DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na resmi bir dilekçeyle başvurarak, Kürt sorununa dair tanıklıklarını komisyona sunmak istediğini bildirdi.
Sakık dilekçesinde, barış sürecine katkı sunabilecek birçok ismin henüz dinlenmediğine dikkat çekerek, “Tanıklık ve tecrübe ettiğim olayları, sesi duyulmayan insanların sesini sizlere ulaştırmayı bir sorumluluk olarak görüyor, komisyon çalışmalarına katkı sunmak üzere huzurunuza gelmeyi görev addediyorum” ifadelerini kullandı.
“Bu ülkenin acılarının şahidiyim”
İlke TV'de yer alan habere göre, Komisyona sunduğu gerekçeli başvurusunda, çocukluğundan bu yana Kürt sorununun gölgesinde bir yaşam sürdüğünü vurgulayan Sakık, ailesinden kardeşlerini ve yakınlarını kaybettiğini, köylerinin yakıldığını belirtti.
“Bu ülkeyi kaplayan gökyüzü altında şahidi ya da kurbanı olmadığımız acı neredeyse kalmadı” diyen Sakık, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sonsuz bir acıya, tarifsiz bir kedere tanıklık ettim. Bunlar sadece kişisel değil, toplumsal hafızanın da parçalarıdır.”
Barış için deneyim ve hafıza dikkate alınmalı
Siyasi hayatı boyunca Kürt halkının demokratik mücadelesinin içinde yer aldığını belirten Sakık, 1990’lardan itibaren birçok kez gözaltına alındığını, yargılandığını ve cezaevine atıldığını hatırlattı.
2009 Habur süreci, 1999 ateşkesi ve müzakere dönemlerinde aktif rol aldığını ifade eden Sakık, halkın oylarıyla seçildiği Ağrı Belediye Başkanlığı’nın ise kayyım atanarak elinden alındığını vurguladı.
Sakık, yaşadığı tüm süreçlerin devletin arşivlerinde de yer aldığını belirterek, bu tanıklıkların barış arayışına ışık tutabileceğini söyledi.
“Leyla Zana, Ahmet Türk, Hatip Dicle gibi isimler de dinlenmeli”
Komisyonun bugüne kadar önemli isimleri yeterince dinlemediğini söyleyen Sakık, Leyla Zana, Ahmet Türk, Hatip Dicle, Selim Sadak ve Akın Birdal gibi isimlerin mutlaka çağrılması gerektiğini vurguladı:
“Binbir acı ve emekle oluşmuş tecrübeler komisyona taşınmadı. Bu eksiklik barış yolunda ciddi bir boşluk yaratır. Bugün itibarıyla komisyona resmi başvurumu yapıyorum.”
“Hakikat konuşulmadan barış kurulamaz”
Sırrı Sakık, barışın yalnızca resmi belgeler ve masabaşı çalışmalarla kurulamayacağını söyledi. Barış sürecinin gerçek tanıklıklarla ve açık yüzleşmeyle inşa edilebileceğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu mesele kâğıt üzerinde laf kalabalığıyla değil, hakikatin çıplak sesiyle çözülebilir. Gerçek barış, yaşamın en derin yerinden konuşanların sözüyle mümkündür. Biz konuştukça hakikat tamamlanır. Bu topraklara barış ancak hakikat ve yüzleşmeyle gelir.”