‘Bir ara görüşelim’ herkesin arkadaşına bir yılda en az beş 10 kez kurduğu bir cümle. Fakat bu cümle zamanla bir tür erteleme butonuna dönüşüyor.

Sonuçta her yedi yılda bir arkadaş kadromuzun yarısı değişiyor.

Tabii bu kopuşlar konuşacak hiçbir laf bulamamaktan veya tamamen uyumsuz olmaktan kaynaklanmıyor. Sadece yaşam evrelerimize eşlik edememek buna neden oluyor.

Yazar Dolly Alderton evlenmenin hem erkeklerin hem kadınların arakadaşlıklarına ağır hasar verdiğini söylüyor.

‘BFF? The Truth About Female Friendship’ (Sonsuza Kadar En İyi Arkadaşlar-Kadınların Arkadaşlıkları Hakkındaki Hakikat) kitabının yazarı ilişki uzmanı Claire Cohen, kısa süre önce doğan oğlunun ardından bunu ilk elden deneyimliyor.

Cohen annelik sonrası değişen arkadaşlık ilişkilerini bu kitabında anlatıyor.

BBC’nin aktardığına göre uzmanlar da güçlü ve sağlıklı arkadaşlıkların en az diyet ve egzersiz kadar insanın yaşam süresini uzattığını savunuyor.

Yine uzmanlar yeni bir ilişkiye başlasa bile insanların arkadaşlarına önem vermesi gerektiğini aksi halde ‘ilişkisel yalnızlık’ (ilişki içindeyken kişinin arkadaşlarından izole olması) durumuna düşeceğini belirtiyor.

Arkadaşlıklar için bazı öneriler

‘Karmaşayla barışın’

Kilosu ile gündeme gelen Derin Talu Survivor 2026 yolcusu mu oluyor?
Kilosu ile gündeme gelen Derin Talu Survivor 2026 yolcusu mu oluyor?
İçeriği Görüntüle

Arkadaşlarınız için hayatınızın düzelmesini beklemeyin, onları dağınıklığınıza davet edin.

Bebeğinizle spor salonuna mı gidiyorsunuz, ayak işlerinizi mi hallediyorsunuz ya da alışveriş mi yapıyorsunuz? Yanınıza bir arkadaşınızı alın.

Arkadaşlıkların devam edebilmesi için onlara alan tanıyın.

Uzmanlar yine mesajlaşmanın ve sanal iletişimin öğrenilmiş yalnızlığı normalleştirdiğini savunuyor.

Bundan kaçınmak için sosyalleşmenin bir kas gibi olduğunu hatırlamak gerekiyor: Ne kadar çok yaparsak o kadar kolaylaşıyor.

Dışarı çıkmakta zorlananlaraysa buluşma öncesi korkular yerine gelecekte kendilerinin ne kadar mutlu olacağını düşünmeleri tavsiye ediliyor.

Sonsuza kadar süren dostluk var mı?

Arkadaşlıklarımızı ‘kırılgan değil esnek’ olarak düşünmeli ve yoğun veya zorlu zamanlarda duyguların azalmayacağına güvenmeliyiz.

Buluşmalara gelince, kitap kulüpleri veya seramik kursları gibi “organize eğlencelerin” ev sahipliği stresini hafifletebileceğini ve bunu ortak bir etkinliğe dönüşebileceğini aklımızda tutmalıyız.

Nihayetinde, dostlarımızın gerçekten yanımızda olacağına güvenmemiz gerekir. Ya da psikolog Julia Samuels’in dediği gibi: “Düşündüğünüzden daha çok sevildiğinize güvenin ve risk alın”.

Kaynak: Haber Merkezi