6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen ve başta Kahramanmaraş ile Hatay olmak üzere 11 ili etkileyen yıkıcı depremler, sadece fiziksel hasar değil, sosyal ve ekonomik anlamda da ağır sonuçlar doğurdu. On binlerce insan hayatını kaybederken, milyonlarca kişi aradan geçen yaklaşık iki buçuk yıla rağmen halen sağlıklı ve güvenli barınma koşullarına kavuşamadı. Planlama ilkeleri doğrultusunda kalıcı çözümler ise yeterince geliştirilemedi.
Yerinde dönüşüm talebi toplumsal iyileşme için kritik
Depremlerin ardından evleri yıkılan ya da ağır hasar gören yurttaşlar için yaşadıkları yerlerde, sosyal dokuyu koruyarak konutlarını yeniden inşa etme isteği en temel taleplerden biri haline geldi. Bu doğrultuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından "Yerinde Dönüşüm" uygulaması hayata geçirildi. Ancak uygulamanın hızlı, plansız ve kısıtlı bir zaman dilimi içinde yürütülmesi, kamu yararı ilkesine aykırı bir tabloyu da beraberinde getirdi.
Ruhsat süreci teknik ve bürokratik engellere takılıyor
Bakanlık tarafından yapı ruhsatı için son başvuru tarihi olarak ilan edilen 30 Haziran 2025, hem teknik süreçlerin doğası hem de yurttaşların karşı karşıya olduğu zorluklar göz önüne alındığında gerçekçi bulunmuyor. Deprem sonrası işlerini kaybeden, ekonomik olarak zor durumda olan vatandaşlar için ruhsat alma süreçleri birçok şehirde başlamamış durumda. Bürokratik engeller, mevzuat karmaşası ve teknik eksiklikler nedeniyle süreç ciddi biçimde tıkanmış durumda.
Yerel yönetimler ve kurumlar kaynak sıkıntısı yaşıyor
Yerel yönetimler ve Bakanlık taşra teşkilatları hem personel hem de kaynak açısından büyük açıklarla karşı karşıya. Kentsel dönüşümde yaşanan plansızlık ve aceleci kararlar da süreci yavaşlatıyor. Bu durum, birçok depremzede vatandaşın gerekli ruhsat işlemlerini zamanında tamamlayamamasına neden oluyor. Belirlenen tarih, yerinde dönüşüm hakkının fiilen kullanılamamasına yol açabilir.
Kredi ve hibe destekleri günümüz koşullarına göre yetersiz kalıyor
Yerinde Dönüşüm projesi kapsamında sunulan 750 bin TL kredi ve 750 bin TL hibe desteği, artan inşaat maliyetleri karşısında yetersiz kalıyor. Demir, çimento ve işçilik gibi temel girdilerdeki yüksek fiyat artışı, vatandaşları borçlanma ya da projeyi yarım bırakma riskiyle karşı karşıya bırakıyor. Bu da özellikle dar gelirli yurttaşların projeden faydalanmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.
TMMOB’den çağrı: Süre uzatılmalı, destekler artırılmalı
TMMOB Şehir Plancıları Odası, sürecin daha adil, kapsayıcı ve sürdürülebilir hale gelmesi için şu talepleri kamuoyuna açıkladı:
Başvuru süresi en az bir yıl uzatılmalı; başvurusunu yapamayan ya da teknik ve idari nedenlerle süreci tamamlayamayan hak sahiplerinin mağduriyeti önlenmeli.
Yerinde dönüşüm sadece fiziksel değil, sosyal, kültürel ve ekonomik boyutlarıyla bütüncül şekilde ele alınmalı.
Tüm süreç planlı, bilimsel ve katılımcı bir anlayışla yürütülmeli.
Kredi ve hibe destekleri güncellenmeli, artan inşaat maliyetlerine göre yeniden hesaplanmalı.
Yerel yönetimler, üniversiteler, meslek odaları ve yurttaşlar sürece dâhil edilmeli, planlama süreci demokratikleştirilmelidir.
“Kamu yararı ve bilimin rehberliğinde hareket edilmelidir”
TMMOB Şehir Plancıları Odası, yeniden inşa sürecinde bilimin ve mesleki etik ilkelerin esas alınmasının başarı için kritik olduğunu vurguladı. Oda, taleplerini Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na ilettiğini, sürecin takipçisi olacağını ve kamu yararını önceleyen bir yaklaşımla tüm aşamalarda katkı sunmaya devam edeceğini kamuoyuna duyurdu.