DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Erbil’de düzenlenen “Geleceği Şekillendirmek: Barış ve Refah Vizyonları” forumunda yaptığı açıklamada, Türkiye’de barış sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toplumun barış istediğini ancak güven eksikliğinin sürdüğünü ifade eden Hatimoğulları, yasal düzenlemelerin önemine vurgu yaptı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Dış İlişkiler Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ebru Günay ile birlikte katıldığı Ortadoğu Araştırma Enstitüsü’nün Erbil’deki forumunda “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi.

Türkiye’de Kürt sorununun yüz yılı aşkın süredir devam ettiğine dikkat çeken Hatimoğulları, bu sorunun ülkenin demokratikleşmesinin önünde önemli bir engel teşkil ettiğini söyledi. Geçmişte barış için önemli girişimlerin yapıldığını anımsatan Hatimoğulları, Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısıyla Kürt sorununun barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözülmesini talep ettiğini ifade etti. Ayrıca Kürt halkının, başta Türkiye olmak üzere yaşadığı tüm coğrafyalarda hak, hukuk ve kimliklerinin tanınmasının gerekliliğine vurgu yaptı.

Hatimoğulları, mevcut durumda toplumda barış için “temkinli bir iyimserlik” olduğunu belirterek, bu sürecin ilerlemesi için yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğini kaydetti.

Yasal düzenleme çağrısı

Sürece ilişkin özel bir yasa çıkarılmasını istediklerini belirten Tülay Hatimoğulları, “PKK ve Sayın Öcalan belli başlı konularda somut adımlar attı. Türkiye’de ise Meclis’te komisyon kuruldu ve bugün 14. toplantısını gerçekleştiriyor. Komisyon, Kürt sorununun çözümünden yana olanları, savaş ve çatışma süreçlerinden mağduriyet yaşamış olanları dinledi. Sorunların kayıt altına alınmasını sağlamak son derece önemli ama bu yetmez. Henüz yasal hiçbir adım atılmadı. Mesela silah bırakacak olan PKK’lıların demokratik siyasete katılımının önünün açılması beklentisi var. İkinci beklenti ise Sayın Öcalan’ın umut hakkı. Bir baş aktör olarak Ortadoğu’nun demokratikleşmesi için de önemli perspektif sunmuştur. Dolayısıyla özgürlük alanlarının açılması lazım. 8 bine yakın siyasi tutsak var Türkiye’de. Biz tüm siyasi tutsakların özgür olacağı yasal düzenlemelere başlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konularda adım atılırsa süreç barışla taçlanır” ifadelerini kullandı.

‘Demirtaş bırakılmış olsa, güven artacaktır’

Sürecin sadece iktidar partisiyle değil, ana muhalefet başta olmak üzere muhalefet partileri ve toplumun tüm kesimleriyle yürütüldüğüne dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, toplumun barışı istediğini ancak güvenin zayıf olduğunu belirtti.

AİHM’in Demirtaş kararına yapılan itirazı hatırlatan Hatimoğulları, “Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve tutuklu diğer arkadaşlarımız serbest bırakılmış olsa, toplumun güveni artacaktır” dedi. “Güven-güvensizlik meselesinde DEM Parti olarak temkinli bir iyimserlik içindeyiz” diyen Hatimoğulları, somut adımların atılmasını beklediklerini söyledi.

‘Suriye’de demokratik yapılanma özyönetimdir’

Ortadoğu’daki gelişmelerin Türkiye’yi stratejik olarak süreci başlatmaya ittiğini dile getiren Tülay Hatimoğulları, “Türkiye’nin artık kendi Kürt yurttaşıyla barışması gerektiğinin bir kesim farkında. Barış kimseye altın tepside sunulmaz. DEM Parti’ye çok görev düşüyor. Barış isteyen tüm kesimlere görev düşüyor. Ama devlet de bu dönemde Kürt sorununu çözmesi gerektiğini düşünüyor” dedi. Hatimoğulları ayrıca barışa uluslararası desteğin önemli olduğunu vurguladı.

AK Partili Mehmet Metiner’den kritik süreç çıkışı
AK Partili Mehmet Metiner’den kritik süreç çıkışı
İçeriği Görüntüle

Kuzey ve Doğu Suriye’deki gelişmelere de değinen Tülay Hatimoğulları, “Suriye’nin demokratik bir anayasaya ihtiyacı var. Şimdi orada bahsini edebileceğimiz demokratik yapılanma da özyönetimdir. Türkiye, Suriye’de gerilimleri artıran değil, azaltan bir rol üstlenerek demokratikleşme sürecinin başlamasına destek vermelidir” diye konuştu.

Kaynak: Haber Merkezi