Dursun Erkılıç
Likya Birliği’nin merkezi olan Patara Meclis Binası, antik çağın en gelişmiş yönetim modellerinden birine ev sahipliği yaptı. Ünlü düşünür Montesquieu’nün “en mükemmel cumhuriyet örneği” olarak tanımladığı bu yönetim biçimi, bugün hâlâ siyasal düşünce tarihine ışık tutuyor.
Antalya’nın Kaş ilçesinde yer alan Patara Antik Kenti’ndeki Meclis Binası (bouleuterion), hem tarihi hem de mimari açıdan benzersiz bir yapı olarak öne çıkıyor. Helence adıyla bouleuterion olarak bilinen yapı, kentin merkezindeki agoranın batı stoasının arkasında, tiyatronun kuzeyinde konumlanıyor.
1300 metrekarelik görkemli yapı
Yaklaşık 1300 metrekarelik alana yayılan Meclis Binası, dikdörtgen ve yarım daire olmak üzere iki temel geometrik formdan oluşuyor. Yapının kuzeybatı köşesindeki duvarın çatı seviyesine kadar korunmuş olması sayesinde yüksekliğinin 17 metre olduğu tespit edildi. Orkestra zemini, İtalya kökenli yeşil-mavi cippolino mermeri ile kaplı.
Yarım daire şeklindeki cavea, 21 basamakla yükseliyor. Caveanın merkez aksında, Meclis Başkanı ve eyalet valisi gibi yüksek düzey yöneticiler için özel bir loca (tribunal) yer alıyor. Doğusunda, Likya mimarisine özgü yalın bir podyum bulunuyor. Yapının kuzey ve güney uçlarında ise beşik tonozla örtülü iki ayrı oda yer alıyor; bu odalardan birinin arşiv, diğerinin zindan olarak kullanıldığı düşünülüyor.
Yüzyıllara yayılan dört evreli yapı
Prof. Dr. Mehmet Tunçer ve Ahmet Saffet Atik’in birlikte kaleme aldığı “Patara’yı Korumak” adlı kitapta ayrıntılarıyla anlatılan Patara Meclis Binası, farklı dönemlerde geçirdiği yapısal değişikliklerle dikkat çekiyor:
İlk evre: Geç Helenistik Dönem’de (MÖ geç 2. - erken 1. yüzyıl), Likya Birliği toplantılarına ev sahipliği yapmak üzere inşa edildi.
İkinci evre: Roma İmparatorluğu döneminde Patara’nın başkent statüsünü koruduğu süreçte, özellikle İmparator Claudius ve Nero dönemlerinde büyük imar faaliyetleriyle geliştirildi.
Üçüncü evre: MS 142’deki büyük depremin ardından yapılan onarımlarla, yapıya sahne binası ve dışta bir stoa eklendi; böylece yapı, Odeion (müzik gösteri salonu) olarak da işlev kazandı.
Dördüncü evre: Geç Roma ve Erken Doğu Roma döneminde, yapının içi neredeyse tamamen dolgu ile kapatıldı ve yapı, Geç Antik Sura ile entegre bir köşe burcuna dönüştürüldü.
Restorasyonla yeniden ayağa kaldırıldı
Patara Meclis Binası, 2008–2012 yılları arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından desteklenen ve Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva Işık tarafından sürdürülen konservasyon ve restorasyon çalışmalarıyla orijinal mimari unsurları korunarak restore edildi.
Bu kapsamlı çalışmalar sayesinde yapı, yalnızca antik çağın yönetim kültürünü değil, aynı zamanda Akdeniz medeniyetlerinin mimari anlayışını da yansıtan bir miras olarak geleceğe aktarılmış oldu.
Cumhuriyet fikrinin antik temelleri
Montesquieu’nün Kanunların Ruhu adlı eserinde övgüyle söz ettiği Likya Birliği, temsilci temelli yapısıyla erken dönem demokratik yönetim biçimlerine ilham vermişti. Patara’daki Meclis Binası ise bu sistemin hem fiziksel hem de sembolik merkezi olarak kabul ediliyor.
Bugün de ayakta olan bu yapı, antik dünyanın siyasi mirasını günümüzle buluşturuyor.