CHP’nin tutuklu cumhurbaşkanı adayı, İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kırşehir Cacabey Meydanı’nı hınca hınç dolduran on binlere Silivri’deki hücresinden seslendi. “Adaletin terazisi bu topraklarda çok uzun zamandır dengede değil,” diyen İmamoğlu, “Hayatımızın her alanında adalet arıyoruz. Mahkemelerde adaletin terazisi eşit tartmıyor. İktidar sahipleri, milletin yüreğindeki yangını söndüremiyor. Çürümüş bir sistemin esiri olmuş, sorumluluk almayan, her hatasında suçlu arayan bir iktidarla karşı karşıyayız” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” buluşmalarının Türkiye ayağının bu haftaki durağı Kırşehir oldu. Kitle, aralarında Beyoğlu Belediye Başkanı İnan Güney’in de bulunduğu toplam 44 kişinin bugün gerçekleştirilen şafak operasyonuyla gözaltına alınmalarını da protesto etti.

İmamoğlu’nun Silivri’deki hücresinden Kırşehir’e yolladığı mektubu, CHP Kırşehir İl Başkanı Şeref Baran Genç okudu. İmamoğlu, Genç tarafından okunan mektubunda şunları söyledi:

“İç Anadolu’nun kadim kenti güzel Kırşehir, benim güzel hemşerilerim, sevgili vatandaşlarım, kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, sevgili gençler, canım çocuklar… Bozkırın tezenesi rahmetli Neşet Ertaş’ın güzel memleketi Kırşehir’e Silivri’den selam olsun. Hepinizi özlemle kucaklıyorum. Merhaba. Kırşehir, tam 39 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin sosyal belediyecilik anlayışına kavuştu. Tam 39 yıl sonra icraatçı ve halkçı belediyecilikle tanıştı. 2019 yılından bu yana Kırşehir için canla başa çalışan Selahattin Ekicioğlu Başkanıma yürekten teşekkür ediyorum.”

“Sizlere özgürlüğün hasretiyle sesleniyorum. Yüz yüze olamasak da her birinizin sesini duyuyorum. Kalbinizdeki, yüreğinizdeki adalet arayışını hissediyorum. Hepimiz çok iyi biliyoruz ki, adaletin terazisi bu topraklarda çok uzun zamandır dengede değil. Hayatımızın her alanında adalet arıyoruz. Adaletsizlik, yalnızca bana, millet iradesinin seçtiği CHP’li belediye başkanlarına ve yol arkadaşlarıma yapılmıyor. Bir büyük adaletsizlik emeği çalınan işçiye, alın terinin karşılığını alamayan çiftçiye, hayatını çalışmakla geçirmiş emekliye, düşüncelerini özgürce ifade etmek isteyen gence, iş hayatında yer almak isteyen, sokaklarda korkmadan dolaşmak isteyen kadınlara da yapılıyor.”

“Mahkemelerde adaletin terazisi eşit tartmıyor. Elde ettiğiniz gelirde, ödediğiniz vergide adalet yok. Kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine herkes eşit olarak ulaşamıyor. Devletin kaynaklarından, bir avuç ayrıcalıklı zümre hariç kimse yararlanamıyor. Güzel ülkemizin her yanında adaletsizlik kol geziyor. Güzel ülkemizin her hanesinde adaletsizliklerin acısı yaşanıyor. Hayatımızın her alanında bir yangın var. İktidar sahipleri, orman yangınlarını söndüremiyor. Mutfaktaki yangını söndüremiyor. Adalet sistemindeki yangını söndüremiyor. Gençlerin, kadınların, emeklinin, işçinin yüreğindeki yangını söndüremiyor. İktidar sahipleri, milletin yüreğindeki yangını söndüremiyor. Çürümüş bir sistemin esiri olmuş, sorumluluk almayan, her hatasında suçlu arayan bir iktidarla karşı karşıyayız.”

“Türkiye böyle büyüyemez, böyle güçlenemez. Türkiye, ancak ve ancak kayıtsız ve şartsız adaletin hâkim olduğu bir ülke olursa, berekete, refaha ve bolluğa kavuşur. Biz, Türkiye’yi sadece yönetmek için değil; onarmak, iyileştirmek, kalkındırmak için yola çıktık. Bu yolun adı adalettir. Bizim davamız, milletin yüreğinde hissettiği işte bu adalet davasıdır. Bizim davamız, yalnızca bir kişinin özgürlük hakkını değil; Türkiye’nin tüm vatandaşlarının adil, eşit, özgür ve onurlu bir hayat sürdürebilmesini kapsar. Biz, bu haklı adalet ve hürriyet davasının neferleri olarak biliyoruz ki, herkes için ve her yerde önce adalet önce hürriyet demeden hayalimizdeki Türkiye’ye ulaşamayız. Bu yüzden hep birlikte, hep bir ağızdan ve daima şu parolayı söyleyeceğiz: Herkes için, her yerde; önce adalet, önce hürriyet.”

Burcu Köksal yanıtladı: Başka bir partiye geçecek mi?
Burcu Köksal yanıtladı: Başka bir partiye geçecek mi?
İçeriği Görüntüle

“Sizinle birlikte hayal ettiğimiz Türkiye, sadece adaletli bir yargı sistemine değil, aynı zamanda dengeli bir kalkınmaya, üreten ve refahı adil paylaşan bir düzene sahip olacak. Milletimizle birlikte demokrasinin, adaletin, refahın, istikrarın ve barışın hüküm sürdüğü bir Türkiye hayali için gece gündüz çalışmaya, üretmeye devam edeceğiz. Yıllardır çektiğimiz acılara tuz basan değil, merhem olan bir siyaseti yürütmeye devam edeceğiz. Beni dört duvar arasına da koysalar; fikirlerimi, umutlarımı, Kırşehir’e olan sevgimi hapsedemezler. Sizlerle birlikte kurduğumuz güzel yarınların hayali hâlâ ayakta. Adil bir Türkiye’ye ulaştığımızda, birbirimize bakacağız ve ‘biz başardık’ diyeceğiz. Ve işte o zaman her şey çok güzel olacak."

Kaynak: Haber Merkezi