Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Friedrich Merz, bugün Ankara’ya geldi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’i Beştepe’de düzenlenen tören ile karşıladı. İkili ve heyetler arası görüşmenin ardından Erdoğan ve Merz ortak basın açıklaması düzenledi.

Erdoğan'dan bahis skandalına yönelik ilk yorum
Erdoğan'dan bahis skandalına yönelik ilk yorum
İçeriği Görüntüle

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB’ye tam üyelik konusunda, “Türkiye'nin sergilediği kararlı iradenin, birlik nezdinde hak ettiği karşılığı görmesi durumunda çok kısa sürede ciddi mesafe alabiliriz” açıklamasında bulundu.

Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı Friedrich Merz, ise “Türkiye'yi Avrupa Birliği'nde görmek istiyoruz” dedi.

Erdoğan’dan AB’ye tam üyelik mesajı

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Sayın Şansölye, kıymetli heyet üyeleri, değerli basın mensupları, sizleri en kalbi duygularımla saygıyla selamlıyorum. Şansölye sıfatıyla ülkemize ilk ziyaretini gerçekleştiren Sayın Merz ve heyetini ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Bir defa da sizlerin huzurunda kendilerine hoş geldiniz diyorum.

Bugün yaptığımız görüşmelerde iki yakın NATO müttefiki olarak ortak çıkarlarımız zemininde ikili ilişkilerimizi ve uluslararası meseleleri ele aldık. Ayrıca stratejik hedef olarak gördüğümüz Avrupa Birliği'ne tam üyeliğimiz noktasında kendilerinden beklentilerimizi ifade ettik. Türkiye'nin bu konuda sergilediği kararlı iradenin birlik nezdinde hak ettiği karşılığı görmesi durumunda çok kısa sürede ciddi mesafe alabiliriz. Bölgemizde ve dünyada yaşanan gelişmelere bakıldığında Türkiye-Birlik ilişkilerinin stratejik öneminin daha iyi anlaşılacağına inanıyorum.

Bugün Batı Almanya ile ülkemiz arasında imzalanan iş gücü anlaşmasının 64. yıl dönümünü idrak ediyoruz. Bundan tam 64 sene önce ellerinde bavulları, kalplerinde sıla hasretiyle Almanya'ya giden kardeşlerimiz bugün 3,5 milyona varan nüfuslarıyla Almanya'nın kalkınmasına her alanda büyük katkı sundular. Değerli dostumla görüşmemizde Almanya'da yaşayan Türk toplumunun ortak değerimiz ve zenginliğimiz olduğunu bir kez daha teyit ettik. Almanya'daki kardeşlerimizin yıllara sari kazanımlarının korunmasına verdiğimiz önemin altını çizdim.

“Desteğimiz bakidir”

Bu çerçevede son yıllarda Avrupa'da artışı bir türlü engellenemeyen yer yer ırkçılığa varan yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığıyla mücadeleye atfettiğimiz ehemmiyeti vurguladım. Yurt dışındaki kardeşlerimizin kültürlerini, kimliklerini ve kadim değerlerini muhafaza ederek bulundukları ülkelere entegrasyonunu hep destekledik. Bundan sonra da desteğimiz bakidir.

“Ticaret hacmimizi 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz”

Kıymetli basın mensupları, Türkiye ile Almanya arasındaki müstesna ekonomik ve ticari ilişkiler ise olumlu seyrini sürdürüyor. Almanya, Türkiye'nin Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı. 50 milyar dolara ulaşan ticaret hacmimizi yakın vadede 60 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bu minvalde gerek ticaretimizi gerek müşterek yatırımları bir üst seviyeye taşıyacak savunma işbirliği konusunu Sayın Şansölye ile değerlendirdik.

Erdoğan’dan Eurofighter açıklaması

Avrupa'da değişen güvenlik koşulları ışığında savunma sanayi ürünlerinin tedarikinde geçmişte yaşanan sıkıntıları geride bırakarak ortak projelere odaklanmamız gerekiyor. Eurofighter uçaklarının temin süreci gibi Almanya'nın son dönemde bu alanda attığı olumlu adımları memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye'nin savunma sanayi alanında yakaladığı ivme dikkate alındığında Almanya ile çok geniş işbirliği imkanlarına sahip olduğumuz görülüyor. Kazan-kazan anlayışı temelinde bu işbirliğini daha da güçlendirebiliriz.

