Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muş'ta Malazgirt Zaferi'nin 954. yıl dönümünü kutlama programına katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze saldırılarına tepki gösterdi. Erdoğan, “Mektup diplomasisiyle, telefon görüşmeleriyle, uluslararası toplantılarla, 102 bin tonu aşan yardımlarımızla Gazze’nin hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde savunuyoruz. Kim ne derse desin, bize ve milletimize yakışan tavır neyse, eğilmeden bükülmeden ve hiç kimseden çekinmeden yerine getiriyoruz” dedi.

Terörsüz Türkiye hedefi kapsamında açıklamalarına devam Erdoğan, “Türkiye, terör meselesini tamamen çözme yönünde yol aldıkça saldırı, sabotaj ve tuzaklar da artacaktır. Bunu kimi zaman yalan ve dezenformasyonla yapacaklar, kimi zaman toplumun hassasiyetlerini kaşıyarak yapacaklar. Kimi zaman insanlarımız arasında korku yayarak yapacaklar, kimi zaman yurt içi ve yurt dışındaki ajanlarını kullanarak yapacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar bu sefer başaramayacaklar” diye konuştu.

“Gazzeli kardeşlerini yalnız bırakmayan bir ülkemiz var”

Erdoğan’ın konuşması şöyle:

Dün Ahlat’ta gençlerimizle hasret giderdik, ardından kabine toplantımızı Cumhurbaşkanlığı Ahlat Külliye’mizde gerçekleştirdik. Milletimize yine Ahlat’tan seslendik. Bugün de sizlerle birlikte o müstesna zaferin 954’üncü yıl dönümünde Malazgirt’teyiz.

Gençler, dünyaya ‘biz buradayız ve kıyamete kadar da burada olacağız’ mesajını en güçlü şekilde verdiğimiz Malazgirt Zaferi’nin 954’üncü yılı mübarek olsun.

Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Sünnisiyle ve Alevisiyle Anadolu’nun gönül harcını muhabbetle yoğuran kurucu irade bugün buradadır.

Millet olarak bundan 954 yıl önce Malazgirt Ovası’nda yazılan kahramanlık destanından aldığımız cesaret ve özgüven ile İstikbal’e yürüyoruz. Ecdadın mübarek kanlarıyla bizlere vatan eylediği bu toprakları ebedi yurdumuz olarak muhafaza etmek için var gücümüzle çalışıyoruz.

Her türlü engele, her türlü engellemeye, her türlü sabotaja rağmen yeniden büyük ve güçlü Türkiye için kelimenin tam anlamıyla çırpınıyoruz. Bugün, bekası söz konusu olduğunda hiçbir güce boyun eğmeyen bir Türkiye’de yaşıyoruz. Bugün, kendi vatandaşları ile birlikte mazlum ve mağdurların da umudu haline dönüşen bir devlete sahibiz. Bugün, Filistin davasına her platformda, tüm imkanlarıyla sahip çıkan İsrail’in alçak zulümleri karşısında Gazzeli kardeşlerini asla yalnız bırakmayan bir ülkemiz ve hükümetimiz var.

Mektup diplomasisiyle, telefon görüşmeleriyle, uluslararası toplantılarla, 102 bin tonu aşan yardımlarımızla Gazze’nin hakkını ve hukukunu en güçlü şekilde savunuyoruz. Kim ne derse desin, bize ve milletimize yakışan tavır neyse, eğilmeden bükülmeden ve hiç kimseden çekinmeden yerine getiriyoruz.

Bütün bu emeklerin neticelerini alacağımız bir sürecin içindeyiz. Milletimizin fertleri arasına örülen fitne duvarlarını tamamen yıkmak için başlattığımız terörsüz Türkiye sürecinde hamdolsun kısa sürede önemli mesafe kat ettik. Kandan ve çatışmadan beslenen çevrelerin süreci kundaklama çabalarına rağmen tüm kurumlarımız çalışmalarını asırlık birlikten sonsuz kardeşliğe hedefiyle, adeta bir kuyumcu titizliğiyle sürdürüyor. Milletimiz de yürütülen çalışmaları dikkatli olduğu kadar son derece umutlu bir yaklaşımla yakından takip ediyor.

“Kimin sürece destek verdiği, kimin zehirleme gayretinde olduğu not ediliyor”

Kimin sürece samimiyetle destek verdiği, kimin de alakasız gündemlerle süreci zehirleme gayretinde olduğu milletimiz tarafından not ediliyor.

Türkiye, terör meselesini tamamen çözme yönünde yol aldıkça saldırı, sabotaj ve tuzaklar da artacaktır. Bunu kimi zaman yalan ve dezenformasyonla yapacaklar, kimi zaman toplumun hassasiyetlerini kaşıyarak yapacaklar. Kimi zaman insanlarımız arasında korku yayarak yapacaklar, kimi zaman yurt içi ve yurt dışındaki ajanlarını kullanarak yapacaklar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar bu sefer başaramayacaklar.

Ayrılıktan, bölünmüşlükten, kardeşler arası nifaktan, yıllarca rant ve çıkar devşirenler inşallah bu sefer kazanamayacak. Değerli kardeşlerim şunu sizlerle birlikte aziz milletimin de çok iyi bilmesini arzu ediyorum; biz hepimiz, 86 milyon olarak tarihin, kültürün, ortak medeniyetimizin, inançlarımızın bir araya getirdiği büyük bir aileyiz. Hepimiz aynı bayrağın, aynı gök kubbenin altında yaşıyoruz. Nazlı hilalin güven veren gövdesinde. Unutmayın hepimize yer vardır. Rengini şehitlerimizin al kanından alan bu bayrak, bizim. Her karış toprağın altında bir yiğit yatan bu cennet vatan bizim. Bu ülke bizim, hepimizin. 86 milyonun her bir ferdinin. Türkiye’miz aynı zamanda sınırlarımızın ötesindeki kardeşlerimizin başı dara düştüğünde sığınacak en güvenli limandır.

Erdoğan’ın işaret ettiği ‘Kızıl Elma’ nedir?
Erdoğan’ın işaret ettiği ‘Kızıl Elma’ nedir?
İçeriği Görüntüle

“Suriye’deki Kürtlerin güvenliğinin teminatı Türkiye’dir”

Suriye’deki tüm kardeş halklar gibi Kürtlerin de güvenliğinin, huzurunun, esenliğinin teminatı Türkiye’dir. Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak, kardeşlik ve komşuluk hukukunu gözetenler kazanacak. Kıblesini şaşırıp kendilerine yeni yabancı patronlar arayanlar ise eninde sonunda kaybedecektir.

“Kılıç kılından çıkarsa, kaleme ve kelama yer kalmaz”

Şunu da biliyoruz ki; kılıç kılından çıkarsa, kaleme ve kelama yer kalmaz. Kimse unutmasın; Türkler, Araplar, Kürtler olarak bu coğrafyada kıyamete kadar hep beraber yan yana yaşayacağız. Müslüman kanından beslenenler tarih sahnesinde çekindikten sonra bile biz yine burada olacağız. Unutmayın, Malazgirt’te olacağız.”

Muhabir: Şevval Dalgıç