolar borcu var ve 2026 yılı savunma bütçesi 1 trilyon dolar. Fransa Sağlık Bakanlığı bütün devlet hastanelerine talimat verdi. Büyük bir savaşa hazırlık yapmaları için. Almanya kadınlar dahil zorunlu askere alma sistemi üzerinde çalışıyor. Evlere gıda stoku yapma zorunluluğu getirildi. Almanya'da Avrupa'nın en büyük silah fabrikası kurdurulurken. Şanzölye Merz, Almanya'nın yeni bir ordu değil, toplum reformu yapacağını söylüyor. Yani Alman milleti yeniden savaşmaya hazırlanacak diyor. Ve bütün bunlar olurken dünyada biz hala askeri sağlık sistemini lağvetmiş durumdayız. Askeri hastanemiz yok. Buradan Recep Tayyip Erdoğan'a soruyorum: Türk ordusu savaşan bir ordu olmasına rağmen, Türk ordusunun neden askeri sağlık sistemi yok? Neden GATA açık değil? Neden askeri hastaneler açık değil? Neden dünyanın en deneyimli harp cerrahlarını silahlı kuvvetlerden koparıp sivil hayata yolladınız?"

Özdağ, Suriye'deki Esad rejiminin düşmesine ilişkin de değerlendirmede bulunarak, Halep’e yönelik HTŞ saldırısını ABD ve İsrail'in organize ettiğini, Rusya, saldırıdan sonra Esad rejimine desteğini çektiğini ve Halep'in 1,5 günde düştüğünü belirterek, "Türk halkına ‘Suriye'nin fethi’ diye sunulan aslında Hamas ve Hizbullah dışında dışında İran'ın müttefiki olan tek ülkede rejimin devrilmesiydi. Böylece Suriye'de üniter devletin parçalanması süreci başlayacağı gibi İran operasyonu için Suriye hava sahası da açılmış olacaktı" dedi.

"Hukuk devletimiz tasfiye ediliyor"

CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklandığı 19 Mart tarihinden bugüne dek iktidarın muhalefete "düşman ceza hukuku" uyguladığını öne sürerek, şunları kaydetti:

"Demokrasimizin öldürmek istendiği bir süreçten geçiyoruz. Galiba Erdoğan demişti ya, ‘demokrasi bir tramvaydır, inersin binersin’. Tramvaydan inme zamanının geldiğini mi düşünüyor acaba? Hukuk devletimiz tasfiye ediliyor. Muhalif olarak gördükleri insanları, partileri düşman ceza hukuku uygulamaları ile bastırmak, sindirmek, susturmak istiyorlar. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi de 19 Mart'ta başlayan bir bastırma, sindirme ve parçalanma operasyonu ile karşı karşıya. Yarın bir mahkeme var, bu mahkeme ve Cumhuriyet Halk Partisi'ne kayyum atanıp atanmayacağı konuşulacak. Düşman ceza hukuku uygulaması Cumhuriyet Halk Partisi'ne uygulanmadan önce Zafer Partisi'ne uygulanmıştı.

Erdoğan'ın, Mersin'de yapmış olduğu ve Atatürk'ü eleştiren bir konuşmasından dolayı Kendisine Antalya'dan cevap vermiştim ve cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla İstanbul Başsavcılığı tarafından reesen başlatılan soruşturma ile gözaltına alınıp Kayseri'de çıkan Suriye olaylarından dolayı tutuklanmıştım. Daha gerçekçi olan aslında Kennedy suikastından yakalanmamdı. Sanıyorum 2 yaşındaydım onun için olmadı galiba. Ben İstanbul'da ifade verirken Ankara'da da savcılar ifademi almadan 11 tane iddianame hazırladılar. Şimdi her hafta bir başka mahkemeye gidiyorum bundan dolayı. Benim tutukluk sürecimde provokasyonlar oldu. Siz Zafer Partiler bu süreçte var olun çok sağlam durdunuz.

Hepinize çok teşekkür ediyorum. Muhalefete, Amerika'nın güney eyaletlerinde 1970'li 60'lı yıllara kadar uygulanılan, siyahilere, uygulanılan hukuka benzeyen bir hukuk uygulanıyor. Yani ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyor. Şimdi bu Amerika'da halen daha uygulanıyor zaman zaman. Buna da seçmece soruşturma diyorlar. Yani bir beyaz için açılmayan soruşturma, bir siyahi Amerikalı için açılıyor. Bizde bunu muhalefet olarak yaşıyoruz. Anayasanın 10. maddesi yani herkes yasalar önünde eşittir maddesi tamamen askıya alınmış durumda."

"Hiç kimse bize bu ülkede ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz"

En son Bayrampaşa Belediye Başkanı'nın gözaltına alındığını belirten Ümit Özdağ, "Tutuklanır da. Buraya gelmeden birlikte açıklama yaparken Özgür Bey'le birlikte Özgür Bey söyleyince orada öğrendik biz de: Bayrampaşa Belediye Başkanı’na daha önce iki kez birisi eşinin yanında, ‘bak soruşturma geliyor. AK Parti'ye geçersen gelmeyecek’ denmiş. Şimdi bu hukuk mu? Bu adalet mi? Hani devletin dini adaletti? Hani adalet mülkün temeliydi? Değerli Zafer Partililer, biz çocuklarımızın ve torunlarımızın düşman ceza hukuku altında bu ülkede ikinci sınıf vatandaş olarak yaşamamalarının mücadelesini veriyoruz. Bu yurt bize anamızın hak sütü kadar helal. Hiç kimse bize bu ülkede ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz" diye konuştu.

Kaynak: ANKA