Yönetmenliğini Özcan Alper’in üstlendiği, başrollerini Timuçin Esen ile Leyla Tanlar’ın paylaştığı "Erken Kış" filmi, bugün sinemaseverlerin beğenisine sunuluyor.
Senaryosunu Uğur Aydedim ile Alper'in kaleme aldığı filmde annelik, kimlik ve aidiyet arayışı, yol hikayesi üzerinden anlatılırken bugünün dünyasının önemli ve tartışmalı meselelerine de dokunuluyor.
Özcan Alper'in beşinci uzun metrajlı filmi, göçmenlik, aile olmak, taşıyıcı annelik ve kimlik arayışı konularını ele alıyor.
"Lia" rolü ile 62. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde "En İyi Kadın Oyuncu" ödülü alan Tanlar, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ben sadece bu filmi yapmam gerektiğini düşündüm aslında hatta bu filmle ilgili çalışmadığım her süre, boşa geçen bir süreymiş gibi geldi. O yüzden bu çalışma bende daha çok bir hırs duygusu oluşturdu. Mesleki açıdan böyle kaşındığım bir nokta oldu." ifadelerini kullandı.
Tanlar, canlandırdığı karakter için duygusal hazırlığın yanı sıra teknik anlamda da büyük çaba sarf ettiğini dile getirdi.
Role hazırlanırken Gürcistanlı müzisyenden destek aldığını anlatan Tanlar, şunları kaydetti:
"İşin daha teknik kısımlarında Lela'mız vardı. Lela, aslında müzisyen ve hocamın da arkadaşı. Bu süreçte benim de ablam oldu. Aslen Gürcü ama burada yaşıyor. Ben Lela ile burada ayinlere gittim. Beni Batum'a götürdü. Batum'da annesinin evine gittik. Bana yemekler yaptılar, birlikte dizi izledik hatta yürüyerek sınırdan Türkiye'ye geçirdiler beni. Bana aslında sadece koçluk yapmadı, benim arkadaşım oldu."
Lela ve ailesiyle yaşadıklarından gözlemler yaptığını vurgulayan Tanlar, Lia karakterini bu gözlemlerle kurguladığını söyledi.
Leyla Tanlar, filmin seyircilerle buluşmasını sabırsızlıkla beklediğini dile getirerek, "Kimlerin ne hissettiğini, ne düşündüğünü çok merak ediyorum. Daha çok o noktada heyecanlıyım." dedi.
İnsanın soyunu sürdürme içgüdüsüne değiniyoruz
Özcan Alper de eşinin doğum sürecinin ardından bu fikrin geliştiğini kaydederek, "Genel olarak çocuk doğurmak, annelik ve bunun mümkün olmadığı durumlarla ilgili gerçek hikayeler duymuştuk. Türkiye'den taşıyıcı anne olan birini duymuştuk. İlk tartışma buradan başladı." diye konuştu.
Araştırma yapınca dünyada taşıyıcı anneliğin çok yaygın olduğunu gördüğünü anlatan Alper, özellikle Amerika’da Meksika, Avrupa’da Ukrayna, Türkiye’de ise Kuzey Kıbrıs ve Gürcistan’ın kullanıldığını, hikayenin de bu bağlamda şekillendiğini belirtti.
Yönetmen Alper, filmin yargılama amacı taşımadığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Biz, burada bir sosyolojik bakış açısı ya da hukuksal bir meseleden ziyade sinemanın olanakları el verdiğinde insanın soyunu sürdürme içgüdüsüne değiniyoruz. Tabii, böyle bir durumda genç bir kadının umut arayışıyla başlayan ve aslında başka türlü bir karanlık yola girme meselesini de anlatıyoruz. Bunu bir yol filmi üzerinden anlatmayı doğru buldum."
Oyuncu seçimlerine de değinen Alper, "Filmdeki Ferhat rolü için Timuçin Esen’i kafamda canlandırmak daha kolay oldu. Senaryoyu gönderdiğimde o da çok sevdi fakat Lia karakterini bulmak daha zordu. Yarı Ukraynalı, yarı Gürcü bir karakter olması gerekiyordu. O, iki dili iyi konuşmalıydı. Aynı zamanda kırık Türkçe konuşacaktı. Cast direktörümüz bu konuda çok yardımcı oldu." diye konuştu.
Alper, Leyla Tanlar'ın başrole seçilmesi sürecine ilişkin, "Ben Leyla'yı Paramparça dizinden biliyordum. Onun hem dillere yatkınlığı hem de filmdeki karakter gibi resimle ilişkisi çok etkili oldu. Bir de tabii onun bu kültürle kurduğu ilişki, beni çok etkiledi ve yarı yarıya ikna oldum." ifadelerini kullandı.
Deneme çekimlerinin ardından Tanlar ile çalışmaya karar verdiklerini söyleyen Alper, "Role hazırlanmak için inanılmaz çaba sarf etti. İyi ki o olmuş diyorum ben hatta bazen, bu film Leyla’nın filmiymiş gibi hissediyorum." değerlendirmesinde bulundu.
Özcan Alper, karakterin oluşturulması sürecinde Artvin Arhavi'de yaşayan kameramanlarının da etkin olduğunun altını çizerek, "Kameraman arkadaşımız Tanya, aslında Ukrayna'da yaşıyor ama o dönem annesiyle birlikte Arhavi'de yaşıyordu. Savaştan dolayı bölgeye gelmişlerdi. Biz senaryoyu paylaştık. Tanya, özellikle de yaşamla ilgili aslında ciddi detaylar verdi, bilgilendirdi. Hikayeyi besleyen unsurlar arasında yer aldı." dedi.





