Dursun Erkılıç
Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Ankara’nın tarihi ve estetik kent dokusunu yeniden şekillendirecek “Güzel Şehir” ilkelerini Prag örneği üzerinden değerlendirdi.
Çankaya Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Tunçer, “Başkent Ankara İçin Güzel Şehir İlkeleri: Prag ile Karşılaştırmalı Bir Çalışma” başlıklı bildirisiyle, Ankara’nın tarihsel ve kültürel dokusunu yeniden canlandırmaya yönelik önerilerini sundu. Tunçer, şehir planlamasında estetik, kültürel ve sanatsal ögelerin kullanımıyla Ankara'nın daha yaşanabilir, kimlikli ve estetik bir başkent haline gelebileceğini vurguladı.
Çalışmada, Avrupa’nın önemli kültürel merkezlerinden Prag’ın, doğal çevresiyle uyumlu tarihi yapıları, meydanları ve kamusal alanları ile kent estetiği açısından örnek bir model sunduğu belirtildi. Ankara’nın ise özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında modern şehircilik ilkeleriyle yeniden kurulduğu hatırlatılarak, geçmişin izlerini taşıyan bir mimari anlayışla yeniden canlandırılabileceği ifade edildi.
Kentsel estetiğin temel bileşenleri: Su, yeşil alan ve mimari
Tunçer’e göre bir şehrin güzelliğini belirleyen temel unsurlar arasında doğal su kaynakları, yeşil alanlar, mimari süslemeler ve kamusal alanların işlevsel olarak düzenlenmesi yer alıyor. Prag’da Vltava Nehri çevresindeki mimari düzenlemeler örnek gösterilirken, Ankara’daki birçok derenin zaman içinde kaybolduğu ve bu nedenle kentin doğal değerlerinin zarar gördüğü vurgulandı.
Park ve yeşil alan düzenlemelerinde yumuşak peyzaj ögelerine daha fazla önem verilmesi gerektiğini belirten Tunçer, yalnızca göze hitap eden değil, çevreyle uyumlu, sürdürülebilir çözümlerin öne çıkarılması gerektiğini söyledi. Ankara'nın geçmişte sahip olduğu doğal unsurların yeniden görünür hale getirilmesiyle şehir kimliğinin güçlendirilebileceği belirtildi.
Mimari estetik: Heykelden cephe tasarımına kadar
Tunçer, estetik yapıların ve mimari detayların şehir belleği açısından büyük öneme sahip olduğunu belirtti. Heykeller, kabartmalar, taş ve ahşap süslemeler gibi unsurların şehirde kolektif hafızanın yansıması olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Prag’ın kent dokusunda cephe tasarımlarından sokak mobilyalarına kadar bütünsel bir estetik anlayışın hâkim olduğunu söyleyen Tunçer, Ankara’nın da bu anlayıştan ilham alarak kentsel estetiğini geliştirebileceğini aktardı. Kentte yapılacak yeni projelerin yerel dokuya saygılı, geçmişiyle ilişkili ve toplumsal aidiyet hissini güçlendiren bir yaklaşımla ele alınması gerektiği vurgulandı.
Tarihi kimlik ve kültürel peyzaj bütünlüğü
Çalışmada kentlerin yalnızca fiziksel yapılar değil, aynı zamanda kolektif hafızayı barındıran mekânlar olduğuna dikkat çekildi. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Prag’ın tarihi merkezi örnek alınarak, Ankara’nın da sahip olduğu çok katmanlı tarihsel birikimin kent yaşamına yansıtılması gerektiği belirtildi.
Tunçer, kültürel peyzaj kavramının yalnızca doğal unsurlar değil, aynı zamanda tarihi olaylar ve estetik değerlerle ilişkili alanları kapsadığını belirterek, Ankara'nın bu bakış açısıyla yeniden tasarlanması gerektiğini ifade etti.
Sanatla bütünleşen kamusal alanlar önerisi
Bildiride sanatsal ögelerin şehir yaşamına entegre edilmesinin önemine de değinildi. Tunçer, “Sanatsız kalan şehir, ruhunu kaybeder” yaklaşımıyla Prag’ın müzik ve görsel sanatlarla şekillenmiş sokaklarını örnek gösterdi. Ankara'nın kamusal alanlarında heykel, müzik ve diğer sanatsal üretimlerin daha fazla yer alması gerektiğini savundu.
Özellikle Cumhuriyet’in ilk yıllarında geliştirilen mimari yaklaşımların yeniden hatırlanması ve modern şehircilik anlayışı ile harmanlanarak çağdaş bir kent vizyonunun oluşturulması gerektiği vurgulandı.
Prag modeli: Koruma, estetik ve kamusallık
Çekya’nın başkenti Prag’ın tarihi kent dokusunun, estetik anlayışla ve bütüncül bir koruma bilinciyle günümüze taşındığı bildiride öne çıkarıldı. St. Vitus Katedrali, Karel Köprüsü ve Malá Strana gibi anıtsal yapılarla zenginleşen kentsel dokunun, sadece turizm açısından değil, şehirde yaşayanların aidiyet duygusu açısından da önemli olduğu belirtildi.
Ankara’da da Hacı Bayram Mahallesi, Kale çevresi ve Cumhuriyet dönemi yapılarının benzer bir estetik koruma anlayışıyla ele alınması önerildi.
Ankara’nın kimliği estetikle yeniden şekillenebilir
Prof. Dr. Mehmet Tunçer’in çalışması, Ankara’nın “güzel şehir” ilkeleri doğrultusunda yeniden planlanması ve tasarlanması için kapsamlı bir yol haritası sunuyor. Tunçer, Prag örneğinden yola çıkarak, doğal çevre, kültürel peyzaj, mimari estetik ve kamusal sanat gibi unsurların Ankara’nın kentsel geleceğinde belirleyici olması gerektiğini vurguladı.