TBMM Genel Kurulu’nda 2023 ve 2024 yıllarına ait Kamu Denetçiliği Kurumu raporlarının görüşüldüğü oturumda, CHP Grup Başkanvekili Murat Emir dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Emir, Selahattin Demirtaş hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarını hatırlatarak iktidarı eleştirdi.

Meclis Genel Kurulu’nda Dilekçe Komisyonu ile İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyelerinden oluşan Karma Komisyon’un, Kamu Denetçiliği Kurumu raporlarına ilişkin görüşmeleri sırasında söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, hükümete yönelik sert ifadeler kullandı.

Emir konuşmasında, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın tutukluluğuna ilişkin AİHM kararlarını hatırlatarak, “2016’da tutuklandı, hakkında 3 AİHM kararı var. Neden unuttunuz?” dedi.

Konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden adaylığına da değinen Emir, “Bu ülkede her şeyi yapabilirsiniz ama yapamayacağınız bir şey var: Tayyip Erdoğan’ı Cumhurbaşkanı seçtirmemek. Bu, Türkiye’de işlenebilecek en ağır suç haline geldi. Buradan kendimizi ihbar ediyoruz, Tayyip Erdoğan’ı bir daha Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Emir, Şişli Belediyesi’ne kayyum atanmasını da eleştirerek, “Savcılık, 2 Kürt vatandaşı Şişli'de Belediye Meclis üyesi yapmayı suç sayıyor. Bunun adı siyasi yankesiciliktir” şeklinde konuştu.

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, Türkiye'de yaşanan hukuksuzlara dair örnekler verdi. Can Atalay hakkındaki AYM kararını ve Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararını hatırlatan Emir, şöyle konuştu:

"Gerçekten bir anayasal devletimiz olsaydı, gerçekten bir hukuk devleti olsaydık, burada Kamu Denetçiliği'nin neler yaptığını, nasıl mesafeler aldığını, hakkını yargı yolunda veya başka yollarla alamayan vatandaşların derdine nasıl derman olunduğunu konuşabilirdik ama bugün bu koşullarda, Türkiye'yi getirdiğiniz bu bataklıkta, Kamu Denetçiliği gibi Türkiye'ye çok lüks sayılabilecek bir kurumun raporunu tartışmayı zül sayıyoruz. Böylesine ağır kanayan yaralarımız varken, böylesine mağduriyetler varken, demokrasimiz 19 Mart darbe sürecinden geçiyorken Kamu Başdenetçisi'nin çözmeye çalıştığı sorunları önemsiyoruz, kendilerine teşekkür ediyoruz ama buradan bunları konuşmayı reddediyoruz, başka şeyleri konuşmamız lazım.

Bugün Can Atalay'ın annesi misafirimizdi Meclis'te, Şükran anne. Milli iradenin temsilcisi şu anda cezaevinde, ne yaptınız? Sizin mesai arkadaşınız cezaevinde hem de suçlu değil, hem de hükümlü değil hem de hakkında hâlâ milletvekili olduğu ve yargılanmasının hukuksuz olduğu, serbest bırakılıp gelip burada görevini yapmasının gerektiğini söyleyen 3 Anayasa Mahkemesi kararı var, tam 3 tane. Anne gelmiş 'Benim oğlum da milletvekili, seçildi' diyor. Sizi seçen oylar ne kadar kutsalsa ne kadar değerliyse onu seçen oylar da o kadar değerli. Ne hakkınız var buna? Anayasa'yı açıkça çiğniyorsunuz, ilk başta ne dedim ben Anayasalı bir devletsiniz, kusura bakmayın, anayasal bir devlet değilsiniz.

Özgür Özel’den metro hattı test sürüşünde İmamoğlu vurgusu
Özgür Özel’den metro hattı test sürüşünde İmamoğlu vurgusu
İçeriği Görüntüle

Selahattin Demirtaş, 2016'da tutuklanıyor, 3 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı var hakkında, 3. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi demiş ki: 'Siz bu tutukluluğu siyasi nedenlerle yapıyorsunuz, siyasi rakibinizi cezaevine koymak için yapıyorsunuz.' Niye uymuyorsunuz hâlâ? Neden unuttunuz? Her yere gidiyorsunuz, adalara gidiyorsunuz, dağlara gidiyorsunuz, Edirne'yi niye hatırlamıyorsunuz? İşinize gelmiyor çünkü bu ülkede her şeyi yapabilirsiniz, yapamayacağınız bir şey var, Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçtirmemek Türkiye'de en ağır suçtur işlenebilecek. Buradan kendimizi ihbar ediyoruz, Tayyip Erdoğan'ı bir daha Cumhurbaşkanı seçtirmeyeceğiz, göreceksiniz.

