Silivri’de dün görülen “Diploma Davası”nın ilk duruşmasında, tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın talepleri tartışma yarattı. Çorlu Karatepe Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlanan Pehlivan, müvekkiliyle görüşemediğini belirterek bir sonraki duruşmada salonda hazır bulunmayı istedi. Ancak mahkeme, bu talebi reddetti.

Kararın ardından barolar ortak bir açıklama yayımlayarak tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Meslektaşımızın maruz kaldığı bu uygulama; savunma hakkının kutsallığını, avukatlık mesleğinin evrensel güvencelerini ve hukuk devletine duyulan güveni zedelemiştir. Avukata yöneltilen her baskı, doğrudan yurttaşın savunma ve adil yargılanma hakkına yöneltilmiş demektir. Avukatlık mesleği suç değildir. Avukat müvekkilinin sesi, cübbemiz ise mesleğimizin onurudur.”

Barolar, avukatların görevlerini yerine getirirken karşılaştıkları her türlü baskının demokratik hukuk düzenine zarar verdiğini belirtti. Ayrıca savunma hakkının kısıtlanmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı.

76 barodan ortak açıklama

İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nin bu kararına Türkiye genelindeki 76 baro tepki gösterdi. Ortak açıklamada, "Meslektaşımızın maruz kaldığı bu uygulama; savunma hakkının kutsallığını, avukatlık mesleğinin evrensel güvencelerini ve hukuk devletine duyulan güveni zedelemiştir" denildi.

Ortak açıklama şöyle:

Uzman çavuş şehit düştü: Yerlikaya ve MSB’den başsağlığı mesajı
Uzman çavuş şehit düştü: Yerlikaya ve MSB’den başsağlığı mesajı
İçeriği Görüntüle

"Avukatlık faaliyetleri nedeniyle hukuka aykırı şekilde tutuklu bulunan meslektaşımız Av. Mehmet Pehlivan; bağımsız savunmanın sembolü olan cübbesinden ve savunmanın yapılması için gerekli uygun koşullardan mahrum bırakılmış, müvekkilini cezaevinden SEGBİS aracılığıyla savunmak zorunda kalmıştır. SEGBİS ile bağlanması, savunma hakkını gözeten olumlu bir adım olarak görülse de meslektaşımızın bir sonraki celse duruşma salonunda hazır bulunma talebinin reddedilmesi savunma hakkını ortadan kaldıran, kabul edilemez bir tutumdur.

Bu uygulama; Avukatlık Kanunu'na, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'na, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkına ve BM Havana Kuralları'nda düzenlenen avukatların bağımsızlığına açıkça aykırıdır.

Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmeler, devletlere avukatların görevlerini her türlü baskı, engel ve tehditten uzak icra etmelerini güvence altına alma yükümlülüğü yükler. Bu sözleşmeler; avukatların müvekkilleriyle gizlilik içinde ve engelsiz görüşme hakkını, mesleğin bağımsızlığını ve mesleki sembollerin korunmasını garanti altına alır.

"Avukata yöneltilen her baskı, doğrudan yurttaşın savunma ve adil yargılanma hakkına yöneltilmiş demektir"

Meslektaşımızın maruz kaldığı bu uygulama; savunma hakkının kutsallığını, avukatlık mesleğinin evrensel güvencelerini ve hukuk devletine duyulan güveni zedelemiştir. Avukata yöneltilen her baskı, doğrudan yurttaşın savunma ve adil yargılanma hakkına yöneltilmiş demektir. Avukatlık mesleği suç değildir. Avukat müvekkilinin sesi, cübbemiz ise mesleğimizin onurudur.

Bu bağlamda; savunma hakkını, mesleğin bağımsızlığını ve avukatlık faaliyetlerini koruma altına alan ulusal ve uluslararası normları bir kez daha hatırlatarak meslektaşımız Av. Mehmet Pehlivan'a yönelik tüm bu hukuksuz uygulamaları kabul etmediğimizi, Avukatların özgürlüğünü ve mesleki onurunu hedef alan her türlü girişime karşı mesleğin evrensel değerlerini savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."

Kaynak: Haber Merkezi