Son yıllarda sağlıklı yaşam ve kilo kontrolü trendleri arasında öne çıkan ketojenik beslenme, düşük karbonhidrat ve yüksek yağ odaklı bir diyet yaklaşımı olarak dikkat çekiyor. Bu beslenme şekli, vücudu glikoz yerine yağları enerji kaynağı olarak kullanmaya alıştırarak metabolik değişiklikler yaratmayı hedefliyor.

Elips Haber’e konuşan Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Berin Aslantaş, ketojenik beslenmenin bedende hangi etkileri yarattığını, kimler için uygun olduğunu ve uygulanırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini açıkladı.

Zihinsel odaklanmayı artırabilir

Berin Aslantaş, “Ketojenik beslenmenin birincil amacı, vücudu karbonhidratlardan aldığı enerjiden uzaklaştırıp yağları yakmaya yönlendirmektir. Normal beslenme düzeninde enerji kaynağı olarak glikoz kullanılırken, ketojenik diyette keton cisimleri ön plana çıkar. Bu süreç, metabolizmanın yağ depolarını enerjiye dönüştürmesini hızlandırır ve özellikle fazla kilo sorunu olan kişiler için destek sağlar. Ayrıca beyin için daha stabil bir enerji kaynağı sağladığı için zihinsel odaklanmayı artırabilir” dedi.

Vücut depolanmış yağları enerjiye çevir

Ketojonik beslenmede hedefleri anlatan Berin Aslantaş,Ketojenik beslenme ayrıca kan şekeri ve insülin seviyelerinin daha dengeli olmasına yardımcı olur. Vücut depolanmış yağları enerjiye dönüştürdüğü için kilo kaybı desteklenir ve açlık hissi azalır. Bazı çalışmalar, bu beslenme biçiminin trigliserid ve ‘kötü’ LDL kolesterol seviyelerini düşürürken, ‘iyi’ HDL kolesterolü artırabileceğini de göstermektedir. Ayrıca ketonlar, beyin için sürekli ve stabil bir enerji kaynağı oluşturur, bu da gün boyunca yorgunluk ve ani açlık krizlerini azaltabilir” diye konuştu.

Uzman kontrolünde yürütmek çok önemli

Aslantaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ketojenik diyete başlarken çoğu kişi kısa süreli halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve konsantrasyon sorunları yaşayabilir; buna ‘keto gribi’ denir. Uzun vadede ise lif, bazı vitaminler ve mineraller eksik kalabilir. Bu nedenle diyeti uygularken sebze, düşük karbonhidratlı meyve ve takviyelerle beslenmenin dengeli olması önemlidir. Ayrıca kişiye özel planlanmayan ketojenik diyet böbrek ve karaciğer fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Bu yüzden diyet mutlaka uzman kontrolünde uygulanmalıdır'.

Kimler ketojenik beslenmeyi uygulayabilir?

Genel olarak sağlıklı yetişkinler bu diyeti deneyebilir. Ancak diyabet, böbrek veya karaciğer hastalığı olanlar, hamile ve emziren kadınlar için uygun değildir. Ayrıca çocuk ve ergen yaş grubunda uygulanması da önerilmez. Kişisel sağlık durumu, günlük enerji ihtiyacı ve mevcut hastalıklar dikkate alınmadan ketojenik diyete başlamak riskli olabilir.

Normalde başlarda epilepsi hastalarında kullanılan bu diyet zamanla sağlıklı yetişkinler ve özellikle sporcular tarafından da kullanılmaya başlanmış ve güzel sonuçlar edinilmiştir ancak dikkat edilmesi gerekir ki diyetin uzun vadeli uygulanması riskli olabilir bu sebeple uzun süre keto diyet yapmak uzmanlar tarafından önerilmiyor. Diyetisyen eşliğinde doğru uygulanan keto diyet ile sağlıklı bir biçimde kilo kontrolü sağlamak mümkün.

Günlük su tüketiminin ketojenik beslenme tipinde çok önemli olduğunun altını çizen Aslantaş, ''Günlük beslenmede protein kaynakları, sağlıklı yağlar ve düşük karbonhidratlı sebzeler ön planda olmalıdır. Örneğin; yumurta, avokado, zeytinyağı, kuruyemiş, yağlı balıklar ve az karbonhidratlı yeşil sebzeler tercih edilebilir. Günlük su tüketimi artırılmalı ve elektrolit dengesi korunmalıdır. Her bireyin kalori ve makro besin ihtiyacı farklı olduğu için ketojenik diyet kişiselleştirilmelidir. Doğru planlanmış bir ketojenik diyet, hem kilo kontrolünü destekler hem de metabolik sağlığın korunmasına yardımcı olur.

Dışarıda yemek yemek artık lüks oldu: Vatandaşlar evlere yöneldi!
Dışarıda yemek yemek artık lüks oldu: Vatandaşlar evlere yöneldi!
İçeriği Görüntüle

Berin Aslantaş, ketojenik beslenmenin bilinçli ve uzman kontrolünde uygulanması halinde hem metabolik sağlık hem de kilo yönetimi açısından etkili olabileceğini vurguladı.

Muhabir: Albina Sıla Aslan