Değerli arkadaşlar, bugün ayrıca terörle mücadeledeki beklentilerimizi de değerli dostumla paylaştım. Almanya'nın kamu güvenliği bakımından da ciddi tehdit teşkil eden terör örgütleriyle ortak mücadelenin önemine dikkat çektim.

Bölgesel ve küresel meselelerde de fikir alışverişinde bulunduk. Türkiye olarak Gazze'deki soykırımı ilk günden itibaren uluslararası gündeme taşıdık. Ateşkesin sağlanması ve insani yardımların bölgeye ulaştırılması için yoğun çaba gösterdik. Bu mezalimin yeniden yaşanmamasına ve bölgede kalıcı barışın anahtarı olan iki devletli çözüme dair görüşlerimizi kendilerine aktardım. Evvela bölgeye yardımların kesintisiz ulaştırılması gibi yeniden yapılanma sürecinde de herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini ifade ettim.

“10 Mart mutabakatının uygulanmasına büyük önem atfediyoruz”

Sayın Şansölye ile komşumuz Suriye'deki gelişmeleri de ele aldık. Devrimden bu yana geçen 11 ayda Cumhurbaşkanı Sayın Şara’nın liderliğinde Suriye, kalıcı barış, huzur ve ekonomik kalkınma yolunda ciddi ilerlemeler kaydetti. Yaptırımların kalkmasına paralel olarak bu sürecin daha da hızlanacağı inancındayız. Ülkenin toprak bütünlüğü ve birliğinin muhafazası suretiyle Suriye halkının tüm fertlerinin refah ve esenliği bizim için öncelikli hedeftir. Bu noktada 10 Mart mutabakatının uygulanmasına büyük önem atfediyor, bu yönde verilen mesajları dikkatle takip ediyoruz. Almanya'nın da Suriye konusunda bizimle eş güdüm içinde çalışmaya atfettiği önemin farkındayız.

Ukrayna-Rusya Savaşı konusunda da görüş alışverişimiz oldu. Savaşın adil ve kalıcı şekilde çözümü için diplomatik çabaların sürdürülmesini önemli görüyoruz.

Değerli basın mensupları, güçlü temellere ve çok katmanlı ilişki ağına sahip Türk-Alman işbirliğinin Avrupa'nın ve mücavir coğrafyalarımızın güvenliği için vazgeçilmez olduğunu bugün bir kez daha teyit etmiş olduk. Bu anlayışla Almanya ile yakın işbirliği içinde çalışmayı önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz. Sözlerimin sonunda değerli dostum Şansölye Merz ve heyetine ziyaretleri için tekrar teşekkür ediyor, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum.”

Merz: Türkiye'nin 20 Eurofighter'ı almasından dolayı mutluluk duyuyoruz

Alman Başbakan Merz ise şunları söyledi:

"Ankara'ya beni davet ettiğiniz ve dostane misafirperverliğiniz için çok teşekkürler. Bu özel bir gün. Çünkü ortak tarihimizi bugüne kadar şekillendiriyor. Söylediğimiz gibi iş gücü anlaşmasının başlangıcı zamanında misafir işçi olarak tanımladığımız insanlar misafir işçiler çağırıldı ama insanlar geldi. Aileleri geldi. Bu insanlar olmasaydı, bu aileler olmasaydı Almanya 60 yıl önce ekonomik kalkınmayı aynı şekilde başaramazdı. Bugün bu insanlar artık üçüncü kuşaktır Almanya'da yaşıyorlar ve bazıları tarih yazıyor. Örneğin BionTech kurucuları sayın Uğur Şahin ve Prof. Dr. Özlem Türeci gibi... Bazıları hemşire, polis memuru olarak sorumluluk taşıyorlar toplumumuzda. Büyük bir çoğunluğu artık kendilerini devletimizin ve ülkemizin bir parçası olarak vatandaşları olarak görüyorlar. Çünkü bu toplumumuzun birer parçası hepsi. Hepimize fayda sağlıyor ve günümüzün ekonomik rakamları bunu gösteriyor. Şu anda Almanya'da 80 bin Türkiye kökenli işletmeci, yaklaşık 400 bin kişiye istihdam sağlıyor. Türkiye'de yaklaşık 500 Alman şirketi, 200 bin insana istihdam sağlıyor. Bu bizim bağlarımızı eşsiz bir şekilde geniş ve derin olduğunu gösteriyor.