Siz siyasi yankesici bir iktidarsınız, siyasi yankesicisiniz. Şimdi itiraz edemezsiniz, ben yine de söyleyeyim. Şişli Belediyesi'ne çökmek lazım ama Belediye Meclis üyesi arasındaki mesafe çok fazla. Ne yapmak lazım? Ya, bu, terör örgütü üyesi olsun, atalım içeriye, hemen bir kayyum atayalım. Peki, ne yapmak lazım? Yok, delil yok, öyle bir şey yok. Savcılık dosyasından söylüyorum; 2 Kürt vatandaşı, daha önce DEM Parti'sinde siyaset yapmış vatandaşı Belediye Meclisi üyesi yapmak suçu diyor ya savcılık. Türkiye Cumhuriyeti'nde savcılık 2 Kürt vatandaşı Şişli'de Belediye Meclis üyesi yapmış olmayı suç sayıyor ve bunun üzerinden Şişli'ye kayyum atadınız; bunun adı siyasi yankesiciliktir."

"Türkiye, hukuk devleti normlarından uzaklaşmıştır"

Gündeme ilişkin söz alan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, kuruma iletilen şikayet dosyalarının büyük bir kısmının adalete ilişkin olduğunu belirterek şunları söyledi:

"2023'ün şikâyet sayısına bakıyoruz, 2024'ün şikâyet sayısına bakıyoruz, günden güne düşüyor çünkü bu Kurumu işlevsel hâle getirmedik. Bu kurumun en önemli amaçlarından bir tanesi halkı idarenin, yönetimin keyfî davranışlarına karşı korumaktır. Bugün çok değerli bir isim bu Meclis'te işte bu kurumun başında; Yargıtay Başkanlığı yapmış, hukuk fakültesindeki eğitim süresini de sayarsak kırk yılını vermiş ama üzülerek söylüyorum ki biz bu Kurumu istediği noktada, istediğimiz noktada çalıştıramıyoruz. Kuruma en çok hangi konuda şikâyet geliyor? Adalet, adaletle ilgili en çok cezaevleri ve Bakanlık Kurumun tavsiyesini alıyor, büyük oranda uyguladığını söylüyor ama Türkiye'nin büyük bir adalet sorunu var. Öncelikle kuruma eğer ki bu Meclis'te resen inceleme yetkisi verirsek, davalara katılma ve Anayasa Mahkemesi'ne dava açma yetkisini verirsek o zaman bu kurum belki Türkiye'nin adalet sorununa çözüm olabilir ama bunu vermeden görüyoruz ki çözüm olamıyor.

Bugün, nerede herhangi bir kamu görevlisine hakaret olduğu zaman dava açılıyor. Kimse kimseye hakaret etmesin, kimse kimseye küfretmesin ama bakın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'mız Ekrem İmamoğlu hakaretten dolayı 450 tane suç duyurusunda bulunmuş; 71 tanesine takipsizlik kararı verilmiş, 379 dosyayla ilgili hiçbir şey yapılmamış ama bunlardan en acısı annesine küfretmişler ya, dava açılmamış ama Abdullah Esin, Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkilerde yüksek lisans yapıyor, Türk Ceza Kanunu'ndan 214, halkı suç işlemeye tahrikten tutuklanıyor. Ya alt sınırı altı ay, yani Boğaziçinde okuyan 20 yaşındaki bir çocuğu alt sınırı altı ay niye tutuklarız biz? Yargı hastalanmış, yargı hasta. Hanginizin çocuğu alt sınırı altı ay olan bir suçtan yüksek lisans yaparken tutuklansa isyan edersiniz, etmez misiniz? Ederiz ama maalesef öyle.

Bakın, bir kurultay davamız var. Kurultay davasında sadece saçma sapan tanıklar var. Hele içlerinden bir tanesi ayda bir cezaevine giriyor dolandırıcılıktan, iftiradan, hakaretten; o tahliye olduğu sırada gidiyor mahkemeye ifade veriyor, sonra bir daha tutuklanıyor. Türkiye'nin 1'inci partisinin, son seçimlerde 1'inci partisinin bu kişinin beyanlarıyla kurultayı iptal edilmek isteniyor. Eğer bir görüntü varsa, bir delil varsa, bir MASAK kaydı varsa inanın, boynum kıldan ince ama bir parti tanık beyanıyla yargılanır mı? İstanbul İl Kongre'mize yetkisiz bir mahkeme tarafından kayyum atandı; 6 bin polis geldi, 6 bin polis gaz sıkarak plastik mermiyle il binasına girdi. Ankara'daki mahkeme 'Ben yetkiliyim' diyor. Türkiye'de iki taraflı bir hukuk var. Benim aileme küfredecek, bana iftira atacak, Ankara eski Belediye Başkanı'nız 2 kız evladımın resimlerini paylaşıp ağza alınmayacak bir laf söyleyecek, onun hakkında dava açılmayacak ama Abdullah Esin eleştirdiği için tutuklanacak; bu olur mu? Yani Türkiye üzülerek söylüyorum ki hukuk devleti normlarından uzaklaşmıştır ve bu kuruma da saygınız iki yılda bir bu raporları inceleyecek kadardır."

Kamu Denetçiliği Kurumu'nun 2022 ile 2021 raporlarının görüşülmesinden sonra Meclis Başkanvekili Celal Adan, birleşimi 7 Ekim Salı saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.

Kaynak: Haber Merkezi