DEM Partili Sevilay Çelenk, Cumhurbaşkanı tarafından vakıflara tanınan vergi muafiyetlerinin kapsamı ve uygulanış biçiminin tartışmalı hale geldiğini belirterek Meclis’ten araştırma talebinde bulundu. Çelenk, vergi muafiyeti tanınan vakıfların önemli bir bölümünün tarikat yapılanmalarıyla yakın ilişkilere sahip olduğuna yönelik iddiaların somut verilerle desteklendiğini söyledi.

Vakıfların mali verilerini kamuoyuna açıklama zorunluluğu bulunmamasının denetimi zayıflattığını ifade eden Çelenk, bağış kaynaklarının kimler tarafından ve hangi yöntemlerle sağlandığına dair şeffaf veri bulunmadığını vurguladı. Çelenk, “Bu durum vergi muafiyetinin hesap verebilirliğini ortadan kaldırmaktadır” dedi.

Gürsel Tekin düğmeye bastı: İlçe Başkanı’nı disipline gönderdi
Gürsel Tekin düğmeye bastı: İlçe Başkanı’nı disipline gönderdi
İçeriği Görüntüle

Son olarak Erenköy Cemaati’ne bağlı Sami Efendi İlim ve Kültür Yardımlaşma Vakfı’na vergi muafiyeti tanınmasıyla birlikte muafiyet sayısının 341’e ulaştığını hatırlatan Çelenk, bu artışın uygulamanın istisnai bir kamu desteği olmaktan çıkarak sistematik bir kaynak aktarım modeline dönüştüğü yönündeki değerlendirmeleri güçlendirdiğini ifade etti.

Önergede, Ensar Vakfı ve TÜRGEV tarafından ABD’de kurulan TURKEN Vakfı’nın 2025 yılının ilk altı ayında lobi faaliyetleri için toplam 48,2 milyon dolar harcadığı, bu kaynağın Ensar Vakfı’ndan 25,3 milyon dolar ve TÜRGEV’den 22,9 milyon dolar aktarılmasıyla sağlandığı bilgisine de yer verildi. Çelenk, her iki vakfın Türkiye’de vergi muafiyeti kapsamında olduğuna dikkat çekerek kamu yararı amacıyla tanınan imtiyazların uluslararası faaliyetlerde kullanılmasının meşruiyet tartışması yarattığını belirtti.

Çelenk ayrıca, şirketlerin vergi matrahını düşürmek için vergi muafiyetine sahip vakıflara bağış yapmasının kamuya ödenmesi gereken verginin belirli yapılara yönlendirilmesine neden olduğunu söyledi. Bazı şirketlerin kamu nezdindeki taleplerinin bağış şartına bağlandığı iddialarının da incelenmesi gerektiğini ifade etti.

Yardım toplama izinleri konusunda da farklı uygulamalar olduğunu belirten Çelenk, iktidara yakın vakıf ve derneklerin izin almadan yardım toplama listesine dahil edilmesine karşın mülteciler, kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+ alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarının başvurularına olumlu yanıt verilmediğini dile getirdi.

Vergi muafiyeti ve kamu yararı statüsünün belirlenmesinin siyasi takdir yetkisinden çıkarılması gerektiğini vurgulayan Çelenk, bağımsız ve şeffaf kriterlerle çalışan özerk bir kurulun oluşturulması önerisinde bulundu.

Çelenk, önergesini kamu kaynakları üzerinden sağlanan imtiyazların gerçekten topluma hizmet edip etmediğinin ortaya çıkarılması için kapsamlı bir araştırma yapılması gerektiğini belirterek tamamladı.

Muhabir: Halil Kızılırmak