Dün Ankara'ya geldim, dün Türkiye Cumhuriyeti'nin millî bayramı vardı. Bunun için de tekrar Sayın Cumhurbaşkanı sizi Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle kutlamak istiyorum.

Bu ilk ziyaretimle bir mesaj vermek istiyorum. Gelin, ilişkilerimizin sunduğu olağanüstü potansiyeli önümüzdeki yıllarda daha da iyi değerlendirelim. Buna zorunluyuz. Zira yeni bir jeopolitik sürece giriyoruz ve bu süreçte büyük güçlerin siyaseti belirleyici olacak. Buradan şu sonucu çıkarıyorum: Alman olarak, Avrupalı olarak stratejik partnerliklerimizi geliştirmeliyiz. Türkiye de burada devre dışı kalamaz, kalmamalı.

Toplumlarımız ve ekonomilerimiz çok yakın bağlar içinde. Aynı zamanda NATO'da da çok yakın müttefikleriz. Türkiye neredeyse bizi meşgul eden tüm dış politika ve güvenlik politikası konularında çok önemli bir aktör. Bu temel üzerinde çalışmaya devam edeceğiz; yeniden stratejik diyaloğu başlatacağız.

Güvenlik politikaları konusunda daha yakın iş birliği içinde olacağız. Örneğin Eurofighter uçaklarının alımıyla ilgili... Ulaştırma, demir yolları konusunda önemli gelişmeler yaşayabiliriz. Bu yolda ilerlemek için birçok açıdan bu yeni jeopolitik durumda daha yakın bir iş birliği içinde olmak sağduyu gerektiriyor. Her iki tarafın da stratejik çıkarları için...

Türkiye-Almanya arasındaki olgun ortaklık, hassas konuları da açık ve güvene dayalı şekilde ele almamaızı gerektiriyor. Baş başa ve heyetler arası görüşmede bunu yaptık.

Almanya ve Türkiye, NATO müttefikleri olarak aynı çıkarlara sahipler. Ankara'da biliniyor ki Rusya'nın militan revizyonizmi Avrupa ve Atlantik bölgesinin güvenliğini tehdit ediyor. Bu nedenle Lahey'de NATO Zirvesi'nde verilen kararları uyguluyoruz. Almanya'nın da onayını verdikten sonra Türkiye'nin 20 Eurofighter'ı almasından dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu uçaklar hepimizin ortak güvenliğine hizmet edecek.

Geri göndermeler konusunda iş birliğimiz son derece önemli ve geçtiğimiz aylardaki iş birliğimizi sürdürmek istiyoruz. Mayıs ayından beri 2024 yılının tamamında yapılandan daha fazla geri gönderme gerçekleştirdik fakat bu konuda daha fazla ilerleme kaydetmemiz gerekiyor; ekiplerimiz bu konuda çalışacak.

“Türkiye'yi AB'de görmek istiyoruz”

Ukrayna savaşının en kısa zamanda sona ermesi gerektiği konusunda hemfikiriz. Başkan Trump geçen hafta Moskova'nın ateşkesi kabul etmesi, müzakereleri kabul etmesi gerektiğini; bunlar için mevcut cephe hattından hareket edilmesi gerektiğini söyledi. Rusya'yı müzakere masasına oturtma konusunda ilerleme kaydedeceğiz.

(Gazze'de) Rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkesin ilerleme kaydetmesi çok iyi oldu. İlk defa kalıcı bir barış umudu var. Türkiye'nin imkânlarını kullanarak örneğin Hamas'ın silahsızlandırılması için etkisini kullanmasını temenni ediyoruz. Durum hâlâ kırılgan, son durum da bunu gösteriyor. Federal hükümet de barışın sürmesi için elinden geleni yapacak. İlk defa Alman subaylar, sivil askeri merkeze gönderildi İsrail'in güneyinde. Diplomatik olarak da bir temas grubunda çalışıyoruz. Gazze'deki durum çok çabuk düzelmeli ve Hamassız bir yönetim olmalı.

Ben ve federal hükümet olarak Türkiye'yi AB'de görmek istiyoruz. Yanında ve bu yolda ilerlemesini arzu ediyoruz. Ben Sayın Cumhurbaşkanı'na bu konuda bir Avrupa düzeyinde bir stratejik diyalog arzu ettiğimi ifade ettim. Koşul olarak Kopenhag kriterlerine değindik. Bu konuları ele almaya devam etmek istiyoruz."

Kaynak: Haber Merkezi